İşçi Emekçi Birliği, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) başkenti Washington’da toplanan NATO’nun 75. yıl zirvesini protesto etmek için Dolmabahçe Meydanında bir araya geldi. Eylemde, “Emperyalist savaşa, savaş aygıtı NATO’ya dur de” pankartı açıldı.
Eylem boyunca, “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği”, “Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. filoyu unutmayın”, “Katil NATO, Ortadoğu’dan defol”, “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın mücadelemiz”, “NATO’dan çıkılsın, emperyalist üsler kapatılsın” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını okuyan Türker Demirci, Washington’da toplanan NATO zirvesinde egemenlerin dünya halklarına, işçi ve emekçilere dönük yeni savaş ve saldırı politikalarını hayata geçirmek, dünyanın yeniden paylaşımı için pazarlık üzere yan yana geldiğini söyledi.
Basın açıklamasından 👇
“68 Kuşağının Dolmabahçe’de, NATO askerlerini denize döktüğü 15-17 Temmuz 1969 protestolarının 55. yılındayız. NATO’nun halklara, emekçilere karşı kanlı bir aygıt olduğunu gören 68 kuşağı bizlere onurlu bir miras ve mücadele bırakmışlardır. Bizler onların… pic.twitter.com/h77TqsPKXv
— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) July 10, 2024
“Emperyalistler ve işbirlikçileri kendi çıkarlarını korumak, yeni pazar alanları yaratmak, sınıf ve kitle hareketlerini boğmak için 75 yıldır NATO zeminini kullanıyorlar. Zirve öncesi ve zirvede; dünya genelinde yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal krizin faturasını işçilere, emekçilere halklara ödetmek için kirli hesaplar ve pazarlıklar yapıyorlar” diyen Demirci, tüm canlı hayatını yıkıma sürükleyen emperyalistlere ve savaş örgütü NATO’ya geçit vermeyeceklerini söyledi.
“NATO iç savaş aygıtı olma misyonunu devam ettiriyor”
NATO’nun 75 yıl önce halklara karşı savaş ve saldırganlık aygıtı olarak kurulduğunu ifade eden Demirci, SSCB ve doğu bloğunun dağılmasının ardından kendini fes etmesi gereken NATO’nun iç savaş aygıtı olma misyonunu devam ettirdiğini söyledi.
NATO’nun kuruluşunun hemen ardından üye ülkelerde kontrgerilla yapıları oluşturduğunu ifade eden Demirci, şöyle devam etti: “Türkiye’de NATO bünyesinde kurulan iç savaş aygıtları (Özel Harekât Dairesi, Jitem, Özel Kuvvetler vb.) bir dizi suikast, kışkırtma, faili meçhuller, cinayet Maraş, Sivas, Çorum, Gazi gibi katliamlar gerçekleştirmiştir. Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesini boğmak, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesini bastırmak, kapitalist düzene karşı gelişen devrimci yükselişi engellemek için her türlü saldırıyı devreye sokmuştur. 12 Mart, 12 Eylül darbeleri bu saldırı ve organizasyonların en kapsamlılarıdır. Bu darbeler CIA-NATO karargahlarında işbirlikçileriyle birlikte planlanmış ordu tarafından hayata geçirilmiştir.”
“Filistin’deki katliamın sorumlusu emperyalistler ve işbirlikçileridir”
Emperyalistlerin NATO aracılığıyla dünyanın her yerinde ulusal kurtuluş mücadelelerini, toplumsal hareketleri boğmak için harekete geçtiğini vurgulayan Demirci, emperyalistlerin hegemonya kavgaları uğruna dünyayı kana boğduğunu söyledi.
“Ortadoğu’dan Afrika’ya halkların yeraltı zenginlikleri başta olmak üzere tüm zenginliklerine el koymak için savaşlar organize ediyorlar, çete yapılanmaları örgütlüyorlar. Bugün Filistin’de yaşanan katliamın, Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesinin kanla boğulmaya çalışılmasının sorumlusu ABD başta olmak üzere emperyalistler, gerici bölge devletleri ve işbirlikçileridir” diyen Demirci, Filistin’de soykırımı sürdüren siyonist İsrail’e istihbarat desteğinin Türkiye’deki NATO’nun Kürecik üssünden sağlandığına, Libya ve Lübnan’a gerçekleştirilen emperyalist saldırılarda Türkiye’de bulunan NATO üslerinin kullanıldığına dikkat çekti.
“Kürt halkının Rojava’daki kazanımlarını boğmak”
Sermayenin çıkarlarının bekçiliğini yapan AKP-MHP iktidarının temsilcilerinin NATO zirvesi öncesi ABD’yle pazarlık masasına oturduğunu ifade eden Demirci, “Kürt halkının Rojava’daki kazanımlarını boğmak bu pazarlığın gündemlerinden birini oluşturmaktadır. Dışarıda savaş ve saldırganlık politikalarını artırırken içeride ise baskı, ekonomik ve sosyal yıkım programlarını devreye sokmaktadır. İşçilere sefalet dayatan politikalar OVP adı altında devreye sokulmaktadır. Sermaye ve AKP-MHP iktidarının yaşanan çok yönlü krize bir çözümleri yoktur. Krizi, sorunları yaratanlar, çözüm üretemezler. Bu nedenle savaş ve saldırganlık, sosyal yıkım, baskı ve zorbalık kullanacakları tek yoldur” dedi.
“68 kuşağının mirasına sahip çıkacağız”
Emperyalistlere, işbirlikçilerine ve savaş aygıtı NATO’ya karşı işçilerin, emekçilerin, halkların birleşik mücadeleyi büyütmesi gerektiğini ifade eden Demirci, şöyle devam etti: “68 Kuşağının Dolmabahçe’de, NATO askerlerini denize döktüğü 15-17 Temmuz 1969 protestolarının 55. yılındayız. NATO’nun halklara, emekçilere karşı kanlı bir aygıt olduğunu gören 68 kuşağı bizlere onurlu bir miras ve mücadele bırakmışlardır. Bizler onların mirasına sahip çıkacağız. Dünyayı büyük bir yıkıma sürükleyen emperyalist-kapitalist düzeni ve onun saldırı, savaş, iç savaş aygıtı NATO’yu parçalayacağız. Dünya halklarının başına musallat olan, kan ve gözyaşından başka bir şey sunmayan emperyalistleri ve işbirlikçileri tarihin çöplüğüne atacağız. Halkların özgür ve eşit olduğu, işçi sınıfı ve emekçilerin baskı ve sömürüden kurtulduğu dünyayı inşa etme mücadelemizi büyüteceğiz.”