22.9 C
İstanbul
27 Temmuz Cumartesi, 2024
spot_img

Can Atalay için ikinci hak ihlal kararı

Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından ilk kararına uyulmayan Anayasa Mahkemesi, Can Atalay hakkında yine oy çokluğuyla hak ihlali kararı verdi. Atalay'ın tahliyesi için ise oybirliği sağlandı.

Can Atalay’ın avukatları tarafından ikinci kez yapılan başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi ikinci kez hak ihlali kararı verdi.

Karara ilişkin, “Anayasa’nın 67. Maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının 3 karşı oy ve oyçokluğu ile ihlal edildiğine karar verilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

AYM’nin verdiği ilk hak ihlali kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından uygulanmamış ve Can Atalay tahliye edilmemişti. AYM’nin bugün verdiği kararda bir önceki hak ihlali kararında tahliye talebine karşı 5 AYM üyesi de Can Atalay’ın tahliye edilmesi yönünde oy kullandı. Bir başka deyişle hak ihlali kararına karşı çıkan üyeler de “Bizim itirazımıza rağmen oyçokluğuyla bir hak ihlali kararı alındıysa alt mahkeme bu karara direnmeyip uygulamalı” demiş oldu.

AYM’nin kısa kararının tahliyeye ilişkin bölümü şöyle:

“Kararın bir örneğinin icra edilmemiş olan Anayasa Mahkemesinin Şerafettin Can Atalay (2) kararı ile eldeki başvuruya ilişkin Şerafettin Can Atalay (3) kararında tespit edilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için anılan mahkemeye (E.2021/178) GÖNDERİLMESİNE OYBİRLİĞİYLE,”

AYM kısa kararının tam metni ise şöyle:

“Başvuru; Anayasa Mahkemesinin ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle bireysel başvuru hakkının, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, mahkûmiyet hükmünün infazına devam edilmesi nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

A. Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

B. 1. Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE,

2. Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ve Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE OYÇOKLUĞUYLA,

C. Kararın bir örneğinin icra edilmemiş olan Anayasa Mahkemesinin Şerafettin Can Atalay (2) kararı ile eldeki başvuruya ilişkin Şerafettin Can Atalay (3) kararında tespit edilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için anılan mahkemeye (E.2021/178) GÖNDERİLMESİNE OYBİRLİĞİYLE,

D. Başvurucuya talebiyle bağlı kalınarak net 100.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE OYBİRLİĞİYLE,

E. 2.220,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 21.020,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için ve ilgileri nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisine, Adalet Bakanlığına ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE 21/12/2023 tarihinde karar verildi.”

AYM, ilk ihlal kararını 5’e karşı 9 oyla almıştı. İkinci ihlal kararında ise bu rakam 3’e 11 oldu. 15 üyeli AYM’de bir üyenin toplantıya katılmadığı öğrenildi.

Erkan Baş’tan TBMM’de açıklama: Can Atalay derhal tahliye edilmeli

Erkan Baş

TİP Genel Başkanı Erkan Baş TBMM’de yaptığı açıklamada AYM’nin Can Atalay kararıyla ilgili konuştu. Baş, “Can Atalay derhal serbest bırakılmalı, lamı cimi yok artık” dedi.

Baş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Anayasa Mahkemesinin, Atalay hakkındaki ihlal kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruda verdiği kararı ilgili mahkemeye gönderdiğini hatırlattı.

Erkan Baş, Can Atalay için mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesine oy birliğiyle karar verildiğini söyledi.

Baş, “Can Atalay’ın cezaevinde tutulmasının hiçbir hukuki hükmü yoktu. An itibarıyla bu tescil edilmiş oldu. Derhal yapılması gereken şey Hatay milletvekilimizin tahliye edilmesi ve görevine başlamasının sağlanması. Bunun artık lamı cimi yok.” dedi.

Baş, Anayasa Mahkemesinin kararına uyulmasını ve Can Atalay’ın bir an önce tahliye edilmesini istedi.

Can’ın Arkadaşları: AYM kararı uygulansın

img

Can’ın Arkadaşları, Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği kararın uygulanmasını istedi.

Can’ın Arkadaşları/Meslektaşları, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’a dair Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararının uygulanmaması üzerine yapılan yeni başvuruya ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Can Atalay Meclise, Can Atalay’a özgürlük” pankartının taşındığı açıklamaya, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyelerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

“Yargı kararları herkesi bağlar”

Açıklamada konuşan Gaziosmanpaşa Bölge Hukukçular Derneği Başkanı avukat Buket Gülay, AYM’nin Atalay hakkında ihlal kararları verdiğini anımsattı. Gülay, Yargıtay’ın kararlara uymadığını ve bunun hukuken izah edilemez olduğunu vurguladı. Gülay, “Yargı kararları devleti, yöneticilerini olmak üzere herkesi bağlar. Mahkeme kararları istisnasız uygulanmalıdır. Yargı kararlarının bağımsız olarak uygulanmadığı toplumlarda bağımsızlıktan söz edilemez. Can Atalay halkın oyuyla vekillik yapamıyorsa oy alarak vekillik yapmaya başlamış her vekilin, vekilliğinin meşruluğu tartışılır hale gelmiştir” diye belirtti.

Siyasi pozisyon

Ardından söz alan ÇHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Çiğdem Akbulut ise şöyle konuştu: “AYM’nin daha önce Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dosyalarında verdiği kararlarda gördüğümüz, hukuku hiçe sayan, siyasi talimatlara göre konumlandığı pozisyona dönmeyeceğini umuyoruz. ÇHD Başkanımız Selçuk Kozağaçlı ve üyelerimiz hakkında tamamen hukuka aykırı şekilde elde edilmiş ve düzenlenmiş delilleri dayanak alarak gerçekleştirilen tutuklamalara ve verilen mahkumiyet hükmüne dair yaptığımız başvurularda yine bir siyasi yargılama mevzu bahis olduğu için hiç bir hak ihlali bulmayan pozisyonuna geri dönmemesini umuyoruz.”

“Yargı kararları uygulanmıyor”

ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak da, ülkede siyasal iktidarın güç kazanmasıyla birlikte hukuk makamlarındaki istisnai bir halin genel hale çevrildiğini söyledi. Çakmak, “Bir devletin meşruluğunu asıl kaynağı Anayasa ve yasalara bağlılığıdır. Siyasal iktidarlar da bu meşruluğun asli vazifedarlarıdır. Aslında bir kararın uygulanması için en çok siyasal iktidarlar mücadele vermelidir. Ama gelmiş olduğumuz noktada siyasal iktidar eli ile yargı kararları uygulanmıyor” ifadelerini kullandı.

İskender Bayhan: Can Atalay Mecliste olmalı

İskender Bayhan

Kararı Evrensel’e değerlendiren Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Oylamada görüyoruz ki 2 AYM üyesi daha yanlıştan dönmüş, en azından kendi anayasasına uygun bir oy kullanmış” dedi.

Asıl önemli olanın bundan sonraki süreç olduğunu söyleyen Bayhan, “13. Ağır Ceza Mahkemesi buna uyacak mı, yine Yargıtay süreci olacak mı? Asıl bu işin belirleyici, karar verici merkezindeki değerlendirme ne olacak? Bundan sonrasında AYM kararının uygulanıp uygulamayacağını, bir kez daha AYM kararının ayaklar altına alınıp alınmayacağını, önümüzdeki birkaç gün içinde göreceğiz” diye konuştu.

Bayhan şöyle devam etti:

“Ama başından beri söylüyoruz. Can Atalay gerçek anlamda demokratik bir işleyişin olduğu bir ülkede zaten Mecliste olmalıydı. Şu anda cezaevinde tutulması tamamen kendi anayasalarının ihlalidir, hak ihlalidir ve bir an önce bu tutumundan vazgeçmesi gerekiyor hükümetin. Can Atalay Mecliste olmalı. Tek adam yönetimi bu kararı tanımazsa ve daha önceki tutumunda ısrar ederse bu şu demektir: Meclisi de Anayasa’nın ayaklar altına alınmasına ortak etmek istiyorlar demektir. Cezasının Mecliste okutulmasını tercih ederlerse bu Türkiye’deki tek adam rejiminin yeni bir suç işlemesi anlamına gelir. Biz buna tepki göstermeye devam edeceğiz.”

Ne olmuştu?

Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP’ten milletvekili seçilmişti. Atalay’ın, “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce reddedilmişti. Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmıştı.

Sürecin devam ettiği sırada Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı. AYM de başvuruyu kabul ederek oy çokluğuyla 25 Ekim’de Can Atalay’ın “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. AYM’nin kısa kararı Gezi davasına bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye işçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek, tahliyesinin gerektiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendirirken, tarihe geçecek bir hükme imza attı. Yargıtay, AYM kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN TEMMUZ SAYISI ÇIKTIspot_img
İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,700AboneAbone Ol