Geçtiğimiz yılın şubat ayında Antalya-Kemer’deki antik Likya kenti Phaselis’in sınırları içerisinde yer alan 1’inci Derece Arkeolojik Sit Alanı niteliğindeki Alacasu ve Bostanlık koylarındaki iki halk plajı projesinin inşaatına başlandı. İnşaatın başlamasının ardından bazı çevre örgütleri ve meslek odaları halk plajı projelerinin iptali için yargıya başvurdu.
Birinci derece SİT alanı olan Phaselis Antik Kenti’nde yapılaşma çalışmaları başladı.
“Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi Yapım İşi” ismiyle ihale edilen proje kapsamında başlatılan çalışmalara karşı ilk dava, Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası ve Tekirovalı 14 doğa savunucusu tarafından, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun projeye izin kararının iptali için açıldı.
Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi, projelerle ilgili “telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabilecek nitelikte bulunması” nedeniyle nisanda yürütmeyi durdurma kararı verdi.
İhaleyi alan firma mahkeme kararının ihaleyle bir ilgisi olmadığını söyleyerek inşaat çalışmalarına devam etti. Bunun üzerine Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve 14 doğa savunucusu, Antalya Phaselis Antik Kenti’nde, halk plajı ve günübirlik tesis yapım ihale kararı ve ihale konusu projenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle bir başka dava daha açtı.
Ankara 11’inci İdare Mahkemesi, geçen yıl mayıs ayında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme, 2024 Şubat’ta ise ihalenin iptaline karar verdi.
“Bu yapılaşma kanunlara aykırı”
Antalya 3’üncü İdare Mahkemesi de Koruma Bölge Kurulu’nun Phaselis projesiyle ilgili iki kararını iptal etti. Avukat Tuncay Koç, “Bilirkişi incelemesinde bu yapılaşmanın Kıyı Kanunu’na, Milli Parklar Kanunu’na ve 2863 sayılı Kültür Varlıkları Koruma Kanunu’na aykırı olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın plaj işletmesi mantığıyla söz konusu projesi hazırladığını söyleyen avukat Tuncay Koç, “Bu projenin sahadaki arkeolojik kalıntılara ve bölgedeki endemik bitkilere zararı olduğu çok açık. Aynı zamanda Kıyı Kanunu ihlal edilmiş durumda. Antalya’nın en bakir iki koyunu bu şekilde yoğun bir turizme açmak, o bölgelerin arkeolojik ve doğal özelliklerini yok edici bir potansiyele sahip. Hem ihale dosyası hem de Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun verdiği izinlerin hepsi mahkemeler tarafından iptal edildi ve proje durduruldu. Şu ana kadar da proje küçültülerek, arka kısma alındı ve ilk projeye göre daha küçük bazı inşaları gerçekleşti” dedi.
