Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, “Bu koalisyonun amacı, Siyonist yapıyı zor durumdan kurtarmaktır” derken Husiler, Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı gemileri hedef almaya devam edeceklerini açıkladı.
“Bu koalisyonun amacı, Siyonist yapıyı zor durumdan kurtarmaktır”
“ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, gaspçı varlığın kalbinden, işgal liderleriyle düzenlediği ortak basın toplantısında, Kızıldeniz’deki su yollarını korumak için uluslararası bir deniz koalisyonu kurulduğunu duyurdu.
Amerikan yönetiminin ve müttefiklerinin Gazze Şeridi’nde Filistin halkımızın maruz kaldığı soykırım kampanyasına tam katılımını yeniden teyit eden, bölgenin güvenliğine ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehdit oluşturan bölgedeki varlıklarını ve yeteneklerini güçlendirme, yetenek ve zenginliğini kontrol etme kararlılığını da teyit eden bu koalisyonun kurulmasındaki asıl amaç, halkımızın efsanevi kararlılığı ve direnişi ile Yemen silahlı kuvvetlerinin güneydeki Siyonist hedef ve çıkarlarına yönelik gerçekleştirdiği niteliksel saldırılara karşı Siyonist yapıyı korumak ve içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmaktır.
“Yalan ve aldatmaca”
Amerikan yönetimi ve onun bölgedeki ve dünyadaki araçlarının, uluslararası ticareti ve küresel deniz güvenliğini koruma bahanesiyle bu adımı atması, özellikle Yemen silahlı kuvvetlerinin ‘Siyonist yapının limanlarına giden gemiler hariç, Kızıldeniz’den geçen tüm gemilerin güvenliği ve emniyetinden endişe duyduğunu’ defalarca teyit etmesi, apaçık bir yalan ve aldatmacadır.
Filistin halkının vazgeçilmez hakları
Bölge halklarının çıkarlarına düşman olan bu koalisyona katıldıklarını açıklayan ülkeleri (Bahreyn, İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller, İspanya), Filistin halkına yönelik saldırganlığını durdurması, ateşin derhal ve tamamen kesilmesi, halkımıza yönelik kuşatmanın yanı sıra Kudüs’te, Batı Şeria’da ve işgalin gözaltı merkezlerindeki Filistinli tutuklulara yönelik saldırganlık ve suç uygulamalarını durdurması için siyonist devlete baskı uygulamaya, bu saldırıya katılmaktan kaçınmaya, vahşi ve kanlı suçlarını uluslararası kurumlarda örtbas etmemeye ve Filistin halkının vazgeçilmez haklarını tanımaya çağırıyoruz.
“İttifak, gerilimi daha da artıracak”
Küresel barışı ve istikrarı ancak bu sağlayabilir. Bu ittifakın kurulmasına yönelik adım, bölgedeki gerilimi ve yangını daha da artıracak, geçici Siyonist varlığın güvenliğini koruyamayacak.
Ayrıca, Bahreyn Krallığı’nın bu düşman ittifaka katılma kararını da güçlü bir şekilde kınıyor, tarihin bilinen en vahşi cinayet ve suç makinesi karşısında, tarihin, saldırının suç ortaklarına, ihmalkâr davrananlara ve Filistin topraklarındaki halkımıza destek vermeyenlere karşı merhametli olmayacağının altını çizerek kararını derhal geri çekmesi ve her türlü normalleşmeyi reddeden kardeş Bahreyn halkının nabzına derhal yanıt vermesi çağrısında bulunuyoruz. Aynı zamanda diğer bölge ülkelerine de Amerika ve Batı’nın dikta ve isteklerine uymamaları, bu ittifaka katılmamaları, üzerindeki örtüyü ve meşruiyetini kaldırmaları, üslerini bölgeden çıkarmaları ve siyonist oluşumla her türlü ilişki ve anlaşmayı durdurmaları çağrısında bulunuyoruz.
Saldırgan güçler ne kadar güçlü ve kibirli olursa olsun, Yemen halkının ve liderlerinin kararlarını etkileyemeyeceğine olan güvenimiz tamdır. Gururlu Yemen halkını, silahlı kuvvetlerini, cesur ve bilge liderlerini selamlıyoruz!”
Husiler: Filistin meselesinde tavrımız değişmeyecek
Husilerin üst düzey isimlerinden Muhammed El Bukhaiti konuyla ilgili açıklamasında, “Deniz ittifakı kurulsa da kurulmasa da Filistin meselesinde tavrımız değişmeyecek” ifadelerini kullandı.
İsrail gemilerini ve İsrail’e giden gemileri hedef almaya devam edeceklerini söyleyen El Bukhaiti,”Kuşatma bitene, gıda ve ilaç girişi olana kadar Filistin’e ve Gazze Şeridi’ne desteğimiz devam edecek, mazlum Filistin halkına desteğimiz sürekli olacaktır” dedi.
Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Savunma Bakanı Tümgeneral Muhammed Nasır el-Atıfi, ABD’yi Kızıl Deniz’deki yeni bir maceraperestliğin sonuçları konusunda uyardı: “Filolarınızı, gemilerinizi, denizaltılarınızı, uçak gemilerinizi batıracak imkanlara sahibiz.” Amerika ve müttefiklerine şunu da hatırlattı: “Kızıldeniz sizin mezarlığınız olacak.”
Yemen Yüksek Siyasi Konsey üyesi Muhammed Ali Husi’de “Amerika defalarca Sana’daki Yemen hükümeti ile doğrudan iletişim kurmaya çalıştı ancak bu reddedildi. Gazze ve Yemen’deki çocukların katili terörist ABD ile doğrudan iletişim kurmaktan onur duymuyoruz.” dedi.
Newsweek gazetesi “ABD Donanmasının Kızıldeniz’deki sorunları daha da kötüleşti. San’a’nın iyi bir gemisavar füze stoğu var ve ABD Donanması’nın koruyabileceğinden daha fazla gemiyi taciz edebilir.” değerlendirmelerinde bulundu.
Husiler, Kızıldeniz’de İsrail ile ilişkili gemileri hedef alıyor
Husiler, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına karşılık olarak Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef almaya başlamıştı.
Kızıldeniz’deki gemileri İsrail’e doğru gitmemeleri konusunda uyaran Husiler, geçtiğimiz hafta Babülmendep Boğazı’ndaki Norveç bandıralı ‘STRINDA’ adlı ticari tankeri seyir füzesiyle vurmuş, daha önce de İsrail’e ait olduğu iddia edilen Galaxy Leader adlı gemiye el koyarken, iki ticari gemiye ise füze ve dron saldırısı düzenlemişti. Alman Hapag-Lloyd ile Danimarkalı A.P. Moller-Maersk taşımacılık şirketleri ile petrol devi BP, saldırılar nedeniyle Kızıldeniz’deki sevkiyatlarını durdurmuştu.
17 Aralık tarihi itibariyle ABD, Batılı ülkeler ve Siyonist rejime ait çok sayıda savaş gemisi Fars Körfezi, Umman Körfezi, Umman Denizi, Aden Körfezi ve Kızıldeniz’de konuşlanmış durumda.