Baskı, mobbing, düşük ücret ve türlü hak gasplarıyla bilinen CMS fabrikasında son bir yılda bine yakın sayıda işçi işten çıkartıldı.
MESS sözleşmesinin bitmesiyle birlikte işten atmalar artarak devam ediyor, özellikle eski işçiler işten çıkartılıyor. İşten atmalarda da ihbar tazminatlarının gasp edilmesi ve insan kaynaklarının tehditleri yaşanıyor.
Bugün (12 Mayıs) saat 14.30’da işten çıkartılan bir grup CMS işçisi yan yana gelerek Çiğli fabrikası önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasının okunmasından önce CMS’de çalışırken Gemi Söküm direnişine sözcülük yaptığı için işten çıkartılan Ege İşçi Birliği temsilcisi söz alarak konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmada CMS’de yaşanan işten atmaların haksız ve hukuksuz olduğu vurgulanırken fabrikada yetkili sendika Türk Metal’in bu süreçte tıpkı önceki sorunlarda yaptığı gibi sermayenin sözcülüğünü yaptığı söylendi. Aynı zamanda CMS kapitalistinin eşi Deva partisi milletvekili Seda Ösen Kaya’nın tutumu teşhir edildi.
Konuşmanın arkasından CMS işçilerinin avukatlarından İmdat Ataş söz aldı. Ataş 2018 yılında getirilen arabuluculuk uygulamasının işçilere getirdiği zorlukları ifade ederken, CMS fabrikasında yaşanan işten atma sürecinin bunun en somut örneği olduğunu ifade etti. Ataş, işçilerin İK ile görüşmelerindeki tehditlere değinerek bu pervasızlıklarının devletin uygulamalarından kaynaklandığını vurguladı. İmdat Ataş sözlerini CMS işçilerinin mücadelesiyle fiilen haksızlıkların son bulabileceğini söyleyerek sonlandırdı.
CMS işçileri adına okunan basın açıklamasının ardından Ege İşçi Birliği temsilcisi söz aldı. Konuşmasında CMS’de yaşanan işten atma saldırısının MESS kapitalistlerinin ortak planı olduğunu söyledi. MESS sözleşmesinde kıdem farklarıyla ikna olan işçilerin şimdi Micha’da, Habaş’ta, Ege Çelik’te, Totomak’ta bir bir işten atıldığını aktararak “Mücadele edilmeden kazanılan her şey kaybedilir” dedi. Geçmişte yaşanan sorunlar da sıralanarak Türk Metal’in ihanetlerine değinildi.
EİB temsilcisi önümüzdeki dönem tüm burjuva partilerin ortaklaştığı ekonomik krizin faturasını işçi sınıfı ve emekçilere ödetme planını parçalamak için işçileri örgütlenmeye ve mücadeleye çağırarak konuşmasını sonlandırdı.
“CMS işçisi köle değildir”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni”, “İhanetçi Sendika İstemiyoruz” sloganlarının güçlü şekilde atıldığı eylem CMS işçilerinin vardiya giriş çıkışlarının karşılanmasının ardından bitirildi.
Çağdaş Hukuçular Derneği, TİP, EMEP ve Kaldıraç eyleme destek verdi.
Eylemde okunan basın açıklaması ise şöyle:
“İşten atmalar dursun, sömürü düzeni son bulsun.
Türk Metal -CMS sermayesi ortaklığına karşı söyleyecek sözümüz sorulacak hesabımız var
Dostlar kardeşler..
Bizler CMS’nin farklı fabrikalarında hiç bir gerekçe gösterilmeden tazminatsız işten atılan işçileriz. Bugün burada CMS fabrikalarında yaşanan hukuksuz uygulamalara kör gözle bakan kurumlara ve bir fiili halen içerde baskı koşullarında çalışmaya devam eden CMS işçisi kardeşlerimize seslenmek ve tüm kamuoyunu bilgilendirmek için toplandık.
Dostlar, İzmir CMS fabrikalarında yaklaşık 2 yıla yakın bir süredir 1000’den fazla işçi hiçbir gerekçe gösterilmeden, ayrıca hukuksuz biçimde ihbar hakkı gasp edilmek suretiyle işten atılmıştır. Bu işten atma süreçlerinde ihbar hakkını talep eden işçilere “sizi tazminatsız işten atarız, başka yerde iş bulamazsınız” gibi tehditler bizzat Çiğli CMS fabrikasında doğrudan insan kaynakları sorumluları tarafından yapılmıştır.
İhbarsız çıkışı kabul etmeyen işçiler ise tazminatsız işten atılmıştır. Yani CMS sermayesi yüzlerce işçinin ihbar hakkını gasp ederek başka işçilerin tazminatını da bu gaspettiği ihbar haklarından ödemiştir. İşçinin alınterini çalarak düzenini sürdüren CMS patronu işten atma süreçlerinde de ne ahlak, ne yasa tanımış, ne de zerre onurlu davranmıştır.
İşçileri vardiyada çalışırken gecenin 3’ünde kapı önüne koymak, yıllarca çalışan bel fıtığı olan işçileri ihbarsız işten atmak,
raporlu işçi çalıştırmak CMS patronunun işçiye reva gördüğü budur. İşçilerinin adeta canına ot tıkamıştır.
Bu fabrikada Türkiye Cumhuriyeti anayasası değil, CMS sermayesinin Cumhuriyeti hüküm sürüyor. 2 yıla yakındır CMS’nin 4 fabrikasında da işten atmalar yaşanıyor ve bunların birçoğu tazminatsız atılıyor. Peki yıllardır vergi kesintilerinde bizi unutmayan, işsizlik fonlarını sermayeye teşvik olarak yağdıran, devlet kurumları nerdesiniz? Burada yaşananlar için neden herhangi bir soruşturma açmıyorsunuz? Neden CMS’yi görmezden geliyorsunuz? Burası ayrı bir cumhuriyete bağlı bir fabrika mı?
İhbarsız işten atmalar, işçi tehdit etmeler, burda hangi yasalara göre uygulanıyor?
Vergilerimizi cebine indirip bu hukuksuzluğa susan Devlet kurumlarına bakınca anlaşılıyor ki CMS’de orman kanunları işliyor. Yani güçlü kimse yasa odur..
CMS patronu Bertuğ Ösen’in eşi, Deva partisi İzmir milletvekili Seda Kaya Ösen’e de buradan iki çift laf söyleyelim. Seçim dönemi Twitter hesaplarında sürekli demokrasi ve anayasal özgürlük kelimeleri olan paylaşımlar yapan milletvekili Seda hanım bizzat CMS’de demokrasi ve anayasa yok sayılıyor, işçiler hukuksuzca ekmeğinden ediliyor, arabulucu görüşmeleri geçim derdinden kaynaklı zorla dayatılıyor bunlara karşı bir diyeceğiniz var mıdır? Seçime CHP listesinden girerek milletvekili olan DEVA partili Seda Ösen’in geçtiğimiz günlerde kocasının fabrikasına devletten 9 ayrı enerji yatırımı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan teşvik alacağını öğrendik. Sizin demokrasi, hak, hukuk söylemleriniz bu kirli çıkar ilişkilerinin sadece perdesidir biliyoruz. CMS’de yaşanan zulme siz de ortaksınız, yetmediği gibi milyonların özlemlerini seçimde istismar ederek geminizi yürütmeye çalışıyorsunuz.
Bir kaç söz de yaklaşık 200 binden fazla üyesi olan işçi düşmanı Türk Metal sendikasınadır. Sendika dediğimize bakmayın adı sendika olan bu yapının CMS’de görevi
-CMS patronu adına işçileri denetlemektir…
-Haksızlığa karşı sesi çıkan işçileri fişlemektir..
-İşçi aidatları ile aldıkları otelleri işçilere rüşvet misali sunmaktır..
-Sözleşme masalarında on binlerce işçiyi satmaktır..
-Mücadeleyi değil sürekli biat etmenin propagandasını yapmaktır
Biz biliyoruz ki Türk Metal sadece CMS’de değil, örgütlü olduğu her metal fabrikasında binlerce sınıf kardeşimizin ekmeğiyle oynamakta, sermayenin aparatlığını yapmaktadır. Kendisi işçi sendikası değil patron sendikası Mess’in yedek lastiği görevini görmektedir. Elbet Metal işçileri birgün bu ihanetin hesabını soracaktır.
Son sözümüz ise CMS işçilerine..
CMS işçisi kardeşler sizler de bu açıklamayı dinliyorsanız bu sözümüz sizedir. Bizler sizlere kızgın değiliz çünkü bizden önce de çok kişi işten atıldı biz de gerekli tepkiyi veremedik, muhtemelen şu anda içerde sizin yerinizde biz olsak biz de susacağız belki. Çünkü bu ülkede yoksulluk hepimizi esir almış, geçim derdi bizi fabrikada makinanın bir parçası hâline getirmiş. Bu durumdan hem sarı Sendika hem CMS patronu hem de Devlet kurumları faydalandığı kadar faydalanmış.
Ama şunu da bilmek gerekiyor ki bunu değiştirmek yalnızca bizim ellerimizde. Biz bölüm bölüm bir araya gelip, yaşanan bu sorunlara karşı birlik olmazsak her gün sıranın kendimize geleceği korkusuyla yaşamaya devam edeceğiz. Biz sustukça geleceğimiz gidiyor, iş güvencemiz bitiyor, taşeron artıyor. İşçiler sustukça sadece karanlık dayatılıyor. Bu karanlık ancak nasırlı ellerimizde aydınlanır. Bize dayatılan kölece çalışma ve yaşam koşullarına karşı adım atarsak, mücadele edersek kazanan CMS işçisi, kazanan işçi sınıfı olacaktır.
-İşten atmalar son bulsun.
-İşçilerin gasp edilen hakları verilsin.
-Yaşanan haksızlıklar nedeniyle CMS patronu başta olmak üzere bütün sorumlular cezalandırılsın.
İşten atılan CMS işçileri.”