‘Aralarında doktorlar ve hemşirelerin de olduğu’ İstanbul merkezli bir sağlık çetesi, 21 şüpheli bebek ölümüne neden olmakla suçlanmıştı. Durum 14 gündür bebeğini göremeyen bir annenin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.
Savcı Y.E., bebeklerin özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüttüğü sırada makam odasında tehdit edilmişti.
Soruşturma kapsamında itirafçı olan şüphelilerden M.E.O. ifadesinde ‘Zanlılardan Mustafa Kemal Zengin’in adliyeden birini vurması karşılığında kendisine 100 bin dolar teklif ettiğini, saldırı sırasında kullanılmak üzere sürücü ve motosiklet de ayarlayacağını’ söylemişti.
Hakimlik, 15 Ekim’de ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etmek’, ‘birden fazla kişiyle tehdit’, ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’, ‘yargı görevini yapanı etkileme ve kişisel verileri aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ suçlarından avukat Aylin Arslantatar, Mustafa Kemal Zengin, Baki Çelik, Yavuz Çelik ve Muhammed Emin Orhan’ın tutuklanmasına karar vermişti.
Gazeteci Alican Uludağ’ın aktardığına göre sağlık çetesinin işbirliği yaptığı hastaneler şunlar:
- Akabe Sağlık Tesisleri
- Doğamed Sağlık Hizmetleri
- Ekip Sağlık Hizmetleri
- Güney Hastanesi
- Medilife Sağlık Hizmetleri
- Özel Avcılar Hospital Hastanesi
- Özel Avrupa Şafak Hastahanesi
- Özel Bağcılar Medlife Hastanesi
- Özel Doğa Hospital
- Özel İstanbul Şafak Hastanesi
- Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri
- Refik Arslan Sağlık Hizmetleri
- Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi
- Silivri Kolan Hastanesi
- Yonca Sağlık Hizmetleri
- Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi
- GMZ Sağlık Hizmetleri
- Özel Reyap İstanbul Hastanesi
- Özel TRG Hospitalist Hastanesi
- Uludağ, Özel Avcılar Hospital Hastanesi’ninse eski sağlık bakanı Müezzinoğlu’na ait olduğunu söyledi.
Soruşturma kapsamında 22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede çete liderleri Fırat Sarı ve İlker Gönen ile şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir dışındaki 18 zanlı için ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi‘ suçundan 10 ila 437 yıl altı ay hapis cezası istendi.
Şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in hakkındaysa 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez uygulanmak üzere ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl altı aydan 582 yıl dokuzar aya kadar hapis cezası talep edildi.
Zanlı Gıyasettin Mert Özdemir için de ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl dokuz aya kadar hapis cezası istendi.
Ayrıca iddianamede malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine ‘dolandırıcılık’ suçuyla kazanç sağlandığından tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Ne yaşanmıştı?
Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre 30 Ağustos’ta şüpheli avukat A.A, ‘Yeni Doğan’ isimli çeteyle ilgili soruşturma yürüten savcı Y.E. ile önce telefonla sonra da makamında görüştü.
Çeteye yönelik dava kapsamında bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse savcıya suikast yapılacağını belirten avukat A.A, savcının ailesinin yaşadığı yerleri de söyleyip, onlara da zarar verilebileceği tehdidinde bulundu.
Bu planın, ‘Papa suikastı’ gibi birçok olayı gerçekleştiren güçlü bir silahlı grup tarafından yapıldığını söyleyen A.A, savcıya öldürüleceğini iletti.
Bu tehditler üzerine soruşturma başlatılırken, diğer yandan savcının yakınlarının özel bilgilerine ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapıldı.
Avukat A.A’nın irtibatlı olduğu tespit edilen M.K Z. hakkında da fiziki ve teknik takip kararı alınmasının ardından olayın delillendirilmesi için savcının odasına kayıt cihazı yerleştirildi.
Şüpheli M.K.Z’nin görüştüğü savcıyı açık şekilde ölümle tehdit etmesi kayıt altına alınırken, şüphelinin daha sonra üç isimle daha görüştüğü belirlendi.
Yapılan incelemede, savcının kişisel ve ailevi bilgilerinin tehdit edilmeden önceki bir tarihte üç jandarma personeli tarafından sorgulandığı tespit edildi.