22.2 C
İstanbul
8 Eylül Pazar, 2024
spot_img

Yaşam Meclisleri depremin 10. ayında Defne Kaymakamlığı önünde: Ya hakkımız olanı vereceksiniz ya da o koltuktan ineceksiniz!

Depremin 10. ayı vesilesiyle Defne Kaymakamlığı önünde bir eylem yapan Yaşam Meclisleri barınma, ısınma, beslenme başta olmak üzere geçim sorununun en ağır biçimde yaşandığına dikkat çekerek insanca bir yaşam için acil taleplerini dile getirdi

6 Şubat depreminin üzerinden 10 ay geçti. Ülke genelinde soğuk ve yağışlı havalar etkisini gösterirken barınma, altyapı ve enerji sorununun sürdüğü deprem kentlerinde halk zorlu koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.

Depremin 10. ayı vesilesiyle Defne Kaymakamlığı önünde bir eylem yapan Yaşam Meclisleri barınma, ısınma, beslenme başta olmak üzere geçim sorununun en ağır biçimde yaşandığına dikkat çekerek insanca bir yaşam için acil taleplerini sıraladı.

Hak sahipliği tespiti sorununun 10 aydır çözülemediğine ve pek çok insanın hâlâ çadırlarda ya da niteliksiz konteynırlarda kaldığına dikkat çeken depremzedeler, barınma olanaklarını yitiren istisnasız herkesin hak sahibi sayılması gerektiğini söyledi.

“Hak sahibi olduğumuzu kabul etmek zorundasınız!”

Defne Kaymakamlığı önünde “6 Şubat’ın üzerinden 10 ay geçti! Barınamıyoruz, beslenemiyoruz, ısınamıyoruz, geçinemiyoruz! İnsanca yaşamak istiyoruz!” yazılı bir pankart açan Yaşam Meclisleri, “Hatay’ı gör!”, “Hanelerin fatura borçları silinsin! Enerji, su, internet ve telefon ücretsiz sağlansın!”, “Koruyucu sağlık hizmeti sağlansın!”, “Evi yıkılanlara bedelsiz ev!” yazılı dövizler taşıdı.

Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Evrim Çakır, Defne Kaymakamlığı binasını göstererek şöyle konuştu: “10 aydır bu kapıları gide gele aşındırdık. Bu kapılarda hak sahibi olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz. Amasız, fakatsız, koşulsuz, şartsız hepimiz hak sahibiyiz. Hak sahibi olduğumuzu kabul etmek zorundasınız. Hakkımız olanı vermek zorundasınız. Ya hakkımız olanı vereceksiniz ya da o koltuktan ineceksiniz.”

“Bu kente yine kış geldi ve binlerce insan hâlâ çadırlarda”

Yaşam Meclisleri adına basın açıklamasını okuyan Devrim Çetin’de şunları söyledi:

Bir kış vakti evlerimiz yıkılmış, on binlerce canımızı yitirmiştik. Bu kente yine kış geldi ve binlerce insan hâlâ çadırlarda, soğuğa, toza, karanlığa, belirsizliğe terk edilmiş halde yaşıyor. Hâlâ enkaz altından çıkarılmayı bekleyen kayıplarımız var. Hâlâ halk sağlığını hiçe sayan tozlu yıkımlar sürüyor; yaşam alanlarımıza, doğamıza moloz dökülüyor. Hâlâ altyapımız yok, yollarımız bozuk, toplu taşıma yetersiz, sularımız kirli, elektriklerimiz sık sık kesiliyor.

Resmî açıklamalara bakılırsa sorun yok. Ama gelin yıkıntılar arasındaki mahallelerimizi, çadırlarımızı, konteynırlarımızı görün. Hatay tozlu, Hatay üşüyor, Hatay karanlıkta. Yıkıntıların arasında yaşam mücadelesi veren Hataylılar bir de bakıyor hükümet bir yasa geçirmiş. Evlerimiz, mahallelerimiz, şehrimiz artık bizim değilmiş. Devlet şirketlere peşkeş çekmek üzere el koymuş. İstedikleri parayı veremezsek evimizin yerine yaptıkları ev bizim olmayacakmış. Kendi evimizde kiracı, kendi yurdumuzda mülteci olmamızı istiyorlar.

“Devlet kendisini müteahhit bizi müşteri yerine koymuş”

Biz hak sahibi olduğumuzun onaylanmasını, devletin bu yönde yasa çıkarmasını bekliyorduk. Kimimiz hâlâ çadıra mahkûm. Kimimiz kutu gibi konteynırlarda soğukla, yağmur suyuyla başa çıkmaya çalışıyoruz. Devlet ise bizim hak sahipliği sorunumuzu çözeceği yerde bütün haklarımıza el koyup, kendisini müteahhit bizi müşteri yerine koymuş.

Biz bunu kabul etmiyoruz. Kendi şehrimizde mülteci olmayı kabul etmiyoruz. 10 aydır hâlâ hak sahipliği sorununun çözülmemiş olmasını kabul etmiyoruz. Kış günü karanlıkla, soğukla mücadele ederken, elektrik şirketleri tarafından taciz edilmeyi kabul etmiyoruz. Sesimizin, taleplerimizin, haklarımızın yok sayılmasını kabul etmiyoruz.

“Köşemize çekilip susmayacağız”

Bu ülkeyi yönetenler, yasaları çıkaranlar, kamu kaynaklarını kullananlar Hatay halkının ne yaşadığı, ne istediği ile ilgilenmiyor. Halkın çıkarlarını değil inşaat şirketlerinin çıkarlarını savunuyorlar. Bizim ne halde yaşadığımızı görmek, ne dediğimizi duymak istemiyorlar. Ama biz köşemize çekilip susmayacağız. Yaşam Meclislerinde bir araya gelecek, birbirimizi yalnız ve çaresiz bırakmayacağız. Omuz omuza verecek haklarımızı savunacağız.

“Biz hala insanca koşullarda barınamıyoruz, beslenemiyoruz, ısınamıyoruz, geçinemiyoruz” diyen Çetin acil taleplerini sıraladı:

  • Depremde evini yitiren bütün Hataylılar hak sahibi sayılsın! Yeni yapılan evler ek bir bedel istenmeden hak sahiplerine verilsin! Kimse kendi evi için borçlandırılmasın, yeniden kurulan mahallesini terk etmeye zorlanmasın!
  • Hâlâ çadırda yaşayan kent sakinlerine altyapısı ile birlikte konteynır sağlansın!
  • Elektrik ve doğalgaz hizmetlerindeki aksaklıklar çözülsün! Asgari ihtiyaç ölçüsünde elektrik ve doğalgaz Hataylılara ücretsiz sağlansın!
  • Kış boyunca kent halkına aşevlerinden parasız yemek sağlansın! Faal olan aşevleri desteklensin!
  • Geliri olmayan Hataylılara asgari geçim desteği sağlansın!

“Ankara’ya da gittik sesimizi duyurmak için, hâlâ çadırda yatıyoruz!”

Devrim Çetin’in konuşmasının ardından söz alan Harbiye Mahallesi sakini Edibe Güzel de, bir ay önce binlerce dilekçeyle Ankara’ya gittiklerini ancak seslerinin hâlâ duyulmadığını belirterek yetkili makamların sorumsuzluğuna tepki gösterdi.

Basın açıklaması “İnsanca bir yaşam istiyoruz!” sloganlarıyla sona ererken Yaşam Meclisinden bir heyet Kaymakamlığa giderek hâlâ çadırda yaşamını sürdüren ve toplama kampı görünümündeki konteynır kentlere gitmek istemeyen mahalle sakinlerine yerinde konteynır sağlanmasını talebini iletti.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN TEMMUZ SAYISI ÇIKTIspot_img
İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol