Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un 21 Haziran’da çalışmalarına başlayacağını açıkladığı projeye karşı semt halkı Validebağ’daki nöbet eylemini sürdürüyor
Validebağ Korusu’nda 21 Haziran’da başlanacağı açıklanan rehabilitasyon ve düzenleme projesine karşı semt halkı günlerdir nöbette. Projeye karşı çıkan mahalleli, daha fazla beton istemediklerini söyledi.
İstanbul’un Üsküdar ilçesinde bulunan ve 354 bin metrekare alana sahip olan Validebağ Korusu, Anadolu yakasının en büyük ikinci yeşil alanı. Koru, verilen mücadeleler sonucunda 1999’da sit alanı ilan edilerek korumaya alındı. 2018 yılında “Millet Bahçesi Projesi” yapılması ile gündeme gelen koruyu dair tüm plan ve projeler Validebağ Savunması ve Validebağ Gönüllüleri adı altında örgütlenen mahalle halkının verdiği direniş sonucu bu zamana dek engellendi.
Koruya yönelik olarak atılan son adım AKP’li Üsküdar Belediye Meclisi’nden geçirilen “Validebağ Korusu Düzenleme ve Rehabilitasyon Projesi” oldu. Bu proje kapsamında koruya 500 araçlık otopark, aydınlatma direkleri ve festival alanı yapılmak isteniyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un, 21 Haziran Pazartesi günü çalışmalarına başlayacağını açıkladığı projeye karşı semt halkı nöbet eylemi başlattı.
Mezopotamya Ajansından Kadir Güney’in haberine göre, proje iptal edilene kadar nöbet eylemlerine devam edeceklerini söyleyen yurttaşlar, herkesi eylemlerine destek olmaya davet etti.
“Validebağ benim gençliğim”
Nöbette yer alan mahalle halkından Burcu Kiriş, 1989 yılından bu yana yakınında oturduğunu belirttiği korunun kendisi için önemini “Gezi Parkı çocukluğum, Validebağ ise benim gençliğim” diyerek dile getirdi.
Kiriş, “2004 yılından beri burası ile çok uğraşıyorlar. O zamandan beri isimlerini değiştirerek birçok proje öne sürdüler ama bizim güçlü olduğumuzu gördüler ve yapamadılar. Burayı ranta açmak istiyorlar, gözleri burada. Türkiye’nin her yerinde olan yaşam alanları gibi burayı da korumaya devam edeceğiz” dedi.
Direnişlerinin 7 gün 24 saat süreceğini vurgulayan Kiriş, herkesi desteğe beklediklerini kaydetti.
“Koruya dokunulmasını istemiyoruz”
Validebağ Korusu’nu korumak için 23 yıldır mücadele verdiklerini söyleyen Şengül Kılıç da, korunun bir çok canlıya ev sahipliği yaptığını vurguladı. Kılıç, “Burada bir hayat var, biz buna dokunulmasını istemiyoruz. Korunun koru olarak kalmasını istiyoruz” diye belirti.
Halka rağmen koruya dair kimi projeler yapılmaya çalışıldığını belirten Kılıç, “Buranın koru olarak kalması için nöbetteyiz ve bunda kararlıyız. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.
Cemile Aluç ise, korunun öneminin İstanbul’da diğer yeşil alanların talan edilmesiyle birlikte bir kere daha ortaya çıktığını söyledi.
“Türkiye’nin her yeri talan ediliyor. Herkes bulunduğu yerde toprağına sahip çıkmalı” diyen Aluç, koruya yönelik yapılmak istenen bir müdahale karşısında mahalle sakinleri olarak koruyu etten duvar örerek koruyacaklarını kaydetti. Aluç, “Dozerin önünde mi yatılacak ya da üstüne mi çıkılacak, bunları yapacak insanlar burada var. Buraya gelirlerse insan duvarı ile karşılaşacaklar. Berlin duvarını yıktılar ama bizim duvarımızı yıkamayacaklar. Nefes almak, yaşamak ve torunlarımız için burayı korumak zorundayız” dedi.
“Çocuklarımızın geleceği”
Projeyi duyması üzerine koruya sahip çıkmaya geldiğini anlatan Mehmet Salıcı da, çocukluğunun koru ve çevresinin geçtiğini dile getirdi. Korunun şimdiye kadar insan eli değmemiş bir yer olması nedeniyle çok önemli olduğunu belirten Salıcı, “Burası bizim, bizim çocuklarımızın geleceğini geçirmelerini istediğimiz bir mekan. Bu duyulduğunda duyarlı kamuoyu buraya geliyor. Ne yapacağını biliyor ve yapıyor” ifadelerini kullandı.
“Korumuza dokunmayın”
Mine Yankın ise Validebağ’ın kendisi için “Nefes almak, çocuklarımın geleceği” anlamlarına geldiğini dile getirdi. Amaçlarının korunun doğal güzelliği ile kalması olduğunu vurgulayan Yankın, şunları söyledi: “Korumuza dokunmayın. Burası canlılar için olduğu gibi kalsın demek için yetkililere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.”
Böyle doğal alanlara ihtiyaçları olduğunu belirten Yankın, “Buranın korunması için elimden gelen her şeyi yapacağım. Herkesi desteğe çağırıyorum. Halkımız buraya sahip çıksınlar. Buraya sahip çıkmak demek çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak demektir” diye konuştu.
“Burada oyun oynamayı seviyorum”
Nöbetin en küçük eylemcisi ise ailesiyle birlikte koruya sahip çıkan 5 buçuk yaşındaki Nil. Ebeveynlerinden izin alarak konuştuğumuz Nil, kesilmesini istemediği ağaçların önemini şu sözlerle dile getiriyor:
“Ağaçlar olmazsa canlılar olmaz. Yaşam kaynaklarımız yok olur. Doğa bizim evimiz, ben burada oyun oynamayı seviyorum. Ağaçlar olmazsa oyun oynamanın tadını çıkaramıyorum. Burada betona ihtiyacımız yok.”