İstanbul Taksim’de 27 Mayıs 2013’te Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilerek yerine Topçu Kışlası yapılmasına karşı başlayan daha sonra adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle tüm Türkiye yayılan Gezi Direnişi’nin üzerinden 11 yıl geçti. Direniş zamanında kurulan “Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği” parkın tarihçesine dair bir açıklama yayınladı.
1806’dan bugüne Gezi Parkı
1806 yılında Taksim Topçu Kışlası’nın inşasıyla başlayan Gezi Parkı’nın hikayesi, zamanla büyük değişimlere sahne oldu. Kışla, 1909’da 31 Mart Ayaklanması’na tanıklık etti ve Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan bu olay sırasında ciddi hasar gördü. 1939 yılında, Fransız mimar Henri Prost’un hazırladığı İstanbul imar planı doğrultusunda kışlanın harabeleri temizlenerek yerine park inşa edildi.
2010 yılında başlayan tartışmalar
2010 yılında hükümetin, parkın yerine AVM ve rezidans yapma planları, halkın yoğun tepkisiyle karşılaştı. Semt dernekleri, meslek odaları, partiler ve sendikalar bir araya gelerek Taksim Dayanışması’nı oluşturdu. Kasım 2012’de inşaat çalışmalarının başlamasıyla birlikte protestolar da yoğunlaştı. 2013 yılında parkı korumak amacıyla düzenlenen etkinliklere ve festivallere on binlerce insan katıldı.
27 Mayıs 2013’te yıkım girişimi başladı
Açıklamada, “27 Mayıs 2013’te başlayan yıkım girişimleri, direnişçilerin kararlı mücadelesiyle durduruldu. Polisin yoğun müdahalesine rağmen parkı savunmaya devam eden binlerce insanın direnişi, dünya genelinde dikkat çekti. 31 Mayıs – 1 Haziran 2013 tarihlerinde direniş tüm ülkeye yayıldı ve farklı siyasi görüşlerden milyonlarca insan Gezi Parkı’nda buluşarak dayanışmanın ve paylaşımın gücünü tüm dünyaya gösterdi” denildi.
“Burada özgürce nefes alın” çağrısı ile yayınlanan metinde, “Hükümet, halkın taleplerine kulak vermek yerine şiddet, gözdağı ve baskı yöntemlerine başvurdu. Direniş sürecinde hedef gözetilerek öldürülen sekiz gençle birlikte toplamda on dört kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı ve on binlerce kişi gözaltına alındı. Tüm bu olayların ardından Gezi Parkı, yıkılamaz bir anıt park olarak varlığını sürdürüyor. Farklı cinsiyet, ırk, din ve ideolojilere sahip insanların özgürce nefes alabildiği bir alan olmaya devam ediyor” açıklaması yapıldı.