Sendikalaştıkları için Kod 29’la işten çıkarılan ve 40 günü aşkındır fabrika önünde direnen A-Plas işçileri dayanışma çağrısı yapıyor
Bursa’da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan A-Plas fabrikasında sendikaya üye oldukları için Kod 29’dan işten çıkarılan Türk Metal üyesi 77 işçinin fabrika önündeki eylemi 40 günü geride bıraktı. 320 işçinin çalıştığı, TOFAŞ’a, Hyundai’ye ve Türk Traktör’e üretim yapan A-Plas’ta baskıların arttığını dile getiren işçiler, tüm sendikalara dayanışma çağrısı yapıyor.
40 günü aşkındır fabrika önünde beklediklerini söyleyen bir A-Plas işçisi, “Sendikaya üye olmamızın sebebi, içerideki düzensiz tutum ve işçi haklarına aykırı davranışlardı. Bizim iş yaptığımız kurumlar ayın belli dönemlerinde izne çıkıyor. TOFAŞ izne çıkardığı işçilerin maaşlarının bir kısmını ödüyor. TOFAŞ izne çıkardığı zaman biz de izne çıkmak zorunda kalıyoruz. Fakat bize hiçbir şekilde ücret ödenmiyor. Aldığımız para 2 bin 800 lira ile 3 bin lira arası. İzin ücretleri de kesilince elimizde 2 bin 500 lira kalıyor. Yani asgari ücret dahi alamıyoruz” dedi.
“77 kişi de ahlaksızlık mı yaptı?”
Sendikaya üye olduktan sonra baskıların arttığını dile getiren işçi, “Sanki biz işverenin malına zarar vermişiz, ahlaka aykırı davranış yapmışız gibi 77 kişiyi Kod 29’dan işten çıkardılar. Hepimiz mi ahlaksızlık yaptık? Tek yaptığımız şey anayasal hakkımız olan sendikaya üye olmak. Bu nedenle Kod 29’dan işten çıkarıldık. 10-15 yıl buraya hizmet etmiş arkadaşlarımız var. İşveren bir mal varlığına sahipse bunu bizler yarattık” diye konuştu.
“Dayanışma içinde olmalıyız”
Sendikaya üye oldukları için bir çöp poşeti gibi kapı önüne konulduklarını belirten işçi, “Çalışma Bakanlığından 1 kişi bile gelmedi. Burada ev geçindiren arkadaşlarımız var. Herkes mağdur, bu insanların aile düzenleri bozuldu. Neden, anayasal hakkını kullandığı için. Bize verilmesi gereken hakları verselerdi burada olmazdık. Diğer sendikalara da sesleniyorum. Hepimiz aynı çatı altındayız. En kötü sendika bile sendikasızlıktan iyidir. Bugün bizim başımıza gelen yarın sizlerin de başına gelir. Sendika ayrımı yapmaksızın dayanışma içerisinde olmalıyız” dedi.
“Sendika girmesin diye her şeyi yapıyorlar”
Sendikanın adının bile bazı şeyleri düzelttiğini ifade eden bir başka işçi de “Önceden kendimiz poşet çay alıp fabrikaya geliyorduk ama sendikaya üye olduktan sonra içeride çay servisleri başlamış. Bizler işten çıkarıldıktan sonra patronun işçilere 1000’er lira verdiği söylendi. Maaşlarda 300 ile 500 lira arasında iyileştirme yapılmış duyduğumuza göre. Sendika fabrikaya girmesin diye küçük düzeltmeler yapıyorlar. Bir de fabrika içinde mekanların önünde bekleyen bodyguardlar getirmiş, üretim bölgelerinde dolaşıp insanlara gözdağı vermek için. Sendikanın fabrikaya girmemesi için her şeyi yapıyorlar” dedi.
Ekonomik anlamda tüm işçilerin sıkıntılar çektiğini söyleyen bir başka A-Plas işçisi ise şunları söyledi: “Herkes borç içinde, ay sonunu getirme derdinde. Aldığımız para cumartesi günü çalışma olmadığında kesintilerle asgari ücretin altına düşüyor. Para hesabımıza yattığı gibi bitiyor. Mesela benim en büyük sosyal etkinliğim maaş yatınca, parayı o bankadan bu bankaya yatırmak oluyor.”
“Gelecek kaygımıza şimdi de Kod 29 eklendi”
A-Plas’ta çalışan genç işçiler de bir yandan gelecek kaygısı yaşarken, buna Kod 29’un eklendiğini vurguluyor.
Cumartesi günleri çalışma olmadığından asgari ücret düzeyinde bir parayı bile alamadığını söyleyen genç işçi, “Maaş yattığında iki üç gün rahat geziyoruz, sonra tekrar eski halimize dönüyoruz” dedi. Hayatın kendileri için sor olduğunu söyleyen işçi, “Babamlar zamanında iyi kötü bir şey yaptılar. Onların zamanında paranın bir değeri varmış, bizim öyle değil. Aldığım maaşla bir tam altın alamıyorum. Durum bu kadar gerçekçiyken ben nasıl bir gelecek planı yapabilirim? Nasıl evliliği düşünebilirim?” diye konuştu.
“Emekli olmanın hayalini bile kurmuyorum”
“Artık günü yaşıyoruz” diyen işçi şöyle devam etti: “Ben emekli olmayı düşünmüyorum, düşünmek bir yana hayalini bile kurmuyorum. Maaş yatıyor, faturaları öde, oraya ver buraya ver derken elde bir şey kalmıyor. En çok vergiyi bizden alıyorlar ama patronlara teşvik üstüne teşvik veriyorlar. Biz iki ay elektrik faturasını ödemesek hemen gelir keserler ama patronlar için bu böyle mi? Her şey onlar için resmen, hele bu pandemi dönemi en çok onlara yaradı.”
“Hangi sosyal yaşam?”
Sosyal yaşamının nasıl olduğunu sorduğumuz genç işçi, “Hangi sosyal yaşam” diye yanıt veriyor: “Pandemiden kaynaklı her şey bitti. Gerçi pandemi öncesinde de durum pek farklı değildi. En iyi yaptığımız sosyal aktivite mahallede arkadaşlarla parkta oturup çekirdek çitleyip kola içmek. Gerçi kola bile neredeyse 10 lira olmuş, onun da tadı tuzu yok. Şimdi de hakkımızı istedik diye Kod 29’dan işten çıkarıldık. Gel şimdi gelecek planı yap. Gelecek kaygımıza şimdi de Kod 29 eklendi. Hepimizin kredi kartı borcu var. Benim çevremdeki gençlerde kredi çekme oranı çok yüksek. Eskiden bu böyle değildi.”