10 Ekim katliamında hayatını kaybedenler Hatay’ın Samandağ ilçesinde anıldı. Anmaya Samandağ Dayanışma Evleri (SADE), Kaldıraç Hareketi, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Mücadele birliği, Yeniden İnşa Platformu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) katıldı.
Anmada “10 Ekim Ankara’dan 6 Şubat depremine katledenleri tanıyoruz! Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, hesap soracağız” ozaliti açılırken sık sık “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “Unutmak yok affetmek yok helalleşmek yok!”, “Katillerden hesabı halk soracak”, “Afet değil bu bir katliam”, “10 Ekim’in hesabı sorulacak” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını devrimci kurumlar ve demokratik kitle örgütleri adına HDP Samandağ İlçe Eş Başkanı Nursel Çekiç okudu.
“Depremi katliama çevirenler 10 Ekim katliamının failleridir”
Çekiç, “Bugün günlerden 10 Ekim. Ankara gar katliamının 8. Yılı ve yaşadığımız depremin 8. ayındayız.” diyerek iki tarihsel olayın da benzerlik taşıdığını belirtti. 10 Ekim’in yaşandığı süreçte toplumsal muhalefetin yükseldiğini hatırlatan Çekiç, “Biliyoruz ki Amed’den, Suruç’a ve Ankara Garı’na varan katliamlar, egemenlerin korkularını gerçeğe çeviren tarihin en büyük toplumsal hareketine, Gezi’nin yarattığı işçilerin, emekçilerin, halkların direnişin, karşı korku iklimi yaratarak uygulanan sindirme politikalarıdır. Bu politikaların üzerine oturtulan Saray Rejimi’nin tutumu yakın tarihte yaşadığımız deprem sürecinde tekrar kendini göstermiştir. Bizleri enkaz altında ölüme terk edenler 4. gün dahi arama kurtarma ekiplerini teçhizatsız gönderenler, 10 Ekim Ankara Gar katliamının failleridir.” dedi.
Devletin depremi katliama çevirdiğini ve bölgenin kasti olarak insanlık dışı zorbalığa maruz bıraktığını vurgulayan Çekiç, Maraş, Çorum, Malatya ve Siyas katliamlarını hatırlatarak “Yüzlerce hazine arazisi varken Gülderen’de ve Dikmece’de tapulu arazilere el konularak zeytinliklerin sökülerek ve alevi köyleri boşaltılarak yapılmak istenen konutlara kimlerin yerleştirileceği hala soru işaretleri taşımaktadır.” şeklinde konuştu.
“Örgütlü gücün aşamayacağı engel yoktur”
“Tüm bu yaşananlara rağmen halkın direnişi devam ediyor” diyen Çekiç, Gezi’de kurulan Taksim komünü ile deprem dayanışma koordinasyonlarının yeni yaşamın nüvelerini oluşturduğunu vurguladı ve şunları ekledi:
“Var olan kaos ortamında kısıtlı imkanlara rağmen , sağlıktan eğitime , barınmadan, gıda ve içme suyuna temel gereksinimleri halkların dayanışması ve örgütlülüğüyle sağladık. Öğrendik ki en zor koşullarda dahi halkın örgütlü gücünün aşamayacağı engel yoktur.”
Talepler sıralandı
Son olarak, hala barınma, eğitim, sağlık, ulaşım, hijyen ve içme suyu konusunda büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirten Çekiç Samandağ halkının taleplerini sıraladı:
- Devlet kurumlarının işgal ettiği okullar bir an önce sahiplerine yani öğrencilerine geri verilmelidir.
- Öğrencilere ücretsiz servis olanağı sağlanmalıdır.
- Evini kaybeden depremzedelere kış mevsimi başlamadan önce güvenli ve insanca yaşanabilir alanlar inşa edilmelidir. Mevcut geçici barınma alanlarının restorasyonu sağlanmalıdır.
- Depremzedelere ait tüm fatura ve borçlar silinmelidir.
- Mahallelerde ücretsiz sağlık taramaları gerçekleştirilmeli, ihtiyaç durumunda ülkenin genelindeki hastanelere ücretsiz sevk sağlanıp, ücretsiz tedavi hakkı tanınmalıdır.
- Konutlar ranta dayalı değil deprem gerçeğine uygun, güvenli, insanca yaşanılabilir ve ücretsiz olmalıdır.
- İnşa edilmek istenen deprem konutları, verimsiz hazine arazilerine yapılmalı, demografik yapıyı etkilemeyecek şekilde planlanmalıdır.
- Bizleri enkaz altında ölüme terk edenler ve depremin bu denli tahribata yol açmasına neden olarak süreci katliama çevirenler, devlet kurumlarındaki ve yerel yönetimdeki bütün suçlular tespit edilip, insanlık suçundan yargılanıp en ağır şekilde cezalandırılmalıdır!