Fehim Taştekin, Artı Gerçek Yayın Yönetmeni Ergun Babahan ile yaptığı programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Roma’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmeyi ve Suriye’ye yönelik işgal tehditlerini konuştu.
Trump’ın Suriye Özel Koordinatörü James Jeffrey, Roma görüşmesinin ardından bir televizyon kanalına yaptığı değerlendirmede, “Biden, Erdoğan’a Suriye’de yeşil ışık yakmadı. Amerika’nın Rojava Yönetimi ile işbirliği devam edecek” değerlendirmesi yaptı.
Rusya yanlısı veya Kürt karşıtı kimi haber siteleri ise, Putin’in İdlib’te tavizler karşılığı Ankara’ya Kobane yolunu açabileceği iddiasında bulundu. Biden’ın açık uyarısına rağmen böyle bir hamle Türkiye-Amerika ilişkilerinin tamamen kopmasına yol açabilir.
Söylentiler Washington’da büyük rahatsızlığa yol açmış durumda. ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (UCIRF) Başkanı Nadine Maenza, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Kürt şehri Kobani’ye bir saldırı hazırlayabileceği yönündeki haberlerden endişe duyduğunu açıkladı.
Maenza, 2014’te Dünya Kobani Günü’nün yıldönümünde paylaştığı bir tweet’te, din özgürlüğü ve cinsiyet eşitliğinin altını çizdi ve bu tablonun Türkiye’nin işgal tehdidi nedeniyle risk altında olduğunu vurguladı, “ABD hükümeti (hükümet) bir saldırıyı caydırmak için çalışmalı” dedi.
Erdoğan’ın “Biden, F-16’ların satışı için elinden geleni yapacağına söz verdi” sözlerinin ardından harekete geçen 40’ı aşkın Temsilciler Meclisi üyesi, bu satışın olmaması için yönetime mektup yazdı.
Türkiye, Trump döneminde Kobane’yi işgal ile tehdit ettiğinde Senato Dış İlişkiler Komisyonu’na Erdoğan ve ailesinin malvarlığının araştırılması teklifi gelmiş, Trump ve Cumhuriyetçi liderlerin çabasıyla bu teklif engellenmişti. Biden ile görüşmesinin ardından Erdoğan böyle bir hamle yapar mı? Taştekin’in değerlendirmesi şöyle:
“Erdoğan’ın Suriye’de yeni askeri harekât için ABD ya da Rusya’dan yeşil ışık alabildiğine dair her hangi bir işaret yok. Biden, Roma’daki görüşmede Türkiye ile ortaklığın korunmasına yönelik iradeyi açığa vursa da Erdoğan’ın sıkıştırıldığı konularda herhangi bir çözüm vaadi çıkmadı.
Suriye’de Erdoğan’ın beklentisine uygun bir esneme ihtimali dışlanmıyordu ama o konuda da Amerikan tutumu değişmişe benzemiyor.
Beri tarafta Rusya ile pazarlıkların sürdüğü belirtiliyor. Kobani’ye Rus askeri polis gücünün konuşlandırılması, Türkiye’nin Kobani’nin civarında ve M-4 yolunda kontrol sağlaması, buna karşın Türkiye’nin İdlib’de geri adım atmasını içeren bir anlaşma taslağının tartışıldığı öne sürülüyor.
Fakat Rusya’nın Kürtlere söylediği şey, Türkiye ile her hangi bir anlaşmaya varılmadığı yönünde. Elbette pazarlığın nereye varacağını kestirmek zor olsa da sahadaki gelişmeler yeni bir harekata karşı Türkiye’ye mesajlar içeriyor.
Rusya’nın Kamışlı havaalanına Su-35S uçağı göndermesi ve Tel Temir ile Ayn İsa arasında Suriye ordusu ile askeri tatbikat yapması Türkiye’ye karşı bir ön alma hamlesi sayılır.
Rusya, Türkiye’nin baskısını bölgede koşulları ABD’yi gitmeye zorlayacak şekilde değiştirme ve Kürtleri Şam’la anlaşmaya zorlama hedefiyle çift anlamlı tercihlerde bulunabilir. Bu ihtimal dışlanamaz. Fakat Fırat’ın doğusunda farklı bir durum oluştu.
2019 sonrasında Rusya Suriye ordusunun sınırlara ve çatışma-ateşkes hattına dönmesini sağladı. Kobani’nin hemen yakınında Rus askeri varlığı sözkonusu. Sınır tarafında Suriye askeri var. Rusya mantıksal olarak Suriye ordusunun bulunduğu yerlere Türk askerinin girmesine yeşil ışık yakamaz.
Aksi bir durum pazarlıkta çok da büyük bir şeyin olmasını gerektirir. Rusya’nın Ukrayna’da Türkiye tarafından çok kızdırıldığı dikkate alındığında Suriye’de Türk askeri kontrolünün genişlemesine anlayış göstermeleri için çok bir neden yok.”