Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri, ekim ayına ertelendi. Kanun teklifinin 22 maddelik birinci bölümü oylanarak kabul edilmiş, diğer görüşmeler için bugüne tarih verilmişti. Ancak görüşmeler Meclis tatili sonrasına, ekim ayına ertelendi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı üç sendika Meclis Parkı’nda nöbet tutuyordu. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, kanunda taban maaş uygulamasının da yer almasını isterken Eğitim Sen ve Eğitim İş, kanunun eğitimdeki gerici dönüşüme ve öğretmenler arasındaki eşitsizliği derinleştirmesine hizmet etmesinden dolayı iptal edilmesini talep ediyordu.
Teklifin geri çekilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı önündeki basın açıklaması yapmaları engellenen ve TBMM Çankaya Kapısı’nın yanındaki Milli Egemenlik Parkı’nda nöbet tutan Eğitim Sen’in Genel Başkanı Kemal Irmak, erteleme kararını ANKA’ya değerlendirdi.
Teklifin ertelenmesinin eğitim emekçilerin günlerdir yürüttüğü eğitim nöbetinin bir sonucu olduğunu belirten Irmak, “Milli Eğitim Bakanlığı önünde gösterdiği direncin de sonucunda oluştuğuna inanıyoruz. Çünkü bu kanun gerek Öğretmenlik Meslek Kanunu, gerekse Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ismiyle duyurulan yeni müfredat, Türkiye kamuoyunda meşruiyetini yitirmiştir. Bu kadar itiraz ve direnç karşısında zorla bir kanun bu halka dayatılamaz. Eğitim emekçileri, bu konuda kararlı bir duruş gösterdi ve sonucunda belli konuda yol aldılar. Belki hükümet zaman kazanmak için de ekim ayına ya da bir sonraki tarihe erteliyor olabilir. Zaman kazanma hamlesi bile bu kanunların toplum nezdinde karşılığının olmadığının göstergesidir” dedi.
”Bugün de bu ittifaklar maalesef cemaat ve tarikatlarla sürdürülüyor. Bunu da en çok eğitim üzerinde taçlandırmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullanan Irmak, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Gerici ve ırkçı bir eğitim müfredatı oluşturmaya çalışıyorlar. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile kendilerine yakın kadrolar oluşturmaya çalışıyorlar. Ertelenmiş de olsa tekrar gündeme de gelmiş olsa bu kanuna, Milli Eğitim Akademisi kanununa, yeni müfredatın uygulanmasına izin vermeyeceğiz. Bu ülkemizin geleceğine yapılabilecek bir ihanet. Aydınlık, karanlığı mutlaka yenecektir. Bir an önce cemaat ve tarikatlarla ortaklaştırılan ve giderek bunlar üzerinden oluşturulan bir eğitim yaklaşımından vazgeçilmesini, ülkenin bilimle yönetilmesi bizim için vazgeçilmezdir. Antidemokratik, faşizanca, ırkçı, gerici hazırlanmış ya da hazırlanacak hiçbir uygulamaya geçit vermeyeceğiz.”