Gölgesini satamadığı ağacı kesen sistemin adıdır kapitalizm. Her şeyi ama her şeyi, ranta, kâra çevirip kasasını doldurur.
Kapitalist tekellerin iktidarları, dünya çapında, insanlar hastalık ve ölüm korkusu içindeyken, salgın sürecini; işçi sınıfının haklarını budamak, rant-yağma projelerini devam ettirmek, çarkları döndürmek adı altında şirketlerin kârlarını garantiye almak ve kirli düzenlerini tahkim etmenin fırsatı olarak değerlendiriyorlar.
Saray rejimi, Trump ve Bolsanaro ile yarışmak zorunda kalsa da, birçok ülkeyi ‘kıskandıracak’ uygulamalara imza atmaya devam ediyor. Herhalde, bunların başında, halka IBAN numarası vermeleri gelmektedir.
Doların yükselişi durdurulamıyor. Bu, işçinin alım gücünün düşmesi demektir. Temel tüketim
maddeleri, zamlanmaya devam ediyor. TÜİK’in uzmanları, Damat Albayrak yönetiminde, enflasyon rakamları ile ne kadar oynarsa oynasın, marketlerde, pazarlarda fiyatlar el yakıyor.
Enflasyon, işçi sınıfının fakirleşmesi, patronların kârlarına kâr katması anlamına geliyor.
Neredeyse her gün, yeni mallara ek vergiler getirilmek yoluyla fiyatlar yükseliyor.
Buna karşılık, emekçi halkın gelir kaynakları adeta kurtuluyor. Pandemi ilanıyla birlikte kapanan iş yerleri, kısa çalışma ödeneği uygulaması, ücretsiz izin uygulaması ile milyonlarca yeni işsiz yaratıldı.
Asgari ücret, ortalama ücret haline getirilmiş idi. Şimdilerde, asgari ücret ulaşılması zor bir
ücret haline getirilmiş oluyor.
Bu yeni dönemde, nispeten ayrıcalıklı gibi duran kesimler de açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamlara mahkum ediliyor.
Sanayi üretimi düşüyor. İnşaat sektörü durma noktasında. Hizmetler sektörü, çoğu alanda,
küçülüyor. Buna karşılık; market, kargo vb. sektörlerde işçiler neredeyse ölümüne çalışmak
zorunda bırakılıyor.
Saray Rejimi için deniz bitiyor. İktidarda kalabilmek için yeni adımlar atmak zorundalar.
Halkın ağzına çalacak bir parmak balları kalmadığına göre, yapabilecekleri tek şey daha fazla şiddet ve baskı. İşte bu, tarihin her döneminde, dünyanın her yerinde, güç değil, güçsüzlük göstergesidir.
İşçi sınıfı, üretimden gelen gücüyle, toplumun en büyük kesimini oluşturan büyük gövdesiyle, bu insanlık düşmanı uygulamalara karşı direnmek, mücadele etmek zorundadır. Bunun biricik yolu örgütlenmek, direnişi büyütmektir.
Mucizeleri yaratan, adım adım örülmüş emekten başkası değildir.
Mucizeleri Yaratan Örülmüş Emektir / İrfan Taşkıran
Kaynakİşçi Gazetesi