Marmaris Belediyesi 6 projeyi “prestij projeleri” olarak kamuoyuna duyurmuştu. Kent halkına sorulmadan, halkın yararını içermeyen projeler halk tarafından, betonlaşma ve kentin ortak faydası yerine birilerine çıkar sağlamak olarak değerlendirilmişti. Geçen günlerde ihalesi yapılan eski belediye binasında inşaat başlaması üzerine Marmaris Kent Konseyi ve Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi tarafından yapılan çağrı ile bugün bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Marmaris Kent Konseyi Başkanı Ufuk Beytekin yaptığı konuşmada “Demokrasi istemi seçim zamanları halkı kandırmak veya demokratmış gibi görünmenin aracı olamaz. Ülke yönetiminde tek adam anlayışına karşı gelip yereldeki uygulamalarla ona rahmet okutmak, ne siyasete ne halka ne de kente fayda sağlar. Bu inşaat özelinde diğer prestij projeleri ve belediyenin bazı uygulamaları için seçim zamanı verilen sözlerin yerine getirilmemesinin utancını ve sorumluluğunu yok saymadan iki yanlışı temel alarak tartışmak gerekiyor” dedi.
Belediyenin görev süresinin dolmasına 3 ay kala 25 yılı ipotek altına alacak bir ihale yapmasının etik dışı olduğunu söyleyen Beytekin, “Buradaki sorun ihale miktarının azlığı değildir ki o peşkeşin ispatıdır. Sorun tüm yaşayanları ilgilendiren bir konuda bu güne kadar gerçekleşen tüm tepkilere rağmen, hala ve ısrarla halkı kale almamak, halkın yerel yönetimlere katılma kültürünü, talebini yok saymaktır. Buradaki sorun yerel seçime günler kala yangından mal kaçırırcasına kendi partisinden olsun veya olmasın, gelecek 5 dönem belediye başkanının iradesine ipotek koyma vurdumduymazlığıdır. Kamu yararı olmaması sebebiyle projelerin iptal edilmesi gerektiği görüşümüzü iletmiştik. Ocak ayı itibari ile de 2 avukatımız hukuki süreci başlatmış ve iptal davalarını açmıştır. Önümüzdeki günlerde hep birlikte nasıl sonuçlanacağını göreceğiz” diye belirtti.
Demokratik bir kente ve yaşama sahip olabilmek için halkın yönetime katılmasını sağlayan mekanizmaların işletilmesi gerektiğini belirten Beytekin, “Yaşadığımız kentin kaybedeni değil hep birlikte kazananı olmak için, her siyaset kendi çürük elmasını çöpe atmak ve iyi ahlakı korumak zorundadır” diye konuştu.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Marmaris Kent Konseyi ve Ekoloji Mücadele Komitesi olarak uzun zamandır kentimizde bir çevre, adalet ve ahlak mücadelesi veriyoruz. Bugün önünde durduğumuz inşaat da bunun en son örneği. Eğer demokrasiye inanıyor ve gerçekten önemsiyorsak unutulmamalı ki demokrasi yerelden başlar. Demokrasi istemi seçim zamanları halkı kandırmak veya demokratmış gibi görünmenin aracı olamaz. Ülke yönetiminde tek adam anlayışına karşı gelip yereldeki uygulamalarla ona rahmet okutmak, ne siyasete ne halka ne de kente fayda sağlar.
Bu inşaat özelinde diğer prestij projeleri ve belediyenin bazı uygulamaları için seçim zamanı verilen sözlerin yerine getirilmemesinin utancını ve sorumluluğunu yok saymadan iki yanlışı temel alarak tartışmak gerekiyor. Birincisi halka ait olan bir kamu malını halka sormadan, hatta halka sormaya tenezzül bile etmeme kibri ile birilerine peşkeş çekmek. İkincisi görev süresinin dolmasına 3 ay kala önümüzdeki 25 seneyi ipotek altına alacak şekilde etik dışı bir işe girişmek. Bu iki davranış şekli ülkemizde yapılan siyasetin kamusal fayda ve halk için yapılmadığının en büyük göstergesidir. Buradaki sorun ihale miktarının azlığı değildir (ki o peşkeşin ispatıdır). Sorun tüm yaşayanları ilgilendiren bir konuda bu güne kadar gerçekleşen tüm tepkilere rağmen, hala ve ısrarla halkı kale almamak, halkın yerel yönetimlere katılma kültürünü, talebini yok saymaktır. Buradaki sorun yerel seçime günler kala yangından mal kaçırırcasına kendi partinden olsun veya olmasın gelecek 5 dönem belediye başkanının iradesine ipotek koyma vurdumduymazlığıdır.
Mücadelemiz sadece basın açıklamaları ile yürütülmüyor. Aralık ayında tüm projeler için Kent Konseyleri Yönetmeliği’nin üzerimize yüklediği sorumlulukla belediyemize resmi bir yazı vererek, halkın tepkisini seslendirip halka sorulmadığı ve kamu yararı olmaması sebebiyle projelerin iptal edilmesi gerektiği görüşümüzü iletmiştik. Ocak ayı itibari ile de Marmaris yaşayanı 2 kadın avukatımız hukuki süreci başlatmış ve iptal davalarını açmıştır. Önümüzdeki günlerde hep birlikte nasıl sonuçlanacağını göreceğiz. Ancak tüm Marmaris halkını ve geleceğimizi ilgilendiren böyle bir meseleyle ilgili olarak, bu davaların açılması ve yürütülmesi konusunda tüm maddi ve manevi yükün bir avuç çevrecinin ya da avukatların omuzlarına yüklenmemesi gerektiğine inanıyor ve bugün buraya gelen ya da gelemeyen tüm yurttaşlarımızın destek ve katkılarını bekliyoruz.
Benzeri kötü örneklerin parti ayrımsız bolca bulunduğu ülkemizde, Marmaris gibi gerek doğası gerek havası ve gerekse turizm açısından önemi olan bir yerde, Sinpaş sebebiyle tüm kentte oluşan tepkiye ve dedikoduya rağmen bu işlere kalkışmak kime ve neye hizmet etmektedir acaba?
Marmaris’te köylerimiz ve bazı mahallelerimiz imarsız iken;
Hisarönü 142 parsel’de kişiye özel imar planı yapılması ve sulak alanlarımızın yok edilmesi,
Karacasöğüt’te 1.derece Arkeolojik sit alanına MUÇEV tarafından marina yapma ısrarı,
Marmaris deniz girişinde bulunan Kızılkum koyunun Sinpaş tarafından beton bloklarla doldurulması,
15 hektar milli park alanımızın talan ve işgal edilmesi,
Ve bunlara Valilikçe verilen “ÇED Gerekli değildir” ya da Bakanlıkça verilen “ÇED Olumlu” kararlarına karşı kentimizi ve haklarımızı koruması gereken belediyenin tutumu,
Korumak ve sahip çıkmak sorumluluğu olan diğer örgütlerin sessizliği ya da sadece seçim zamanı ses çıkarması da masum görülemez.
Burada bir kişiyi, bir partiyi ya da sadece bir inşaat projesini eleştirmiyoruz. Burada maalesef ülkemizde var olan, kanıksanan siyaset yapma ve yönetme biçimine itiraz ediyoruz. Adalet mekanizmasının sağlıklı ve zamanında işlememesi, bu sebeple yapanın yanına kar kalması ve yandaşlık gafletiyle hırsıza, ahlaksıza ve uğursuza ses çıkarmayıp doğrunun değil güçlünün yanında yer alınması sonucu, bugün görüyoruz ki isimler ve aidiyetler değişse de icraatlar aynılaşmıştır.
O sebeple yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde bu türden seçilenin tahakkümünü reddetmek, gerçek manada demokratik bir kente ve yaşama sahip olabilmek için yerel yönetimlere halkın katılmasını sağlayan mekanizmaları sağlıklı işler şekilde hayata geçirmek gerektiğini ifade ediyoruz. Toplumsal çıkarın yapılan işlerde en önemli ilke olmasını sağlamak, şeffaflık, halkla planlama, hesap verme ve geri çağırma mekanizmalarının hayat geçmesi gerektiğine inanıyoruz.
Ülkemizde, başta siyasi parti farklılığı olmak üzere futbol takımı, cinsiyet vb. her türden farklılığın insanları düşmanlaştırıp ayırarak, birilerine siyasi ikbal sağlanmanın bir aracı olduğu unutulmamalıdır. Aynı altyapıyı ve üst yapıyı kullanan, bu nedenle aynı sorunları yaşayan, aynı denize girip aynı parkı, okulu ve yolu kullanan mahallelinin bu sanal ayrıştırmaya kurban gitmeden, bir araya gelip oluşturacağı meclisler vasıtasıyla yerel yönetimleri demokratik olmaya zorlamadıkça, birileri kentlerimizi parsel parsel satar. Birileri de özelleştiriyorum ya da satıyorum diyemez, 25 sene kiraya verir.
Marmaris ormanları, denizi, kıyıları ve havası ile yaşanası bir kentti. Önce Sinpaş’a ruhsat verildi daha sonra ormanlarımız yandı. Coğrafi işaretli bal üretimimiz zarar gördü. Peşinden denizimiz kirlendi ve birçok çevre talanına sebep olacak usulsüz projeler ruhsatlandırılarak bu güne geldik.
Şimdi soruyoruz kim kazandı?
Yaşadığımız kentin kaybedeni değil hep birlikte kazananı olmak için, her siyaset kendi çürük elmasını çöpe atmak ve iyi ahlakı korumak zorundadır.
Marmaris sahipsiz değildir.