Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2023 yılı raporunu açıkladı. Rapor, 2023 yılında Türkiye’de 1932 işçi, Kocaeli’de ise 57 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor. Rapora ilişkin konuşan Aykut Günel “Bu düzen bir ölüm düzenidir. En basit önlemler alınmadığı için bu kadar işçi hayatını kaybetti. Sendikal örgütlenmenin en az olduğu işkollarında bu sayı artıyor. İş cinayetleri kader değil, sayıdan ibaret değil bunlar sadece tespit edilen” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Körfez’de bulunan TOKİ inşaatlarında çalışan işçilerin kaldığı barakada çıkan yangın sonucu 49 yaşındaki Mehmet Sadık Deval hayatını kaybetmişti. İSİG meclis üyesi Karstarlı “Hep birlikte gördük. İşçilerin kaldığı yer kümese benzer, insani koşullardan çok uzak. Bu tür şantiyelerde şehrin içinde bile olsa işçilere böyle bir oda veriliyor. Burada kamunun denetimi ya da bir zorlaması yok. Covid zamanında hatırlayacaksınız ki büyük şantiyelerde binlerce işçi covid nedeniyle öldü, tam da bu nedenle” diye konuştu.
Raporda yer alan tespitler şöyle:
Çocuk işçi sömürüsü
Nüfusa göre 10. büyük kent olan Kocaeli, depremin neden olduğu iş cinayetleri bir kenara bırakıldığında en fazla işçinin öldüğü 6. il oldu. Bu iş cinayetlerinde ölenlerden 5’i henüz çocuktu. 6331 sayılı İSG Kanununun işyerlerinde uygulanmak üzere yürürlülüğe girdiği 2013’ten bugüne kadar ise iş cinayetlerinde ölen çocuk sayısı ise Kocaeli’de en az 56, ülke genelinde en az 774.
MEB’in uzun süredir çocuk işçiliği yasal ve meşru hale getirme çabası neticesinde MESEM’lerde (bir gün okulda dört gün işyerinde) “eğitim alan” çocuk sayısı bir milyonun üzerine yükseldi. İktidarın başarı öyküsü olarak anlattığı bu projelerin ekseninde ise çocuk işçi sömürüsü var. Devletin yaptığı açıklamaya göre mesleki eğitim kurumlarının döner sermayeleri her geçen gün artıyor. Yine özellikle AB ülkeleri örnek verilerek mesleki eğitimin özel sektöre kaydırılması gerektiği belirtiliyor. Burada amaçlanan ise AB sermayesi için ucuz emek gücü kaynağı transferini sağlamak.
Kocaeli’de en çok ölüm inşaat iş kolunda
Ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de en fazla iş cinayeti inşaat iş kolunda meydana gelmiştir. 2013-2023 yılları arasında Kocaeli’de en az 155 işçi inşaat iş kolunda en az 98 işçi metal iş kolunda, en az 93 işçi taşımacılık iş kolunda, en az 77 işçi taşımacılık ve en az 61 işçi belediye/genel işler işkollarında hayatını kaybetmiştir. Ülke genelinde metal ve belediye/genel işler sektörlerinde hayatını kaybedenlerin oranı yüzde 5 iken ilimizde bu oran metal için yüzde 13, belediye/genel işler işkolu için yüzde 8’dir. Ayrıca petro kimya sektöründeki ölüm oranı ülke ortlamasının 3 katıdır. Metal ve petro kimya iş kollarında meydana gelen ölümlerin ülke ortalamasının üzerinde olmasının ilimizde bu iş kollarındaki işyeri sayısının diğer illerden daha yüksek olmasına bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak belediye, genel işler işkolu için benzer bir durum söz konusu değildir.
2023 yılında Kocaeli’de iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
Düşme nedeniyle 5, elektrik çarpması nedeniyle 4, ezilme nedeniyle 6, intihar 3, kalp krizi/beyin kanaması nedeniyle 9, patlama-yanma nedeniyle 2, trafik/servis kazası nedeniyle 13, zehirlenme 2, işyerinde şiddet 6, diğer nedenler ile 7 işçi yaşamını yitirdi.
2013-2023 yılları arasında ise en fazla ölüm nedenleri ise; trafik/servis kazası 133, kalp krizi/beyin kanaması 118, ezilme 115, düşme 104 olmuştur.
İnşaat iş kolunda meydana gelen ölümlerin yarısının nedeni yüksekten düşme iken metal iş kolunda ise makine ekipmanlardan kaynaklanan ezilme, sıkışma vakalarıdır. Her iki nedenli ölümlere ilişkin yasa ve yönetmeliklerin emrettiği tedbirler ile bu ölümler önlenebilecekken yıllardır işyerlerinin büyük bölümü tarafından uygulanmadığı gibi bunca ölüme rağmen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mevzuatın uygulanmasını sağlayacak denetim ve yaptırımları yeterince yerine getirmemektedir.
En az 55 işçi intihar etti
Bir diğer önemli sorun ise işçi intiharlarıdır. Son 11 yılda geçim derdi, mobbing ve baskı sonucu ilimizde en az 55 işçi intihar etmiştir. İş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında en fazla ölümün 28-50 yaş aralığında olduğu görülmekle birlikte, 2023 yılında 4, 2013-2023 arasında ise 45 işçi 65 yaş üzerinde olmasına rağmen iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetti. Yüksek enflasyon, düşen emekli ücretleri, her geçen gün daha fazla emekliyi tehlikeli işlerde çalışmaya mecbur ediyor.
Ayrıca 2013-2023 yılları arasında ilimizde iş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 5’i kadın, yüzde 95’i erkektir. En az 3 göçmen-mülteci işçi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlerden 2’si çiftçi, 5 esnaf 48’i ücretli çalışanlardandı ve sadece 4’ü sendikalıydı.
Sendika düşmanı ve grev yasakları
2013-2023 yılında ilimizde iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 774 işçinin sadece 34’ü (15’i Covid 19 nedeniyle) yani yüzde 4,4’ü sendikalıydı. Ülke genelinde en fazla iş cinayetinin işlendiği inşaat, tarım, taşımacılık işkollarının ise en düşük sendikalaşma oranına sahip olduğu unutulmamalıdır. Gerek ülke genelindeki istatistikler gerekse ilimizdeki istatistikler sendikasız çalışmanın olduğu işyerlerinde işçi ölümlerinin daha çok yaşandığını gösteriyor, buna rağmen iktidarın sendika düşmanı tutumu işçilerin örgütlenmesinin önündeki en önemli engel olarak durmaya devam ediyor. İşçilerin insanca yaşayacak ücret ve sağlıklı, güvenli çalışma alanları için sürdükleri mücadele grev yasakları ile baltalanıyor.
Halen direnişi devam eden Özak işçilerine iktidarın tüm kurumları ile saldırısı her birimizin gözü önünde devam ediyor. İnsanca yaşayacak ücret, sağlıklı ve güvenli çalışma şartları, örgütlenme özgürlüğü isteyen işçilerin talepleri Özak Tekstilde olduğu gibi Finans Merkezi, Tuzla Tersaneleri, Agrobay Seracılık, kimya-gıda-metal fabrikaları, Anadolu’nun enerji işçileri, özel kurum öğretmenlerinde de ses bulurken iktidar her bir işçi eylemini şiddet ve baskı ile yok etmeye çalıştı.
Meslek hastalıkları gizleniyor
ILO verilerine göre 1 “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık 6 “işle ilgili hastalık sonucu ölüm” olduğu tahmin edilmektedir. (Bu durumda, ILO verileri baz alındığında) Türkiye’de her yıl yaklaşık 12 bin işçinin işle ilgili hastalıklardan ölmüş olabileceği düşünülmektedir. Bu aynı zamanda her yıl ilimizde meslek hastalıklarına bağlı 300-350 ölüm olduğu anlamına geliyor. Ancak değil meslek hastalıklarının önlenmesi, tespitinin bile yapılamadığı bir ülkede yaşamaktayız. Ne yazık ki meslek hastalıklarının tanısı ve tespitinin ülkemizde bir dizi hukuki süreci gerektirmesi, işçilerin işlerini kaybetmemek için kimi zaman bu süreci başlatmaması, bir çok kas iskelet hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi, bir çok ölümün doğal ölüm olarak kayda alınması ve yürürlükteki mevzuat bu gerçeğin ortaya çıkmasını engellemektedir.
Asbest tehdidi
Bu kapsamda ilimizdeki önemli sorunlardan birisi de asbest maruziyetidir. Deprem ile tekrar gündeme gelen asbest çatı kaplamalarında, ısı merkezi izolasyonlarında, yalıtım kaplamalarında, zemin kaplamalarında, su şebeklerinde yollarca kullanıldı. Bu nedenle eski binaların birçoğu asbest içermekte ve ilimizdeki belediyeler yıkım ruhsatı vermeden önce asbest tespiti yapmamakta, binaların yenilenmesi ve yıkımı sırasında asbestli atıklar gelişi güzel kırılarak kontrolsüzce taşınmakta ve depolanmaktadır. Bu durum öncelikle bu işlerde çalışanların ve işlerin yapıldığı alanlarda yaşayanların mezotolyama gibi asbeste bağlı kanserlerden ölümü riskini doğurmaktadır.”