KESK İstanbul Kadın Meclisi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların zirve noktaya taşındığını söyleyerek gözaltına alınan kadınlar için açıklama yaptı.
KESK İstanbul Kadın Meclisi, İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların zirve noktaya taşındığını, kadınlara karşı yapılan saldırıların, gözaltıların arttığına değinerek, 5 Mart gecesi Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şubesi üyesi Leyla Doğan’ın gözaltına alınması ile ilgili İstanbul 3 No’lu Şube’de basın açıklaması yaptı.
“Gözaltılar hukuksuz”
Kadınlar, 20 Mart 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak duyurulan İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararıyla kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların zirve noktaya taşındığını vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu:
“Kadına yönelik şiddeti hak ihlali olarak tanımlayan İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle iktidar kadınlara yönelik şiddeti insan hakkı ihlali olarak görmekten vazgeçtiğini ilan etmiştir. LGBTİ+ bireylere yönelik şiddeti meşru gördüğünü ilan etmiştir. Günde en az üç kadınının katledildiği ülkemizde; kadınları , çocukları şiddete ve aile içi şiddete karşı koruyan sözleşmeden tek taraflı çekildiğini duyuran Cumhurbaşkanı kararı kadınlar açısından hükümsüzdür.
Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararına karşı neredeyse her gün eylemler düzenleyerek alanlarda İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya devam ediyor. Kadınların öfkesi ve direnişi kadın düşmanlarını korkutmuş olacak ki çareyi kadın mücadelesi yürüten kadın kurumlarına ve kararlarını tanımayarak mücadele eden kadınlara saldırmakta buldular. Diyarbakır’da 3 gün önce sabah saatlerinde Rosa Kadın Derneği’ne ve birçok kadın aktivistin evine baskın yapılarak 22 kadın gözaltına alınmıştır. Hukuksuzca gözaltına alınanlar kadın mücadelesini yürüten ve bu mücadeleyi yükselten Türkiye Kadın Hareketi’nin önemli bileşenlerinden olan Rosa Kadın Derneği’nin üyeleri, kadın hakları savunucuları, kadın siyasetçiler ve gazetecilerdir. Gözaltılar tamamen hukuksuz olup amaç kadın mücadelesini engellemektir. Sözleşmeden çekilme kararını tanımayan kadınların seslerini kısmak, yüzlerce yıldır kadınların mücadelesiyle elde edilen kazanımlarımızı ortadan kaldırmaktır.”
“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz”
Her geçen gün büyüyen kadın hareketinden umutlu olduklarını söyleyen kadınlar, eril şiddete ve eril tahakküme karşı kadın direnişini örgütlemeye devam edeceklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz Keskli Kadınlar siz kadın düşmanlarına hatırlatmak istediği bazı şeyler var: evet kadınlara yönelik tüm baskılar ve saldırılar bizi öfkelendiriyor ama öfkemiz bize güç veriyor aynı zamanda. Kadın uyanışının yaşandığı dünyanın her yerinde saldırıların dozunun arttığını da biliyoruz ama saldırılar artıkça bizim mücadele azmimiz ve kararlılığımız da artıyor. Her geçen gün büyüyen kadın hareketinden umutluyuz. Eril şiddete ve eril tahakküme karşı kadın direnişini örgütlemeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden karar iptal edilene kadar “İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” demeye devam edeceğiz. “Nefrete İnat Yaşasın Hayat” demeye devam edeceğiz. Kadın mücadelesini evde, sokakta, işyerinde, yargıda, mecliste, sendikada, her yerde veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz.”