Notice: Array to string conversion in /home/runcloud/webapps/app-direnisteyiz29/wp-content/plugins/td-cloud-library/includes/tdb_functions.php on line 459
12.4 C
İstanbul
14 Kasım Perşembe, 2024
spot_img

Karadeniz’de maden tehdidi

Uzun yıllardır maden şirketlerinin cirit attığı Karadeniz dağlarında maden tehditleri artmaya başladı. İktidarın maden şirketleri için altyapı çalışması olan Yeşil Yol’u ise bu süreci hızlandıracak.

İktidar geçtiğimiz günlerde 1102 maden sahasının ihale edileceğini duyurmuştu. Bu ihalelerin içinde ağırlıklı maden alan ise Karadeniz dağları. Karadeniz’in şirin kenti Giresun’un Espiye ilçesi Soğukpınar ve Şahinyuva köyleri doğa harikası bir bölge ve burada maden tehdidi büyüyor. Bölgenin dağlarında açılan madenler hem bulunduğu alanı hem de aşağıya doğru akan dere ve çaylara zehrini saçarak bölgeyi zehirliyor. Kazılan toprağın içindeki maden konsatre haline getirilerek konsatreden ayrıştırılan ve ağır metalleri içinde barındıran atıklar ise hem bölge içine hem de Karadeniz’in derinliklerine bırakılıyor.

Koç Holding’e bağlı Demir Export Giresun-Espiye’ye bağlı Şahinyuva’da Lahanos Maden İşletmesi bakır konsatresi üretimine 1992’de başlamıştı. Aynı bölge içinde Cengiz Holding’e satılmış olan Eti Bakır ise Soğukpınar Kızılkaya Maden Dağı’nda bakır madeni için geçtiğimiz yıl ÇED dosyası hazırlamış ve süreç henüz tamamlanmamış olmasına karşın, maden sahasında çalışma başlamış durumda.

Çevre katliamı yaşanıyor

Espiye’deki bakır madenleri ile ilgili Soğukpınar ve Şahinyuva halkı Kızılkaya maden sahasında yapılan açık küreme işleminin çevre katliamına sebep olduğunu belirtiyor. Açık ocak madenciliği ile ilgili daha önceden (Demir Export vd.) acı tecrübeye sahip olan bölgede yaşayan yurttaşlar, Eti Bakır firmasının işleteceği Kızılkaya madeninde hiçbir şekilde açık küreme istemediklerini söylüyor. Eti Bakır A.Ş firmasının tarihi Kızılkaya madeninde yapacak olduğu açık küreme, su kaynaklarına ve tarım alanlarına zarar veriyor. Ayrıca bölge endemik bitkiler açısından çok zengin. Dağlarında orman gülü, taflan yemişi, yaban mersini, kestane ve dağ çileği yetişiyor. Bölgenin temel geçim kaynağı fındık olan Soğukpınar beldesinde mısır ekiminin yanı sıra hayvancılık da yapılıyor. Gerek köy ve gerekse yaylalarda birçok yırtıcı hayvan ve kuş türü yaşıyor.

‘İnsanlar kanserden ölecek’

Soğukpınar Belde Belediye Başkanı Mustafa Eyice, “Yeraltı suyu, içme suyu, kullanma suyu halkın beslenmesi için kullanılmaktadır. Bu durum üstün kamu yararı olarak değerlendirilir. Açık ocak madenciliğinin su üretimine ve doğal sızma veya akma üzerinde etkileri değerlendirmeden açık küreme yapılmak istenmiştir. Açık küreme yapılırsa bu durum bölgede yaşayan herkese kısa ve uzun vadede birçok zarar verecek. Çevreci kuruluşları bölgede inceleme ve araştırma yapmaya davet ediyoruz” diye belirtmişti. Yurttaşlar, “Kızılkaya madenlerinden kalkan yağmur bulutları, asit yağmuru olarak bölgeye yıllarca yağacak. İnsanlar kısırlaşacak, doğal yaşam ölecek. İnsanlar kanserden ölecek. Konuyla ilgili acilen girişimlerde bulunulmalı, açık küreme durdurulmalı, tarih doğa ve çevre katliamı engellenmelidir” diye sesleniyor.

Kızılkaya tabiat parkı olsun

Espiye’ye bağlı Soğukpınar beldesi 550 yıllık tarihe sahip. Soğukpınar’da doğa ve doğal güzellik denince akla ilk tarihi Kızılkaya Maden Dağları geliyor. Amerika’nın Arizona Vadisi’ni aratmayacak özellik ve güzelliklere sahip Kızılkaya Madeni, Cenevizliler döneminde işletilmiş. Osmanlı döneminde de yıllarca çalıştırılarak maden elde edilmiş. Son olarak 1970’li yıllarda Maden Teknik Arama tarafından kısa bir süre işletilmiş. O dönemlerde yeraltında çalışanların büyük bir bölümü hayatını genç yaşta ‘meslek hastalığından’ kaybetti. Sivri ve delikli taşları, beldeyi kuş bakışı gören yüksekliği ile büyüleyen bir doğal güzelliğe sahip Kızılkaya madeninde ayrıca birçok mağara bulunuyor. Yurttaşlar, Kızılkaya madeninin Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından doğal tabiat parkı ilan edilmesini istiyor.

Deniz ekosistemi atıkla boğuluyor

Bölgede bulunan bakır, çinko, altın vb. maden işletmelerinin atıklarını denize deşarz ettiği biliniyor. Deşarj işlemi ile atık sular denize sahilden ortalama 3 bin 500 m uzaklıkta ve 350 m derinliğe bırakılıyor. Derin deniz deşarjları olarak bilinen bu sistemler özellikle toxic (zehirleyici) etkileri bilinen maden işleme atıklarının uzaklaştırılmaları için kullanılıyor. Deniz ve okyanuslarda derin deniz deşarjı uygulamalarının emniyet dereceleri ne olursa olsun bilim çevrelerinden büyük tepkiler almaktadır. Bakır madeni konsantreleri üzerindeki analiz raporlarında, bu işletmelerin atık sularında bulunabilecek ağır metaller: bakır, çinko, arsenik, baryum, bizmut, kadmiyum, kalsiyumoksit, karbon, krom, klor, kobalt, flor, germanyum, demir, kurşun, magnezyum oksit, manganez, civa, molibden, nikel, potasyum, selenyum, silis, sodyum gibi ağır metaller olduğu belirlenmiş. Karadeniz’deki genel kirlilik derecesinin çok yüksek seviyelere ulaşmış olmasında denize serbestçe bırakılan kirli, zehirli atıkların neden olduğu ise bilinmektedir

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol