Birçok işçi örgütü, devrimci kurum ve demokratik kitle örgütünün bir araya gelerek kurduğu İşçi Emekçi Birliği kuruluşunu İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısında ilan etti.
Basın toplantısı saat 12.00’de Şişli’deki Elektrik Mühendisleri Odası binasında gerçekleşti. Tüm imzacı kurumlar adına ortak basın açıklaması okundu.
Açıklamada, güncel ekonomik kriz koşulları altında sermaye ve emekçi kesimleri arasında giderek derinleşmekte olan uçuruma işaret edildi. Bu durumun ülke genelindeki işçi sınıfında farklı biçimlerde direnişler oluşturduğu ifade edilerek; kendiliğinden, örgütsüz olarak gelişen bu direnişlerin kazanımla sonuçlanabilmesi için “ortak bir çabanın zorunluluk olduğu” belirtildi.
Ayrıca açıklamada yer alan 9 maddede, İşçi-Emekçi Birliği’nin işçi sınıfı hareketine nasıl katkıda bulunacağı ve başlayan direnişlere ilişkin nasıl tutum alacağına dair ilkeler de belirtildi.
Siyasi parti, emek örgütü ve sendikalardan bir araya gelen 19 örgütün imzaladığı ortak basın açıklaması şu şekilde:
Devrimci, birleşik siyasal sınıf hareketi için yola çıkıyoruz!
İşçiler emekçiler birleşecek sermayeyi yenecek!
“Tüm dünyada olduğu gibi bu topraklarda da kapitalist sistemin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, siyasi, ideolojik krizin yarattığı tabloya karşı, işçiler, emekçiler başta olmak üzere toplumun geniş kesimleri hoşnutsuzluklarını daha yaygın biçimde dışa vurmaya başladılar. Önemli bir kısmı sınıfın kendiliğinden tepkisinin ürünü olan işçi direnişleri, sokak eylemleri, fiili grev ve işgallere her gün yenileri ekleniyor. Yaşananlar emperyalist- kapitalist sistemin yapısal sorunu olan krizlerin bir sonucudur. Sermayedarlar karlarını artırmak için kendi krizlerin faturasını işçi ve emekçilere kesiyorlar. İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını her geçen gün ağırlaştıran saldırıları devreye sokuyorlar. Servet ve sefalet arasındaki uçurum derinleşirken bir yandan da toplumsal hoşnutsuzluk artıyor. Bu tablonun bir sonucu olarak yaşanan sınıf ve kitle eylemleri bugün için güçlü örgütlülüklerden ve kapitalist sistemi hedef alan bir eksenden yoksun. İhtiyaç olan ise sınıfın kendiliğinden eylemlerini örgütlü, bilinçli ve tüm sorunların kaynağı olan kapitalist sisteme yönelten kanallar yaratmaktır.
Uzun zamandır, kapitalist sistemin krizini tespit eden ve işçi-emekçilerin, yoksul halkın direniş eğilimini açığa çıkartmaya çalışan devrimci-sosyalist güçler için yaşananlar bir sürpriz olmadı.
Bununla birlikte bizler; kapitalist sömürü düzeninin yarattığı tüm sorunların ancak işçi sınıfının sermayenin karşısına örgütlü bir güç olarak çıkmasıyla aşılabileceğinin mümkün olduğunu biliyoruz. İşçi sınıfı ve emekçilerin açığa çıkan hoşnutsuzluğunun ve eylemlerinin sınıf mücadelesini güçlendirecek bir dinamiğe dönüştürülmesi çabasının tüm devrimci, ilerici güçleri bekleyen temel bir görev olarak görüyoruz. Çeşitli vesilelerle bu doğrultuda attığımız adımları güçlendirmek, daha ileri taşımak görev ve sorumluluğu bizlerin omuzlarındadır. İşçi ve emekçilerin devrimci, siyasal, birleşik hareketini yaratmak geleceği kazanmak için bir ihtiyaçtan çok zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Ancak böyle bir perspektifle işçi ve emekçilerin hoşnutsuzluğunu sınıfsal bir eksene ve sınıfsal taraflaşmaya oturtabiliriz. Mevcut direniş ve grevlerin de işçi sınıfı adına kazanımla sonuçlanması ve tüm direniş odaklarını birleştirici bir eksene dönüşmesi de böylesi bir çabayla mümkündür.
Sınıflar mücadelesinin nihai çıkarlarını merkeze alan güçler olarak, işçi ve emekçilerin dağınık, örgütsüz, kendiliğinden eylemini bilinçli ve örgütlü bir zemine kavuşturmak için ortak çabayı bir zorunluluk olarak görüyoruz. Süren ve gelişmesi muhtemel olan işçi direnişlerinin kazanımlarla sonuçlanması için kolektif bir akıl ve çaba ile müdahale etmeyi gerekli buluyoruz.
Bu arayışa zemin oluşturacak bir çerçeve ve tutum oluşturmanın ve buna dair bazı başlıklar çıkartmanın, mücadelenin ileri taşınmasında kritik bir öneme sahip olduğu düşüncesi ile imzacı kurumlar olarak; aşağıdaki maddelerde mutabık kaldığımızı, buna uygun bir hareketle sürece müdahalelerimizi şekillendireceğimizi beyan ediyoruz.
1- İşçi ve emekçilerin tabana dayalı devrimci, siyasal, birleşik insiyatifini ve mücadele hattını geliştirmeyi esas alıyoruz.
2- İşçi sınıfı ve emekçilerin her türlü eylemine yön verecek öncü kuşağının gelişip serpilmesini için birleşik bir çabayı ortaya koymayı esas alıyoruz.
3- İşçi sınıfını kuşatan milliyetçilik, şovenizm, cinsiyetçilik başta olmak üzere sınıfın birliğini parçalayan her türlü gerici ideolojiye karşı mücadeleyi, sınıf bilinci ve kimliğini geliştirmek için esas alıyoruz.
4- İşçi sınıfının çok azının sendikalı vb. olduğu, olanların da tabana dayalı insiyatifinin zayıf ve yetersiz olduğu zeminlerin gelişen sınıf hareketi ve direnişleri taşıyamadığı ortadadır. Bu anlamıyla sınıf mücadelesinin sadece yasal sınırlarla ve mevcut araçlarla sınırlandırılmadığı, fiili-meşru mücadele çizgisini öne çıkaran bir anlayışla hareket etmeyi esas alıyoruz.
5- Sendikalar önemli ölçüde işçi sınıfının öz örgütlülükleri olmaktan uzaklaşmıştır. Bir çok sendikaya hakim bürokratik anlayışların misyonu işçi ve emekçileri sermaye adına kontrol altında tutmak ve sömürü çarklarının kusursuz dönmesini sağlamaktır. İşçi sınıfının öz örgütü olan sendikalara hakim bürokratik anlayışların aşılması ancak taban inisiyatifinin geliştirilmesi ile mümkündür. İşçi sınıfının tüm mücadele örgütleri ve araçlarının gerçek misyonuna kavuşması için işçi örgütlerinde işçilerin temsiliyetini sağlamayı esas alıyoruz.
6- Sınıf mücadelesini merkezine alan tüm örgütlenmeleri destekler ve bu örgütlenmeler arasında dayanışma ve ortak mücadeleyi öne çıkartıyoruz.
7- Her ne kadar direnişler ekonomik taleplerle başlasa da egemenler her direnişe siyasal olarak yaklaşmakta, buna göre konum almaktadır. Bu anlamda direnişlerin politikleştirilmesini, kazanımla sonuçlanmasının en önemli noktalarından biri olarak görüyoruz.
8- Her direnişi kendi özgünlüğünde değerlendirerek politikleştirmeye çalışmak, direnişleri tekil direnişler olmaktan çıkarmak ve genelleştirmek ortak hedeftir.
9- Direnişlerde işçilerin özne olduğu, söz, yetki, kararın işçilerde olduğu bir tarzı ortaya koymanın, işçilerin kararlılığını, sınıf ve mücadele bilincini, arttırmanın temel noktalarından biri olarak kabul ediyoruz.
İmzacı kurumlar arasındaki bu ilkelere bağlı olarak;
*Direnişler arasında bağ kurar, sınıf dayanışmasını geliştirmek için yollar bulur, direnişlerin koordinasyonunu sağlamaya çalışır.
*Var olan direnişlerin kazanması hedefi ile hareket ederken, sınıf içerisindeki yeni örgütlenmeleri desteklemek ve sınıf çıkarları doğrultusunda yön vermek konusunda ortak hareket eder.
*Burada imzacı olan yapılar arasında dayanışma ve kolektif aklı geliştirme esastır. Örgütlenme ve direnişlerin olduğu fabrikalarda, işyerlerinde etkin olan tüm kurumlar buna uygun hareket eder.
*İmzacı kurumlar sınıf mücadelesinin öne çıkardığı, güncel sorunlara yönelik de müdahale etmeyi, birlikte kampanya, basın açıklaması, etkinlik vb. yapmayı hedefler.
Mücadeleyi büyütmek ve birleştirmek adına belirtilen ilkeler ve hedefler doğrultusunda bu mücadeleye katkı sunacak ve katılacak herkese çağrımızdır!“
İmzacı Kurumlar:
4. Vardiya İşçi Dayanışması
Birleşik İşçi Hareketi
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
Birleşik İşçi Kurultayı
Birleşik İşçi Zemini (BİZ)
DEV TEKSTİL
Devrimci İşçiler
Dostluk ve Kültür Derneği (DKDER)
Emekçi Hareket Partisi (EHP)
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP)
İstanbul KHK’lılar Platformu
İşçinin Kendi Partisi (İKEP)
İşçi Hareketi Koordinasyonu
Kaldıraç
Komünist İşçi Hareketi (Söz ve Eylem Dergisi)
Kırmızı Gazete
Proleter Devrimci Duruş
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP)
Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS)
Yeni Dünya İçin Çağrı
#Canlı: İşçi Emekçi Birliği kuruluş deklarasyonu için basın açıklaması yapıyor https://t.co/pEMFyV0S1f
— direnişteyiz (@direnisteyizorg) March 15, 2022