İnsan Hakları Derneği, Ankara ve İzmir’de Barış Nöbeti başlattı. Ankara’da her cuma gerçekleştirilecek nöbet eylemine katılanlar, barış hakkı üzerine tartışmalar yapacak.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, “Barış hakkını savunuyoruz, barışa ihtiyacımız var, barış için nöbetteyiz” şiarıyla şube binasında Barış Nöbeti başlattı. HDP, EMEP, Alınteri, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve çok sayıda kitle örgütü temsilcisi nöbete katıldı.
Nöbette konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ülkenin en büyük sorununun Kürt sorunu olduğunu belirtti. Sorunun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Türkdoğan, “Önümüzdeki günlerde siyasete Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununun hatırlatılması lazım. Ekonomik kriz giderek derinleşiyor ve ülkede her alanda kriz yaşanıyor” diye belirtti.
Gençlerin çatışmalarda yaşamını yitirdiğini söyleyen Öztürk, “Yeni bir barış sürecinin inşa edilmesi gerekir. HDP üzerinde süren birtakım tartışmalar var. HDP’yi dışlayarak, şeytanlaştırarak bir şey elde edemeyiz. Böyle devam ederse Türkiye kaybedecek. Çözümün yolu barıştan geçer. Bunu herkesin anlaması gerekir. Bizler de bütün bunların tartışılacağı barış nöbetleri başlattık. Bir araya gelecek olan arkadaşlar, fikirlerini açıkça ifade etsinler. Birbirlerini hedef göstererek değil, sorunları açık konuşarak çözüm üretebiliriz. Türkiye’nin 3’ncü büyük siyasi partisi ile daha fazla mesai harcanması gerekir. Sizler Kürdistani partileri dışlayarak bu sorunu çözemezsiniz” şeklinde konuştu.
“Tecridi kaldırın”
“Kiminle savaşırsanız onunla barışırsınız” diyen Öztürk, “Onun için bir an önce İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan ve arkadaşları üzerindeki tecridin sona ermesi gerekir. Hasta tutsakların bir an önce salıverilmesi gerekir. Siyasi partilerin üzerindeki kapatma tehdidi sona ermeli. İnsan hakları aktivistlerinin tutsaklıkları bir an önce sona ermeli. Türkiye gerçek bir çözüm ve çatışmasızlık sürecine geri dönmelidir” taleplerini sıraladı.
Öztürk, iktidara da şu sözlerle seslendi: “Kimseyi dışlamayın. Herkesin düşüncelerini özgürce söyleyebileceği bir atmosfer oluşmalı. Barış bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Dünyanın her yerinde barış istemek ve barışı savunmak haktır. Türkiye’de barışı savunmak kadar doğal bir şey olamaz.”
Öztürk’ün açıklamasının ardından nöbete ziyaret gerçekleştirenler ile barış üzerine fikir alışverişinde bulundu. Nöbet eylemi 18.00’e kadar sürecek. İHD’liler her hafta cuma günü Barış Nöbeti’nde bir araya gelecek.
İHD İzmir: “Kürt sorunu çözülmeden barış sağlanamaz”
İHD İzmir Şubesi de öğlen saatlerinde dernek binasında Barış Nöbeti eylemi başlattı, nöbet eyleminin ardından Konak’ta SGK İl Müdürlüğü önünde açıklama yapıldı. Dernek binasındaki nöbet eylemine Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) üyesi Bahadır Altan, HDP İzmir İl Eşbaşkanı Çınar Altan, ESP ve SGDF yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
İHD İzmir Şube yöneticisi Ahmet Çiçek, barış istediklerini söyleyen kimi çevrelerin yaşanan savaşları görmezden geldiğini belirtti. Çiçek, “HDP dışındaki partiler savaş tezkeresine onay verdi. Bu durum aslında muhalefet ve iktidarın savaşçı bir mantıkla hareket ettiğini gösteriyor. Demokratik kitle örgütleri olarak barış talebimizi yükseltmek istiyoruz. Türkiye’de bir Kürt sorunu var ve bu sorun çözülmediği sürece barışın sağlanmasının mümkün olmadığı görülüyor. Barışın tek taraflı olmadığını da herkes biliyor. Bu anlamda elimizi taşın altına koymaya ve barış mücadelesinin taraflarıyla birlikte ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” diye konuştu.
Tahmaz: “Barıştan yana kurulan cümleler kıymetli”
Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz ise, Kürt sorunu gündeme geldiğinde konunun etrafından dolaşıldığını kaydetti. Tahmaz, “Bu meselenin bu kadar geç gündeme gelmesi insanın canını acıtıyor. İHD bu anlamda geniş kesimlere bu sorunun gündeme gelmesi için kanal açtı. Türkiye 6-7 ay sonra seçim sürecine girecek. Bu süreçte kimin kiminle birlikte hareket ettiği ve Kürt sorununa dair bir pencere açılması için önemli. O nedenle de bu seçimin Türkiye’nin geleceğini belirleyeceğini düşünüyorum. Umudum bu işin daha da büyümesi. Kim barıştan yana bir cümle kuruyorsa onun kıymetli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Altan: “Ege’de suni gerilim”
ADAM-DER üyesi Bahadır Altan da Ege’de defalarca uçuş yapmış bir savaş pilotu olarak bölgedeki suni gerilimin farkında olduğunu vurguladı. Altan, “Zikzaklar öyle tavanda oluyordu ki Yunanlı bir fanatiğin ateşlediği bir füze Türkiye’nin F16’sını düşürdü. İçindeki pilot yaşamını yitirdi. O zamanki politika bunu görmeme yönündeydi. Bugün hiç yokken S300 füzesi F16’ya kilit atmış diye savaş çıkarılıyor. Bu durum siyasal iktidarın tercihine ait olduğunun bariz örneği” diye konuştu.
İncin: “Barış için herkes sorumluluğunu yerine getirmeli”
Nöbet eyleminin ardından Konak’ta SGK Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı. “Bu coğrafyanın barışa ihtiyacı var. Barış için nöbetteyiz” pankartının açıldığı eylemde açıklama yapan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, barış için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Eşitsizlik, haklar ve özgürlüklerin tanınmamasının savaş ve çatışmaların temel sebebi olduğunu vurgulayan İncin, “O nedenle, İHD olarak her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz” dedi.
Kürt sorununda çözümsüzlüğün Türkiye’yi rejim değişikliğine getirdiğini, otoriter bir yönetim anlayışının yarattığı baskı ortamının oluşturulduğunu kaydeden İncin, “Kürt karşıtlığı üzerinden geliştirilen Ortadoğu politikasının neden olduğu milyonlarca göçmen/sığınmacı/mülteci sorunu oluşmuş ve bununla birlikte mültecilere yönelik nefret söylemi ve saldırıları giderek artmaktadır” diye konuştu.
İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye’de barışa giden yolun barış hakkı mücadelesi ile olacağını bildiklerini kaydeden İncin, “Barış nöbetlerini başlatarak, yeni bir barış sürecinin inşasına katkı sunacağız. İHD olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için barış hakkı mücadelemizi sürdüreceğiz. Son olarak; Yaşar Kemal’in de dediği gibi ‘Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır'” diyerek konuşmasını sona erdirdi.