Türkiye İşçi Partisi (TİP) Gökhan Zan’ın adaylığını çektiğini duyurdu. Ancak Gökhan Zan adaylığının devam ettiğini açıkladı. Gelişmeler hakkında Hatay’daki sol, sosyalist güçler gazetemize değerlendirmelerde bulundu.
Halkevleri: Bugün asıl olan halkın taleplerini yükseltmek
Halkevleri Hatay yöneticisi Eylem Mansuroğlu, TİP’in Defne’deki tutumuyla bugün aldıkları karar arasında fark olmadığını söyleyerek TİP açısından gelinen noktanın sebeplerini iki açıdan değerlendirdi. Mansuroğlu, “Birincisi aslında popüler isimlerin peşinden gitmeleri, ikincisi ise halkın gerçek gücüne güvenmemeleri. Biz Defne’de hayatta kalma mücadelesinden çıkan dayanışmanın ittifakını kurmuştuk, o güce inanıyorduk” dedi. Gökhan Zan ile ilgili iddiaların doğru olup olmadığının konuşulur olmasının dahi sorun olduğunu belirten Mansuroğlu, “Türkiye İşçi Partisi halkta bir moral bozukluğu da yaratmış oldu. Aslında Defne’de ittifak sürecinde yaptığı ve şimdi yaşanan depremzede halkta umutsuzluk yaratmıştır” diye belirtti. Seçimleri salt sandık üzerinden görmediklerini ifade eden Mansuroğlu, “Bugün asıl olan depremden bu kadar etkilenen halkın taleplerini yükseltmek. Sandığa bakış açımız bu noktada olacak. Halkın haklarını savunacak bir çizginin sandıkta karşılık bulmasını isteriz. Defne Biziz aidiyetini devam ettirerek, yoldaşlarımızla kent siyasetini ve mücadeleyi; depremden kaynaklı oluşan mağduriyetlere karşı mücadeleyi yükselten bir çizgimiz olacak” dedi.
Bağımsız Defne Hareketi: Dayatmacı tutumlarla sahaya çıkan hiçbir adayı desteklemeyeceğiz
Bağımsız Defne Hareketi’nden Özlem Gülüm de Gökhan Zan’ın adaylığının çekilmesinin sürpriz olmadığını, adaylığı açıklandıktan sonra da böyle söylentilerin olduğunu aktardı. Gülüm, TİP’in yanlış bir politika yürüttüğünü söyleyerek bundan sonraki süreçte de Defne için çalışmalarına devam edeceklerini ekledi. Gülüm, “Biz, politik kirliliğin içinde olmayacağız. 31 Mart sürecini kapattık ve bunu net olarak söyledik. BDH, 31 Mart seçimlerinde antidemokratik ve/veya dayatmacı tutumlarla sahaya çıkan hiçbir adayı desteklemeyecektir” dedi.
Sol Parti: Derdimiz AKP’yi geriletmek
SOL Parti’den Enver Aktaş, eylül ayında yayınladıkları deklarasyonu hatırlatarak, “Bizler aday belirleme sürecinde iki gün kala da özellikle solda birliği savunduk. Meclislerimizi oluşturduk ama hem Defne’de hem de Hatay’da TİP’in dayatmasını gördük. Solda birliği savunmayan şekilde hareket ettiler. Biz ise hala aynı noktadayız, hala solda birliği savunuyoruz” dedi. Büyükşehir’de adaylarının olmadığını belirten Aktaş, ancak AKP’yi geriletme perspektifinde olduklarını söyledi. Aktaş, “Şu ya da bu ismi destekleyeceğiz demiyoruz. Ancak Lütfü Savaş’ın da deprem notları çok kötü olduğunu biliyoruz. Keşke sol sosyalist ortak bir aday çıksaydı da destekleseydik. Bizim ilçelerde belediye meclis üyesi adaylarımız var, buna yoğunlaşıyoruz. Derdimiz AKP’yi geriletmek” diye konuştu.
Kaldıraç: Halkımız “Aday siyaseti popülizmi’ne kurban edilmiştir
Kaldıraç Hareketi Temsilcisi Mehmet Ali Ceylan da “Hatay halkı geçmişten bu yana devlet tarafından imhaya, inkar ve asimilasyon politikalarına uğruyordu; 6 Şubat’tan sonra depremin bir katliama çevrilmesiyle ve sonrasındaki uygulamalarla devam ettirildi. İşte böylesi bir süreçte ortak, ilkeli, eşit temsiliyete dayanan devrimci bir ittifak için yaratılacak birlikteliğin önemi büyüktü. Buna karşın Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni mahalle meclislerine dayanan özyönetimi önceleyen, bütçesi ve işleyişi şeffaf bir şekilde, ilkeli devrimci bir belediyecilik anlayışıyla yönetmek için gerekli olan bu birliktelik yerine halkımız ‘aday siyaseti popülizmi’ne kurban edilmiştir. Hangi zeminde yan yana gelindiği belli olmayan, ilkesi, kurumları bilinmeyen ‘Hatay İttifakı’nın karşısına ortak bir tutum geliştirilememiştir” dedi.
Bundan sonraki duruma ilişkin ise Ceylan, “Bugün bu şehir için alınacak tutum 6 Şubat’tan sonra dayanışmayı büyütmek, bu kenti ayağa kaldırmak, yeni bir yaşam inşa etmek için çaba harcamış herkesi, seferber olanları, işçileri, kadınları, öğrencileri, yönetmek için bir araya gelen örgütlenmeleri yaratan, mahalle meclislerini kuran canlı bir çalışmayı örgütlemek zorundayız” diye konuştu.
DEM: Kendi adayımız var
DEM Hatay İl Eş Başkanı Naim Özbek de ayrı bir siyasi parti olarak, TİP’in adayını çekmesinin kendi kararlarını olduğunu ve buna dar bir değerlendirme yapmalarının doğru olmadığını söyledi. “Arsuz, Defne’de girmiyoruz; Erzin, Payas, Dörtyol, Kırıkhan ve İskenderun’da kendi belediye başkan adaylarımızla ve Büyükşehir Belediyesi adayımızla giriyoruz. Başından beri tutumumuz böyleydi, bu yolda yürüyoruz” diye belirtti..
EMEK Partisi: Siyasi iktidarın sorumluluğu ortadadır
Emek Partisi Hatay Büyükşehir Belediye Adayı Halil İmrek ise, “Deprem sonrası çıkarılan Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yıkım yaşayan kentlerin yeniden inşası, ihaleleri ve imar izinleri doğrudan şehircilik ve İklim bakanlığı ile yereldeki müdürlüklere bağlandı. Kalıcı konutların ihalesi yeri, inşası ve zemin etüdü, mimarisi ve kalıcı konutlara ait her konunun yetkilisi devlet oldu. O halde afetlere dayanıklı bir Hatay yaratmak devletin doğrudan sorumluluğu ve yükümlülüğündedir. Peki devlet bunu yapacak mı, afetlere dirençli kentler inşa eder mi? Bir yıllık icraat bu yükümlülüğün yerine getirilmediğinin kanıtıdır. Tek dertleri kâr ve rant” diyerek sözlerine başladı. Hatay’daki mevcut sorunları hatırlatan İmrek, “Yeni yapılan Defne Devlet Hastanesini bir yılda 3 defa su bastı, doğru dürüst doktor bulunmuyor. Hatay depremde en ağır zararı gören ilerden biri. 320 bin konut ihtiyacı var. Barınma konut hakkı en önemli sorun. 205 konteyner kentte 79 bin 339 konteynerde 219 bin kişi yaşam mücadelesi veriyor. Çoğunun yerleri yanlış belirlendiği için su içinde yüzüyorlar. Elektrik, su problemi yaşanmaya devam ediyor. Hatay’da hâlâ enkaz kaldırma ve ağır hasarlı binaların yıkımları devam ediyor. Molozlar çevre kirliliği yaratıyor ve ileriki dönemlerde ciddi olası hastalıklara sebep olacak. Hatay’daki deprem yıkımının esas sorumlusu AKP iktidarıdır. Depremden önce hiçbir önlem alamayan, imar afları ile bu felaketi hazırlayan siyasi iktidarın sorumluğu ortadadır” dedi.
“Birileri çekildi ya da çekilsin diye aday olmadık”
Sorumluluğu olan ikinci kişinin ise müteahhitlere kefil olan CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş olduğunu belirten İmrek, “Hatay halkı kendilerine ihanet eden bu sermeye düzeni sürdürücüsü siyasete gereken cevabı vermelidir. Hatay halkı iki kötünün arasında bir tercih yapmak zorunda değil. Baştan itibaren birileri çekildi diye ya da birleri çekilsin diye aday olmadık. Bu olandan bitenden rahatsın olanlar biz buradayız. İşçilerin, emekçilerin adayıyız. Bütün bu sorunlara karşı kentimizi yeniden inşa etmek için birleşelim mücadele edelim” diye seslendi.
“Sermayenin saldırılarına karşı emekçileri örgütlenmeye çağırıyoruz”
Hatay’da bütün işçilerin, emekçilerin, bütün sol, sosyalistlerin, devrimcilerin desteğini ve oyunu istediklerini söyleyen İmrek, “Yerel seçim geçecek ve sonrasında sermayenin saldırısı fırtına gibi esecek. Emek Partisi bu sermaye saldırısına karşı işçi sınıfını ve emekçi halkı hazırlık yapmaya çağırıyor. Sendikalı olmaya işçi ve emekçi halkımızı örgütlenmelerini büyütmeye çağırıyor. Projemiz; örgütlenme, birleşme ve birlikte mücadeledir. Emek Partisi rant kavgasının kızıştığı bu dönemde iş, ekmek ve özgürlük için tek yolun örgütlü mücadeleden geçtiğini söylüyor. Birleşmek için zaman geçmiş değil.” diye konuştu.