Tarsus’ta Halkevi üyeleri, 1 Mayıs tutsakları için dün (14 Mayıs) saat 18.00’de Yarenlik Alanı’nda buluştu.
Eylemde bir araya gelen Halkevi üyeleri, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Arkadaşlarımızı geri alacağız”, “Taksim’i özgür bırak”, “1 Mayıs alanı, Taksim Meydanı”, “Hepimiz oradaydık”, “1 Mayıs’ı, Taksim’i, memleketi özgür bırak” yazılı dövizler taşıdı.
Eylemde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şunlar söylendi:
1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır. Taksim’e yürümek haktır, meşrudur. Taksim iradesi tutuklanamaz. Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!
1 hafta içinde 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüyen ve bu sebeple oturdukları evlerin kapıları kırılarak gözaltına alınan 6 üyemizle birlikte toplam 50 arkadaşımız tutuklandı.
1 Mayıs günü binlerce insan emekleri ve özgürlükleri için sokaklarda buluştu. Saray’ın 1 Mayıs korkusu tüm İstanbul’u sarmış 4 ilçede 49 cadde trafiğe kapatılmış, 42 bin polisle işçilere-emekçilere 1 Mayıs yasaklanmak istenmiştir.
Bu ülkede işçilere siyanürlü madenlerde ölmek yasak değil, kadınların sokak ortasında öldürülmeleri yasak değil, öğrencilere KYK yurtlarında ölmek yasak değil, emeklilerin açlık sınırının altında, sefalet ücretiyle yaşaması yasak değil ancak Taksim size yasak denmiştir!
Bütün engellemelere, şiddete, kara propagandaya rağmen binlerin Taksim’e yürüme iradesi kırılamamıştır.
1 Mayıs’ın hemen ardından İstanbul Valisi Davut Gül “Devlet yarına bırakır yanına bırakmaz” açıklamasıyla 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüyenleri hedef göstermiştir. 1 Mayıs günü ve sonrasında toplam 270’i aşkın kişi için gözaltı kararı alınırken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ikametlerinden gözaltına alınan arkadaşlarımızı “kaçtıkları yerden yakalandılar” yalanıyla kriminalize etmeye çalışmış, “gereği yapıldı” ifadeleriyle polis işkencesini aklamaya çalışmıştır.
Taksim 1 Mayıs alanıdır. Taksim’e yürümek haktır. Hukuksuzluk karşısında direnmek meşrudur.
Ortada olan tek suç, işçi sınıfının 1 Mayıs Meydanı’nın, milyonların özgürlük alanı Taksim Meydanı’nın emekçilere yasaklanmasıdır.
İktidar sürdürülen yoksullaştırma, baskı ve nefret politikalarına karşı itirazını yükseltecek, öfkesini bileyecek işçilerden, emekçilerden, kadınlardan, öğrencilerden korkmaktadır.
Bu 1 Mayıs’ta dört bir yandan Taksim’e yürüyenler, işçilerin, yoksulların, barınamayanların, geçinemeyenlerin, emeklilerin, kadınların, öğrencilerin, bu ülkedeki milyonların iradesidir.
Halkevleri olarak Tarsus’tan sesleniyoruz: Bu iradeyi ne kara propagandanız, ne hedef göstermeleriniz, ne yasaklamalarınız yenemeyecek. 1 Mayıs’ta yüzünü Taksim’e dönen bu iradeye diz çöktüremeyeceksiniz.
Saldırılara karşı insanca, onurlu bir yaşam mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz.
Taksim biziz, arkadaşlarımızın arkasındayız.
Peki gerçek suçlular kimler?
Gerçek suçlular:
Orta Vadeli Programla halka kemer sıkma politikalarını dayatanlar, halkı her geçen gün yoksullaştıranlar, emeğini ve haklarını çalanlardır.
Gerçek suçlular, halkların eşitlik, özgürlük ve barış özlemlerini bastırmaya çalışanlar, kadınların gençlerin özgürlük mücadelesini baskıyla sindirmeye çalışanlardır.
Gerçek suçlular, Filistin halkına yaşatılan zulüm karşısında İsrail’le ticari ilişkilerini kesmeyenlerdir.
Gerçek suç Taksim Meydanı’nın yasaklanmasıdır. Gerçek suçlular AYM kararına rağmen Taksim’i emekçilere yasaklayanlardır.
Bizler Halkevciler olarak, Taksim mücadelesinin halk düşmanı politikalara karşı mücadele olduğunun bilinciyle yan yana omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. “1 Mayıs tutsaklarına özgürlük, Taksim’e özgürlük” talebini memleketin dört bir yanına yayacağız. Çünkü biliyoruz ki bugün Taksim’e özgürlük talebi bu ülkedeki emekçilerin, emeklilerin, milyonların insanca onurlu yaşam talebidir. Taksim’e özgürlük talebi bu ülkede kadınlara, gençlere, LGBTİ+’lara özgürlük talebidir. Taksim’e özgürlük talebi bu ülkenin dağına, taşına, derelerine özgürlük talebidir. Taksim’e özgürlük talebi memlekete özgürlük talebidir.
Taksim’e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız, milyonların insanca yaşam talebine sahip çıkmıştır, Taksim’e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız eşit, özgür ve kardeşçe yaşanacak bir ülke talebine sahip çıkmıştır.
Tutuklanan arkadaşlarımızın talepleri hepimizin talepleridir, milyonların talepleridir. Milyonları yargılayamazsınız. Arkadaşlarımız serbest bırakılsın.
Tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılana, halkın emeğine, haklarına çöken yağmacılardan kurtulana kadar mücadelemiz devam edecek.
Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz!