Bir fabrika düşünün ki, “üretim kaybı”, “gönüllü çıkış”, patronun dilinden düşürmediği iki kavram. İşçiler var olan kötü mesai koşullarına karşı örgütlülüğü tercih ediyor. İş yasalarının fabrikalarda etkili bir şekilde uygulanması, çalışanların öncelikleri arasında… Sözünü ettiğimiz olaylar bir enerji paneli sektöründe oluyor. Bu alandaki emekçilerin güvenlik ve çalışma koşulları hayli sıkıntılı. Sendika kurma hakkını reddeden fabrikaların yöneticileri korkutmalarla, işten çıkarma tehditleriyle bu talebin önüne ket vurma niyetinde. Ne var ki işçilerin çoğu sendikada hak aramayı tercih etti. HT Solar enerji, bu sektörde yer alan fabrikalardan biri. Çinli işverene ait olan kurum, 2016 yılında, 35 milyon dolar yatırımla Türkiye’de üretim faaliyetlerine başlamıştı.
Birçok hak ihlali
İstanbul Tuzla’da yer alan fabrikada, üretimi çok sayıda işçi gerçekleştiriyor. Zorlu çalışma koşullarının yanısıra, işçi haklarına saygı gösterilmemesi, sendika karşıtı ayrımcılık, yıldırma davranışları çok yaygın. Diğer solar fabrikaları da farklı değil. Örgütlenenler baskı yaşıyor. Mesai süreleri işçiyi adeta tüketiyor. Daha birçok hak ihlali mevcut.. Aş sorunları da vardı, yemekler çok kötüydü. HT solar ve diğer enerji paneli fabrikalarında, işçi lehine tutumlara karşı, susmama, mücadele etme refleksi güçlüydü. HT Solar’da örgütlenme girişimleri esnasında çok baskı oldu. Her defasında yıldırmak için tek yol deniyorlardı; İşten çıkarma. Geçen ay 100’e yakın emekçiyi işsiz bıraktılar. Burada Birleşik Metal Gebze 1 Nolu Şube örgütlü. Gelişmeleri sendikaya da sormak durumunda kalıyoruz. Aldığımız yanıtlar manidar; “İşveren ne yapsın. Bölüm kapatılınca işçileri çıkarmak zorunda kaldılar!”
Aşırı mesailer
İşlerin azaldığından yakınılan bu fabrikada kısa bir süre önce her şey tam tersiydi oysa.. HT Solar emekçilerinden “üretim yoğunluğu” sebebiyle yapmaları istenen aşırı mesailer dayanılacak gibi değildi. Bir süre sonra da örgütlendiler. Fakat sendikanın işçiye karşı yaklaşımı zaman içinde değişti. Fabrikadaki gelişmeleri işten ayrılan iki kadın emekçiden dinledik; Bu işçilerden biri, “işten atılmalarda sendika arayıp sormadı” diyor. Sözleşme döneminde de kötü süreçlerle karşılaşmışlar. Anlatıyor; “Toplu sözleşme dönemi bitti, TİS imzalandı. Arkasından biraz süre geçti, bir bahane ile çıkışları başlattılar. Amaçları sendikanın gücünü kırmaya yönelikti”.
“Sessiz kalmamız istendi”
Dolayısıyla, panel emekçileri arasında sendikalaşma çalışması yapan işçiler hep “çıkarılacaklar listesi”ne girdi. Kadın işçi, “küçülmeye gidiyoruz” gerekçesinin kesinlikle doğru olmadığını vurguluyor. Zaten İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı “Türkiye’nin en büyük 500 sanayi şirketi” listesinde yer alıyor bu şirket! İşçinin sırtından büyümüşler tabii ki… HT Solar olarak o listede 200. sıradalar. “Haklarımıza karşı saldırıya sessiz kalmamız istendi. Ve bu suskunlukta sendikanın da rolü oldu.” diyor.
Keyfi yaptırımlar
Makineleşme ruhu olan bir işyeri. Bu kurallar insana filmleri hatırlatıyor. İşçi hakları, keyfi yaptırımlarla ve tuhaf mekanizmalarla göz ardı ediliyor. Bir başka emekçi kadına soruyoruz. Dinlediğimiz diğer baskıcı kuralların yanı sıra şunları da sayıyor bize; “Tuvalete giriş-çıkış kamera ile kontrol ediliyor. Orada geçen zamanın 10 dakikadan fazla sürmesi tepkiye neden oluyor. Başımızı kaldırıp birbirimize selam verince olay oluyor. Çay saatinde dakik olunması bölüm şeflerini çok ilgilendiriyor”. Amirler tarafından sürekli işten çıkarma yönünde tehdit edildiklerinin altını çiziyor.
Sözleşmeli işçi dayatması
92 işçinin atılacağını işveren işçilere önceden bildirdi. Nedeni sorulduğunda üretimin iki vardiyada yapılacağı bilgisi verildi. “Üretim fazlası” var diyen şirket, “En iyi performans gösteren üreticiler”den biri. Fakat işçi kıyımına şöyle açıklama getiriyor; “Bundan sonra sözleşmeli işçi çalıştıracağız”. Bu öne sürülen yeni iş kuralı için hukuk desteği gerekiyor. Niyetlerinin yasal dayanağını bir hukukçunun açıklaması gerekiyor! Fakat “Sözleşmeli işçi” dayatmasında sendika avukatı devreye girmiyor. İşverenin bir hattı kapatması söz konusuysa yapacak bir şey yokmuş! Yani bu süreci doğal görüyor işçi örgütü. Yaşananlar karşısında sendikanın pasifliği kadın işçilerde şaşkınlığa neden olmuş.
Hedef örgütlenen emekçi
Bundan sekiz-dokuz ay önce, yeni bir üretim hattının açılmasıyla birlikte fabrikada işgücü artışı yaşanmıştı. Ve hatta bu yeni bölüm için işçi istihdam edilmişti. Bu arada söz konusu dönemde, aynı esnada başka bir bölümün de kapatılması zihinlerde sorular oluşturdu. Sonra niyet ortaya çıktı. Açılan yeni hatta karşılık eski hattın kapatılmasından dolayı “fazla işçi” oluştuğu şeklinde bir açıklama yaptılar! O fazla işçiler çıkarılacaktı. Hedef örgütlü işçiydi.
“İşçiler mecburen çıkarıldı”
Birleşik Metal-İş Gebze 1 Nolu Şube’yi arayarak bu konuyu bir de onlardan dinlemek istiyoruz. Mahmut Polat’la görüşüyoruz. Şube Başkan Yardımcısı, konuya dair şu ifadelere yer veriyor; “Bu fabrika Çin devletinindi. Sonra özelleşti. Özel sektöre geçince sorunlar ortaya çıktı”. İşçilerin çıkarılmasına dair konuşuyoruz. “Ekonomik sıkıntı var. Kriz fabrikaları da etkiliyor. Bölüm kapattılar çıkarılma ondan dolayı oldu” açıklamasını yapan sendikacı durumu şöyle özetliyor; “Patron ne yapsın. Fabrikada bir bölüm kapatıldı. Kapatılınca da işçiler mecburen çıkarıldı!”
“Bu yüzden şu an işsiziz”
İşverenler, çalışanların haklarını iyileştirme girişimlerine ne zaman karşı çıkmadı ki. Örgütlülüğün zayıflatılmasına veya engellenmesine yönelik çalışmalar onların rutin işi. HT Solar aşırı kar hırsıyla bu baskıyı artırmış durumda. Son olarak da “gönüllü çıkışlar” adı altında çalışma hakkını gasp ediyorlar. Hem işçiye fazla üretim için baskı yap, hem de iş performansını öne sürüp, “bu kadar işçiye gerek yok, çıkış yapacağım” davranışını sergile. Söyleşi yaptığımız kadın işçilerden biri, son olarak, “Yıllarca faaliyet gösterdikleri fabrikalarda çalışanlar yoksullaşırken aşırı kar elde etmeleri bütün hakları tamamen budamalarına bağlı çünkü. Biz de şu an bu yüzden işsiziz!” yorumuyla gerçeği özetliyor…