Filistin İçin Bin Genç’in, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin kesilmesi talebiyle İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü önünde yapmak istediği eyleme polis müdahale etti.
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen gençler, “Hükümet ve sermaye el ele işgalciyi besliyor – İsrail’le ticareti kes, Filistin’e ihanetten vazgeç” pankartı açarak İstiklal Caddesi üzerinden Odakule’ye yürümek istedi.
“Nehirden denize özgür Filistin”, “Soykırımcı İsrail, işbirlikçi sermaye”, “Kınama yetmez, ilişkiyi kes” sloganlarıyla yapılan yürüyüşün önünü kesen polis, kitleyi abluka altına aldı.
Basın mensuplarının görüntü almasını engellemeye çalışan polis, çok sayıda eylemciyi darp ederek ve ters kelepçe takarak gözaltına alındı.
“İsrail nihai olarak yalnızlaştırılmalı”
Polis müdahalesine rağmen eylemcilerin bir kısmı, İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü’nün bulunduğu Odakule önünde basın açıklaması yaptı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ‘soykırım harekatı’ olarak nitelendiren Filistin İçin Bin Genç, on binlerce Filistinlinin hiçbir ayrım gözetmeksizin öldürüldüğünü hatırlattı.
Açıklamada, “Tüm dünya halklarının bir numaralı düşmanı İsrail’i nasıl durduracağız?” sorusuna cevabın, “İsrail’in nihai olarak yalnızlaştırılması” olduğu vurgulandı.
“İsrail, Gazze halkını gıda, su, ilaç ve yakıttan mahrum bırakırken devletler İsrail’e ambargo uygulamayı hayal bile edememektedirler” diyen Filistin İçin Bin Genç, İsrail’e karşı siyasi, ticari, diplomatik ve kültürel boykota dikkat çekti.
İsrail’in birçok ihtiyacı Türkiye’den karşılanıyor
Filistin İçin Bin Genç, AKP hükümeti ve sermayesinin İsrail’in ‘en önemli ortaklarından olduğunu’ belirterek şunları sıraladı:
- İsrail ordusunun yürüdüğünü gördük, Müsiad üyesi YDS şirketinin postal ve üniforma tedarik ettiğini öğrendik.
- İsrail ordusunun üşüdüğünü gördük, yerli işbirlikçisi bir şirketin termal tayt sattığını öğrendik.
- İsrail ordusunun kablo ihtiyacı, makine ihtiyacı, elektronik parça ihtiyacı, meyve sebze ihtiyacı olduğunu gördük, yine Türkiye sermayesinin sağladığını öğrendik.
- İsrail ordusunun duvar örmek istediğini gördük, Limak şirketinin, Koç’un ve Sabancı’nın çimento sattığını öğrendik.
- İsrail ordusunun bombasının yetmediğini gördük, Müsiad üyesi İçdaş’ın İsrail’in çelik ihtiyacının %65’ini karşıladığını öğrendik.
- İsrail ordusunun kışlasına döndüğünü gördük, elektriğinin Tüsiad üyesi Zorlu tarafından karşılandığını öğrendik.
- İsrail ordusunun istihbarata ihtiyaç duyduğunu gördük; Kürecik ve İncirlik üslerinin onun emrine amade edildiğini öğrendik; işgal rejimine bombalar ve roketler sağlayan ABD ile ilişkilerin bu süreçte hiçbir zaman gerilmediğini öğrendik.
- İsrail hükümetinin gözetlemek istediğini gördük, Türkiye sermayesinin yüz tanıma ve anti-drone silahların satışını yaptığını öğrendik.
- İsrail ordusunun yakıtının azaldığını gördük, Azerbaycan petrolünün vanasının Türkiye tarafından hiç kısılmadığını öğrendik.
- İsrail ordusunun silahının tutukluk yaptığını gördük; Ordu Savunma A.Ş.’nin, İsrail ordu taşeronu Emtan şirketine tüfek parçası yolladığını öğrendik.
- İsrail ordusunun katletmeye devam ettiğini gördük; İsrail ordusu taşeronuna borik asit kimyasal maddesinin satıldığını öğrendik.
- İsrail ordusunun hiç pişman olmadığını gördük; Türkiye şirketlerinin karadan denizden her türlü desteği karşıladığını öğrendik; gümrük vergisi alınmadığını öğrendik, 1996 tarihli serbest ticaret anlaşmasının feshedilmediğini öğrendik.
“Soykırıma ortak olmaktan vazgeçin”
“Ticaret Bakanlığı nezdinde, ülkemiz iktidarına nedamet getirin, soykırıma ortak olmaktan vazgeçin diyoruz. Aksi takdirde bir gün iktidardan düşecek, yargılanacak ve hesap vereceksiniz” diyen Filistin İçin Bin Genç, İsrail’e karşı boykot çağrısı yineledi.
Açıklama, “İsrail’le ilişkiler kesilsin. Filistin halkının yok olmaması için bu iğrenç ticarete son verilsin. Vanalar kapatılsın, gemiler yürümesin, sevkiyat yapılmasın, emperyalist üsler kapatılsın. Filistin’de işgale ve soykırıma son” sözleriyle son buldu.