Doğuş Üniversitesi, yüzde 300’lere varan okul ücreti zammını protesto eden bir öğrenciye bir dönem uzaklaştırma cezası verdi.
Doğuş Üniversitesi öğrencileri, yaklaşık bir aydır “Müşteri değil öğrenciyiz” diyerek okul yönetimini protesto ediyor. Yönetim, okul ücretlerine yıllık en fazla yüzde 5-10 oranında zam geleceğini taahhüt etmiş ama zamlar yüzde 300’e ulaşmıştı.
Okul yönetimi, Beykent Üniversitesi’yle birlikte geri adım atarak kayıt yenileme ücretlerine zammı protestolar sonrası TÜFE’deki yıllık artış oranına yani yüzde 79,6’ya indirmişti.
Buna rağmen öğrencilere soruşturma açılmaya ve baskı uygulanmaya devam ediliyor.
Diken’in haberine göre üniversite yönetimi, zam indiriminden sonra çeşitli aralıklarla 14 öğrenciye soruşturma açtı. Bugün soruşturması sonuçlanan Kıvılcım Çolak adlı öğrenci bir dönem uzaklaştırma cezası aldı.
Öğrenciye tebliğ edilen belgede yazana göre cezanın gerekçesi ‘yükseköğretim kurumlarında işgal ve benzeri fiillerle yükseköğretim kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemlerde bulunmak.’
“İşgal diye bir şey yok, verilen sözleri tutmuyorlar”
Bir dönem uzaklaştırma cezası alan Çolak ‘işgal’le bağdaştırılacak bir eylemin olmadığını ve anayasanın kendilerine verdiği imkanlar çerçevesinde haklarını aradıklarını söyledi: “Yönetim, ailelerimizle toplantı yapmıştı ve ‘Öğrencilere elbet bir şey yapmayacağız. Demokratik haklarını kullanıyorlar’ demişti. Bu toplantıdan sonra öğrencilere soruşturma açıldı. Bugün de uzaklaştırma cezası aldığımı öğrendim.”
“Öğrencileri susturmaya çalışıyorlar”
Çolak, yönetimin, öğrencileri korkutmak ve sindirmek için cezayı verdiğini söyledi: “Bu, karar mahkemeden elbet dönecektir. Öğrenciler olarak susmayacağız ve korkmayacağız. Mücadelemize devam edeceğiz.”
Öğrenci ayrıca bunun ceza değil, ‘şeref madalyası’ olduğunu da ekledi.
Diğer 13 öğrencinin soruşturmaları devam ediyor.
Yönetim baskıya devam ediyor
Açılan soruşturmalar haricinde eylemlere destek verdiği için iki öğrenci üniversitedeki kısmi zamanları işlerinden kovulmuş, kapılara X-Ray cihazı konularak güvenlik artırılmış ve eylemlerde okula sivil polislerin girmesine izin verilmişti. Ayrıca, okulun çevresinde de resmi polisler bulunuyor ve eylemlerde öğrencileri kamerayla çekiyor.
Yönetim, ayrıca öğrencilerin ders programlarını oluşturduğu öğrenci bilgi sistemine bir sözleşme koymuştu.
Sözleşmede “Üniversitenin daha önce yaptığı taahhütlerle ilgili herhangi bir talepte bulunmayacağım” ve “Daha sonra herhangi bir itirazda bulunmayacağım” gibi sözler yer alıyor.
Sözleşmeyi imzalamadan ders seçmek mümkün değil.
