Bursa Su Kolektifi üyeleri Marmara Denizi’nde yaşanan Müsilaj kirliliği ile ilgili Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi
Bursa Su Kolektifi üyeleri açıklamadan sonrası Marmara Denizi’nde yaşanan Müsilaj kirliliğe dair topladıkları imzaları Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne verdi.
Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada konuşan Bursa Su Kolektifi üyesi Figen Ovat, “Doğayı ve yaşamı öncelik olmaktan çıkarıp her alanda sermayenin sınırsızca büyütülmesi uğruna doğa talanına fırsat veren neoliberal kapitalist politikalar 80’li yıllardan itibaren Marmara Denizi’nin evsel, tarımsal ve sanayi atıklarının serbestçe salınımı ile bir foseptik çukuruna dönüşmesine neden olmuştur. Deniz yüzeyinde 4 aydır yoğun olarak görülen müsilaj bu katliamın, aşırı kirliliğin doğa tarafından suratımıza vurulan görüntüsü” olduğunu söyledi.
Müsilajın çok büyük bir hız ile yayılıp Karadeniz ve Ege’de de görülür hale gelmesine rağmen eylem planında oluşturulan bazı çözüm söylemleri ucu açık süreçler olarak bırakılmış hiçbir acil önlem hayata geçirilmemiştir diyen Ovat, “Geçen zaman süresinde yetkililerce gerçekleştirilen tek icraat denizin üzerinden bir miktar müsilajı temizleyip halkın gözünde bir temizlik gerçekleşti algısı yaratmaya çalışmaktan öteye gidemediğini” söyledi.
“Müsilaj yok olsa dahi kirlilik devam edecek”
Müsilajın kirliliğin kendisi değil, kirliliğin yarattığı sonuçlardan biri olduğunu, müsilaj yok olsa dahi kirliliğin devam edeceğini ifade eden Ovat, “Kirliliğin sadece yüzeyde değil asıl önemli kısmının denizin 1170 metre derinliğine kadar inmiş olduğunu, çok düşük seviyelere inmiş olan oksijen miktarının tüm deniz canlılarının yaşamını yok ettiğini, artık Marmara’nın 124 çeşit ekonomik öneme sahip balık türünün tamamen yok edildiğini, mercanların, deniz süngerlerinin, kum midyelerinin kısacası tüm deniz canlılarını katlediyor” dedi.
“Kanal İstanbul geri döndürülemez zararlar verecek”
Ölen bir Marmara ve tehlikede olan bir Karadeniz varken uzmanların tüm uyarılarına kulak tıkayarak Kanal İstanbul projesinde ısrar etmenin sebeplerini merak ettiklerini söyleyen Ovat, “Geri döndürülemez zararlar verecek Kanal İstanbul projesinin durdurulmasını ve kaynakların arıtma tesislerinin dönüşümü için kullanılmasını talep ediyoruz. Doğanın ve sularımızın, sanayinin, tarımın, evsel kirli suların alıcı ortamı olmadığı bilimsel gerçeğini kabul ederek bu katliamın durdurulması yolunda acil tedbirler alınmasını ve bu tedbirlerin hayata geçmesini sağlayacak acil yasal düzenlemelerin yapılmasını tüm yetkililerden talep ediyoruz” dedi.