Biz bunca yıl anlatmaya çalıştık da anlatamadık…
Anlamadılar…
Anlamak istemediler…
Siz işgalcisiniz dedik…
Kızdılar…
Siz Kıbrıslırumları topraklarından, evlerinden silah zoruyla kovdunuz dedik…
Ateş aldılar…
Siz toprağından kovduğunuz Kıbrıslırumların yerine başkalarını getirip yerleştirdiniz, hatta yalnız yerleştirmekle de kalmadınız, onlara sahte koçan verdiniz dedik…
Sinir oldular…
Bu bir hırsızlıktır dedik…
Üstümüze saldırdılar…
***
Ve işte en nihayet…
Sen de çıkıp bizi doğruladın…
İsrail ile birlikte sanki Türkiye’yi de tarif ettin…
Bravo!
İlk kez bir Türk Dışişleri Bakanı doğru bir saptama yaptı…
Kutlarım seni…
Ne güzel söyledin bak:
“Birisinin toprağını işgal ediyorsuınuz. İşgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz, yıkıyorsunuz, dışarı atıyorsunuz, sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz, sonra buna da bir terim buluyorsunuz ‘yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır”…
***
Evet Hakan Bey…
Çok doğru…
Haklısın…
Bunun adı hırsızlıktır…
Düpedüz bildiğimiz hırsızlık!
Türkiye işte bunu yaptı Kıbrıs’ta…
Ve şimdi de İsrail yapıyor…
Hiçbir farkınız yok!
Başka yönlerden de farkınız yok…
İsrail terörist diye Filistinlileri öldürüyor…
Siz de terörist diye Kürtleri öldürüyorsunuz!
Bunu da konuşuruz elbette, ama gelin şu hırsızlığa bakalım önce…
İsrail Muhammet’i, Süleyman’ı evinden kovuyorsa, siz de Andreas’ı, Eleni’yi evinden kovmadınız mı?
Onların mallarını çalmadınız mı?
Çalıp da başkalarına vermediniz mi?
Generalleriniz çalıntı malları gemilerle Türkiye’ye taşımadı mı?
Topraklarını çaldığınız yetmezmiş gibi, bir de onlara sahte tapu vermediniz mi?
Söyle Hakan Bey…
Bunun fazlası yok, eksiği var…
İsrail Filistin topraklarını işgal ediyor da, Türkiye Kıbrıs topraklarını işgal etmiyor mu?
Hem siz yalnız Kıbrıs’ta değil, Suriye’de de yaptınız aynı şeyleri…
İsrail’inki hırsızlıktır da, sizinki hırsızlık değil mi?
***
Bütün işgalciler gibi birbirinize ne kadar benziyorsunuz…
Ta Roma imparatorluğundan beri hiç değişmedi bu…
Onlar da işgal ettikleri topraklarda hep kurtarıcı sayarlardı kendilerini…
Ve ganimeti kadınlara kadar helal kabul ederlerdi…
Barış harekatı derlerdi onlar da yaptıkları harekata…
Siz de barış harekatı dediniz…
Ama bu gerçekten bir barış harekatı olsa, sivilleri öldürmez, evlerinden kovmaz ve bir hırsız gibi mallarını çalmazdınız…
Siz İsrail’e hırsız diyorsunuz ama, bu hırsızlığı siz Kıbrıs’ta hala yapmaya devam ediyorsunuz…
Hala Rum mallarını başkalarına satıyorsunuz…
Siz yediniz yuttunuz…
Şimdi de kalanları satıyorsunuz…
Maraş sizin mi?
Değil…
Ama gururla onu da satıyorsunuz…
Bu bir hırsızlıktır Hakan Bey…
Girne hırsızlıktır…
Omorfo hırsızlıktır…
Karpaz hırsızlıktır…
Maraş hırsızlıktır…
Buralarda ne kadar Rum malı varsa hepsini de çalmadınız mı?
Ben söylemiyorum şimdi bunu yalnız…
Sen de söylüyorsun…
Sen İsrail’e söylüyorsun…
Çünkü gözündeki merteği görmüyorsun…
Yine de bunu söylediğin için teşekkür ederim sana…
Bunca zaman yalnız biz söyledik…
Hırsızlıktır dedik…
Anlamadılar…
Nihayet sen de söyledin şimdi…
Belki anlarlar…