Kolay para kazanma tutkusunun sebep olduğu yozlaşma vakaları, suç gelirlerinin cömertçe sergilenmesi, çeliğin, gıdanın, çimentonun satıldığı İsrail’i boykot niyetine kahve düşmanlığı… Memleket sapır sapır dökülüyor. Dökülüyor ama baş döndürücü gündem arasında Recep Tayyip Erdoğan da seçimsiz 4 yılına sıkı hazırlanıyor. Kentsel dönüşüm yasasını değiştirip toprak üzerinde olağanüstü yetkiler alan Erdoğan, şimdi de yeraltı kaynaklarını denetimsiz biçimde kullanacağı bir yetkiyi elde etti: Aile ve Gençlik Fonu!
Ortada şüphelenecek epey bir soru var: Nedir bu fon? Kaynağı nereden gelecek? Kim, nasıl kullanacak?
Az buz değil, milyarlarca lirayı kapsayan denetimsiz, sadece Erdoğan’ın belirleyeceği kurallar çerçevesinde harcanacak, bütçe dışına çıkarılmış bir kamu kaynağından bahsediyoruz.
***
AKP’nin geçen hafta Meclis’e sunduğu 9 maddelik Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı, yine bir haftada jet hızıyla yasalaştı. Kanuna göre fon, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı kamu tüzel kişiliği statüsünde olacak. Yönetimi ise Hazine ve Maliye, Aile ve Sosyal Hizmetler, Gençlik ve Spor ile Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıklarının yardımcılarından oluşacak.
Fonun amacı ise iktidar mensupları ve medyanın öne çıkardığı gibi yeni evlenecek gençlere 48 ay ve 150 bin liraya kadar kredi verilmesiyle sınırlı değil. Yönetim kurulunun onaylayacağı projelere kaynak aktarılacak. Oldukça genel, sınırları belirsiz bir görev tanımı var. Üstelik bütçe dışı olması önemli. Türkiye Varlık Fonu’nun nasıl denetimsiz olduğunu, bir aile şirketine dönüştürüldüğünü görüyoruz. Sadece fona dair mali verilerin altı ayda bir kamuoyu ile paylaşılması öngörülüyor.
Fonun gelirleri, tüm vergilerden ve harçlardan muaf. Bir de ‘bağış’ ayrıntısı var ki, AKP döneminde bunun ne anlama geldiğini iyi biliyoruz. Yasada fona yapılacak nakdi bağış ve yardımların tamamının, yapanın gelir veya kurum kazancından düşüleceği yazılı. Gelelim en önemli meseleye: Fona nereden gelir bulunacak?
Petrol ve maden geliri bütçe dışına çıkarıldı
Yasada gelir kaynakları şöyle sıralanıyor: Türk Petrol Kanunu kapsamında tahsil edilen devlet hissesinin ve Maden Kanunu çerçevesinde tahsil edilen devlet hakkının yüzde 20’si; yürürlükte olan ve yeni kurulacak başka fonların gelirlerinden Erdoğan’ın kararıyla kesilecek yüzde 10 paylar; yurtiçi ve yurtdışı her türlü bağış, yardım, hibe vb. gelirleri… Ayrıca maden ve petrol hakkı payı yine Erdoğan’ın kararı ile yüzde 40’a kadar artırılabilecek. Fonun kaderi Erdoğan’a bağlı demek bu. Çalışma usullerini belirleyecek yönetmeliği de o hazırlayacak zaten.
Kısaca ‘evlilik kredisi’ filan diye sosyal bir projeymiş gibi ‘masumlaştırılan’ fon muazzam kaynaklara sahip. Bu kaynakların artmasının önü de alabildiğine açık. Devletin yeraltı zenginliklerinden elde ettiği kaynağın önemli kısmı bütçe dışına çıkarılıp buraya bağlandı çünkü. Peki kaynak ne kadar?
2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na göre petrol ve madenlerdeki devlet hakkı geliri bu yıl için 14 milyar 373 milyon lira. 2024 tahmini 16 milyar 742 milyon lira, 2025 ise 19 milyar 258 milyon lira. Yani şimdilik belirlenen oran yüzde 20 dikkate alınırsa en az 4-5 milyar lira arası bir kaynak sürekli buraya akacak. Nitekim fon için ilk etapta ayrılan para 5 milyar lira oldu. Buna diğer fonlardan Erdoğan’ın izniyle gelecek yüzde 10’luk payları da eklersek, oldukça yüklü bir kamu kaynağı çıkıyor ortaya. Erdoğan’ın kesintileri yüzde 40’a kadar çıkarma yetkisine sahip olduğunu hatırlatalım.
Nerelerde kullanılacak?
Böyle büyük bir kaynakla neler yapılacak? Meselenin esası burada yatıyor işte.
AKP iktidarının yıllardır kamu kaynaklarını denetimsiz, şeffaf olmayan şekilde istediği adrese aktarmasını tartışıyoruz. Bütçeden sosyal yardımlar için para aktarılıyor zaten. Ama bir de tarikatların ve AKP ile ilişkili kişilerin kurduğu vakıf, dernek vb. oluşumlara da aktarılan paralar var. Hatta son depremde gördük ki, yardımlardan sosyal projelere kadar pek çok faaliyet bu vakıf ve dernekler eliyle yürütülüyor. Yeni fonun gayelerinden birisi de proje üretip finanse etmek. Bir kez daha vurgulayalım; Aile ve Gençlik Fonu harcamaları denetim dışı. Daha doğrusu fon yönetiminin yapacağı açıklamalar kadar şeffaf olacak.
İkinci nokta ise Erdoğan’ın aile ve gençliğe bakışında şekilleniyor. Yani ‘dindar ve kindar nesil’ arayışı için milyarlarca lira harcanacak. Seçimler düşünüldüğünde bu fonun bir seçim harcaması da olacağını söylemek mümkün. Kısaca her konuda olduğu gibi yeni fonun da ucu öylesine açık ki, paraların nerelere gideceğini bilmemiz mümkün olmayacak.
Aile ve Gençlik Fonu’nun nasıl kullanılacağını zaman içinde göreceğiz elbette. Ama bir iktidar devletin kaynaklarını fon kurup bütçe dışına çıkarıyorsa eğer, bilin ki niyeti parayı denetim dışına çıkarıp kayıt dışı harcamanın önünü açmaktır. Nitekim Turgut Özal dönemini hatırlayanlar iyi bilir. Bütçeyi delen onlarca fon kurmuş, bu fonlar yağmanın, rüşvetin, yolsuzluğun gizlendiği birer kara delik haline gelmişti. Öyle ki, devletin denetim uzmanları Özal iktidarı sonrasında aylarca uğraşmalarına rağmen pek çok fonun izini dahi bulamamıştı.
Aile ve Gençlik Fonu da kağıt üzerinde evlilik kredisi gibi ‘masum’ bir amaca haiz görünse de, bütçeye gelir kalemi olarak kaydedilen devletin petrol ve maden haklarının bütçe dışına çıkarılıp, Erdoğan’ın hükmündeki bir fona aktarılması o kadar da masum değildir. Bu ülkenin her zaman para eden iki doğal kaynağı var: Toprağın üstündeki arsa ve altındaki madenler. Şimdi ikisi de olağanüstü yetkilerle beraber Erdoğan’ın hizmetine sunuluyor.