Avukat Dayanışması, 1 Mayıs’ın avukatlar için artık gözaltı ya da hak ihlali takibi yapmaktan daha öte bir anlam ifade ettiğini kaydetti. Avukatlık mesleğine ve avukatların haklarına yönelik saldırılara dikkat çekilen açıklamada; 1 Mayıs’a, mücadeleye ve dayanışmaya çağrı yaptı.
Avukat Dayanışması, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tüm avukatlara ve avukat adaylara 1 Mayıs’ı örgütlemeye; meslekte yaşanan dönüşüm ve saldırılar karşısında talepleri sıralamaya ve mücadele etmeye çağırdı.
İçinden geçilen sürecin toplumsal mücadelenin pek çok öznesinde olduğu gibi avukatlar içinde önemli ve belirleyici olduğu kaydedilen açıklamada, “Tüm dünyada adil ve özgür bir yaşam arzusuyla gerçekleştirilen direnişler yaygınlaşmakta, isyanlar patlak vermektedir. Avukatlar ise bu noktada hem ‘hak savunuculuğu’ üzerinden daima gelişen mücadelenin bir parçası ve müttefiki olmuş hem bu rolü sebebiyle siyasi saldırıların hedefi haline getirilmiştir” denildi.
‘OLMASI GEREKEN HUKUKUN NE OLDUĞU TARTIŞMASIDIR’
Sadece son bir yıl içinde baroların bölünme süreci, genel kurulların ertelenmesi yahut avukatlara yönelik katlanarak artan polis şiddeti ve daha birçok saldırının temel gayesinin toplumsal dinamiklerin yanında yer alan avukatlık pratiğini yok etmek ve biat eden “makbul” avukatı yaratmak üzerin kurulu olduğunun altı çizilen açıklamada, “Avukatların ve hukuk kurumlarının tarihsel olarak üstlendiği bu rol çok kıymetli olmakla beraber bugünün ihtiyacı, avukatların da ülkede yaşanan hukuka aykırılıklar karşısında artık bir odak olarak siyaset sahnesinde yerini alması, meslekte yaşanan dönüşüm ve saldırılar çerçevesinde taleplerini dile getirmesi ve devletin kendi hukukunu dahi tanımadığı koşullarda artık olması gereken hukukun ne olduğu tartışmasıdır” ifadeleri kullanıldı.
‘MÜCADELENİN DİNAMİKLERİYLE YAN YANA GELMEK ZORUNLULUKTUR’
Açıklamada işçi avukat ve avukatlıkta yaşanan dönüşümün atık yok sayılamayacağı vurgulandı ve şöyle devam edildi: “On binlerce avukat açlık sınırında çalıştırılmakta; kendisine, bilgisine, emeğine yabancılaştırılmaktadır. Ekonomik ve sosyal anlamda süregelen değişimin siyasi bağlamda da karşılık yaratmasının kaçınılmaz olduğu avukatların örgütlülüğü ve mücadelesiyle açığa çıkacaktır. Mevcut düzen avukatlara ancak açlık, yoksulluk ve sömürü vaad etmektedir. Öyleyse bizlere açıktan veya örtülü olarak dayatılan düşük ücretlere, vasıfsız işlere, uzun çalışma saatlerine, mobbinge karşı taleplerimizi oluşturmak ve mücadelenin diğer dinamikleriyle yan yana gelmek bir tercih meselesi değil aksine bir zorunluluktur.
Ülkede hukukun ne şekli ne de maddi biçimi uygulanmaktadır. Yargı alanının hemen hepsine tabiri caizse sadece ‘orman kanunları’ hakimdir. Avukatlar ise bu düzen içerisinde bir daimi tehdit olarak kabul edilmekte ve çok kapsamlı bir saldırı dalgasıyla sindirilmeye, ‘biat ettirilmeye’ çalışılmaktadır. İşçi avukatlık meselesinde olduğu gibi birer hukukçu olarak avukatlar, gerçekleşen hukuka aykırılıklara tepki göstermekten daha fazlasını yapmalı ve olması gereken hukuk açısından kitlelere yol göstermeli, odak haline gelmelidir.
‘MÜCADELEMİZİ HEP BİRLİKTE BÜYÜTELİM’
Önümüzdeki 1 Mayıs bütün bu tartışmaları somutlaştırabilmek ve avukatlar olarak ‘biz de varız’ diyebilmek adına önemli bir fırsattır. Bu 1 Mayıs artık avukatlar için gözaltı takibi yapmaktan yahut gerçekleşen hak ihlallerini eleştirmekten fazlasını ifade etmektedir. Piyasanın dayattığı işe yabancılaşma, yoksulluk ve kölelik düzeni karşısında 1 Mayıs, bizlerin taleplerini açıkça dile getirdiği ve diğer toplumsal dinamiklerle omuz omuza durduğu bir gün olmalıdır. Çekilmez hale gelen mesleğin ve her geçen gün üzerimizde daha fazla hissettiğimiz baskıların karşısında ‘harekete geçmeli’ diyen tüm avukatlar yönünü 1 Mayıs’a çevirmelidir. Avukat Dayanışması olarak tüm meslektaşlarımızı, meslektaş adaylarını ve hukuk kurumlarını avukatların 1 Mayıs’ını beraber örgütlemeye; meslekte yaşanan dönüşüm ve saldırılar karşısında taleplerimizi, mücadelemizi ve safımızı hep birlikte büyütmeye çağırıyoruz.”