DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası, Kod 29 ile tazminatsız şekilde işten atılan Yasin Kaplan Halı işçileri için dün Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde eylemdeydi
Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) üretim yapan Yasin Kaplan Halı, üretim yavaşlattıkları gerekçesiyle 16 işçiyi Kod 29 ile tazminatsız işten çıkardı. COVID-19 pandemisi sürecinde işten çıkarma yasağının “istisnası” olan Kod 29, patronlara, “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışlar” sergilediği gerekçesiyle işçilerin iş akdinin feshedilmesi imkânı tanıyor.
DİSK/Tekstil üyesi işçiler için sendikanın çağrısıyla Yasin Kaplan Halı Fabrikası önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya DİSK, KESK ve Türk-İş’e bağlı sendikaların temsilcileri ile EMEP üyeleri de katılarak destek verdi.
“Yasin Kaplan’da işçi kıyımına son! Atılan işçiler geri alınsın! #Kod29 kaldırılsın” yazılı pankartın açıldığı eylemde, açıklamayı DİSK/Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen okudu.
İki hafta önce Başpınar OSB’de olduklarını ve 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Güven Boya İplik Fabrikası önünde, sendikalı oldukları için Kod 29’la işten atılan işçilerle açıklama yaptıklarını hatırlatan Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi de 4. Organizede bulunan, Festival Halı markasıyla da bilinen Yasin Kaplan Halı fabrikası önündeyiz. Yine Kod 29’la tazminatsız işten atılan işçiler. Yine, yasal ve demokratik haklarını kullandıkları için, zam istedikleri için, arkadaşlarının haksız yere tazminatsız işten atılmasına karşı çıktıkları için işten atılan 16 işçi. Patronların suç cenneti olan Başpınar OSB’de hemen her gün bir fabrikada bu tablo yaşanıyor. Pazar mesaisine, 12 ve 16 saatlik fazla mesailere kalmak istemeyen, düşük ücrete karşı çıkan, keyfi cezalara ve tutulan tutanaklara boyun eğmeyen, işyerinde her hangi bir haksızlığa, baskıya, hakarete, insanlık dışı çalışma koşullarına itiraz eden, hak arayan her işçi; Kod29’la, yani iş kanununun 25/2 maddesinde yer alan ‘iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranış’ gerekçesiyle işten atılma ya da ücretsiz izne gönderilerek açlığa mahkum edilme tehdidi ile karşı karşıya.”
“Pandemiyi fırsata çevirdiler”
“Yani, işçilerin yasal haklarını gasp etmek, onları fazla mesaiye ve tatil günlerinde bile çalışmaya zorlamak, düşük ücretle kölelik koşullarında çalıştırmak ahlak kurallarına aykırı değil, ama bunlara itiraz etmek ahlak kurallarına aykırı” diyen Türkmen, sözlerinin devamında “Salgın koşullarında işçilerin hayatını ve sağlığını hiçe saymak, COVID vakalarına rağmen ve sokağa çıkma yasaklarında bile işçileri çalışmaya zorlamak, binlerce insanın öldüğü, insanların can derdine düştüğü pandemi gibi bir felaketi bile fırsata çevirerek işçiler üzerindeki baskı ve sömürüyü arttırmak, haklarını gasp etmek patronlar için gayet ahlaklı ve erdemli, ama işçilerin daha insanca çalışma koşulları ve insanca bir yaşam için örgütlenmesi, sendikalaşma hakkını kullanıp mücadele etmesi ahlaksızlık gerekçesi” ifadelerini kullandı.
Pandeminin başlarında, iş yasasına eklenen geçici bir maddeyle işten atmanın sözde yasaklandığını anca 25/2 madde, yani Kod 29 olarak bilinen “iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranış” gerekçesiyle işten atılmanın kapsam dışı bırakıldığını hatırlatan Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Güya, pandemi döneminde işçiler işsiz kalmasın diye getirilen işte atma yasağı, patronlar için işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştü. İlk başlarda, yani düzenlemenin içeriği ve uygulamadaki sonuçları henüz görülmeden önce, gerçekten işten atmanın yasaklandığını düşünen işçiler bu düzenlemeyi olumlu karşıladılar. Ama sözde işten atma yasağı olan bu düzenlemenin aslında işten atmayı değil, işçilerin tazminatlarını alarak ve işsizlik ödeneğinden yararlanarak işten atılmasını yasakladığını gördüler. Antep Başpınar OSB için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, işten atma yasağı yokken bu kadar çok işçi atılmıyordu. Üstelik, yasaktan önce işten atılan işçilerin çoğu en azından tazminatlarını alabiliyor ve işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyorlardı. Ama şimdi yıllardır çalıştıkları işyerlerinden hem tazminatsız atılıyorlar, hem işsizlik ödeneği bile alamadan açlığa mahkum ediliyorlar, hem de üstüne bir de yüz kızartıcı bir suç işlemişçesine ahlaksızlıkla suçlanarak, iftiraya uğrayarak ve bu sicillerine işlemiş olarak sokağa atılıyorlar.”
“Başarı hikayelerinin ardında vahşi sömürü koşulları var”
Pandemiyi fırsata çeviren Antepli patronların ihracat rekorlarının ve çok övülen başarı hikayelerinin ardında bu vahşi sömürü koşulları ve haksızlıkların olduğuna dikkat çeken Türkmen, açıklamanın devamında “Yasin Kaplan Halı Fabrikasında çalışan ve Cuma günü işten atılan 16 işçi arkadaşımızın suçu, daha önce iki işçi arkadaşlarının haksız yere tazminatsız işten atılmasına tepki göstermek, açıklanan düşük zam oranına itiraz edip, insanca yaşamaya yetecek bir zam talep etmek ve bunlar için fabrika yönetimiyle toplantı yaparak taleplerini ve şikayetlerini dile getirmek. Zammın açıklandığı gün fabrika yöneticileriyle bütün işçilerin katıldığı toplantılar yapılıyor ve bu yüzden o gün fabrikada üretim düşüyor. Ama fabrika yönetimi ve işveren işçileri üretimi yavaşlatmakla suçluyor ve yasa dışı bir şekilde üç gün boyunca fabrika içinde bir mahkeme kuruluyor. Adeta sıkıyönetim mahkemeleri gibi, işçiler tek tek çağrılarak, müdür ve şeflerden oluşan en az 8-10 kişilik fabrika yönetimi tarafından saatler boyunca sorguya çekildiler. Bu suçtur” ifadelerini kullandı.
Yasin Kaplan Halı Fabrikası’nda işçilere karşı işlenen bütün suçlar ve bütün hukuksuz uygulamalar için yasal haklarını sonuna kadar kullanacaklarını belirten Türkmen, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Ama adaleti sadece dava açarak, mahkeme sonuçlarını bekleyerek aramayacağız. Demokratik ve meşru mücadele hakkımızı da sonuna kadar kullanacağız. Bu işyerindeki kölelik koşulları ve işçilere yapılan haksızlıklar son bulana kadar ve bu arkadaşlarımız tekrar işe alınıncaya kadar bu fabrikanın önünden ayrılmayacağız. Sonuna kadar direneceğiz. Direne direne kazanacağız. Buradan, aynı haksızlıkları yaşayan bütün Organize işçilerine sesleniyoruz. Yasin Kaplan Halı önünde bugünden itibaren direnişe başlayan işçilere destek olma ve dayanışma çağrısı yapıyoruz. Başpınar’da bu kölelik düzenine ve Kod 29 zulmüne dur demek için sendikamız çatısında birlik olmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz. Birleşe birleşe kazanacağız.”