Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, Altın Portakal Film Festivali’nin sansür ve baskıyla iptal edilmesine ve Gezi davasında verilen cezalara karşı Attalos meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklama sırasında “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Her yer gezi her yer direniş”, Yaşasın gezi direnişimiz”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Sansüre inat yaşasın hayat” sloganları atıldı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına “Özgürlüklerimiz için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” vurgusuyla basın metnini Kadriye Tuğcu okudu.
“Örgütlenme ve hak taleplerine yapılan saldırıları görmekteyiz”
Tuğcu, mayıs seçimlerinin ardından halkın faşizmin yeni saldırı altında olduğuna dikkat çekerek ” Ülkemizdeki hak ve özgürlük mücadelelerine, laikliğe, halkın demokrasi mücadelesi ile özdeşleşmiş kimi simgelerine, kültüre ve sanata bir saldırı sürdürülmektedir. Bunları, laikliğe aykırı ÇEDES uygulamaları, konser festival iptalleri, Gezi davası kararları, emekçilerin sürdürdüğü örgütlenme ve hak taleplerine yapılan saldırılardan görmekteyiz” dedi.
Ağır ekonomik kriz ve yoksullaştırma saldırısına karşı halkın tepkilerinin yoğunlaşacağı bir dönemin başında olduklarına işaret eden Tuğcu “İktidar solu ilerici güçleri etkisizleştirme, halkın dikkatini gerçek sorunlardan ve sorumluluklarından kaçıracak baskı ve algı operasyonlarına hız vermiş gözükmektedir. Son günlerde yaşanan kimi gelişmeler, saldırının boyutunun ne olduğunun görülmesi açısından önemlidir. Gezi davasında hukuk dışı alınan kararlar, kentimizde Altın Portakal film festivalinin iktidarın darbe dönemlerini aratmayan sansür ve baskılarıyla iptal ettirilmesi önemli gelişmelerdir.” diye konuştu.
“Kabul etmiyoruz”
Tuğcu Gezi Direnişi davasındaki onama kararları için “Geçtiğimiz günlerde Yargıtay 3. Ceza dairesinin, Osman Kavala’ya verilen müebbet hapisi, Çiğdem Mater’e, TİP milletvekili Can Atalay’a, Tayfun Kahraman’a ve Mine Özerden’e verilen 18 yıl cezayı alelacele ve hukuksuz olarak onama kararını kabul etmiyoruz. Verilen bu karar yargının geldiği noktayı gözler önüne seriyor” dedi.
“Gezi Onurumuzdur demekten bir adım geri atmayacağız”
Gezi Direnişi’nin mahkûm etmeye çalıştıkları milyonların eşitlik, özgürlük ve adalet kavgası olduğunun altını çizen Tuğcu, “Gezi halktır, yargılanamaz. Meydanları aynı ruhla dolduran emekçilerin ve tüm ezilen halkların en meşru isyanıdır Gezi. Bizler biliyoruz ki; asıl yargılanması gerekenler Abdullah’ı, Ethem’i, Ali İsmail’i, Ahmet’i, Berkin’i, Mehmet’i, Hasan Ferit’i katledenlerdir. Gezi’ye ve gezi ruhuna sahip çıkıyoruz. Birlikteyiz, milyonlarız verilen bu hukuksuz karar gerçeği değiştirmeyecek. Gezi Onurumuzdur demekten bir adım geri atmayacağız. Arkadaşlarımızı alacağız elbet! Eşit, özgür, insanca yaşayacağımız bu ülkeyi, omuz omuza inşa etme mücadelemizden de asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
——————————————————————–
Festival ve Belediye yönetiminin basiretsiz tutumu
60. Altın Portakal Film Festivali’nde ki sansür ve baskı hakkında konuşan Tuğcu “Kentimizde düzenlenen 60. Altın portakal film festivali programında yer alan yönetmen Nejla Demirci’nin “Kanun Hükmü” filminin iktidarın baskısıyla programdan çıkarılması ile başlayan sansür girişimi ve kriz, festival ve belediye yönetiminin basiretsiz tutumu sonrasında festivalin iptaline kadar varmıştır” dedi.
Hukuksuzluk, adaletsizlik
Açıklamada “Kanun Hükmü” filminin iktidarı neden bu kadar rahatsız ettiği sorusuna “KHK ile görevden alınan, aynı zamanda yönetmen Nejla Demirci’nin kardeşi olan KESK-Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi Dr. Yasemin Demirci ve KESK-Eğitim Sen üyesi Öğretmen Engin Karataş’ın işlerine dönme mücadelesini konu alan bu belgesel, KHK’lar ile yapılan hukuksuzluğu adaletsizliği ortaya koyduğu için iktidar tarafından hedef alınmıştır” şeklinde cevap verildi.
“Hiç bir yargı kararı yok”
Yönetmenin, daha belgeselin çekiminden başlayarak birçok engellemeyle karşılaştığına dikkat çeken Tuğcu “Çekimlerin engellenme girişimlerine karşı, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru, yönetmen Nejla Demirci’nin ifade özgürlüğünün engellendiği ve tazminat ödenmesi kararı ile sonuçlanmıştır. Belgeseli çekilen KHK ile işlerinden edilen iki KESK üyesi hakkında ise hiçbir yargı kararı yoktur. Belgesel hakkında açılan bir soruşturma da yoktur. Üstelik belgeseldeki iki kişiden biri olan Dr. Yasemin Demirci, sürdürdüğü adalet mücadelesi sonucunda görevine iade edilmiştir” dedi.
“Cemaat ile kol kola gezen sonrada aldatıldık diyen sizlersiniz”
AKP iktidarının asıl gerçeklerin ortaya çıkmasından korktuğu dile getirilerek, “İktidar sahipleri Kültür Bakanlığının belgeseli FETÖ propagandası olarak yaftalamaya çalışmıştır. Bu belgesel için FETÖ propagandası diyerek sorumluluklarınızın olduğu darbe gerçeğini ve darbeyi bir diktaya dönüştürme gayretlerinizin üstünü kapatamazsınız. Darbe yapmaya girişen bu cemaat ile kol kola gezen sonrada aldatıldık diyen sizlersiniz. Darbe girişimi sonrası KHK ile ihraç edilen binlerce ilerici, sol, sosyalist ve yurtseverin ömrü bu cemaatle kavga ile geçmiştir” şeklinde konuştu.
“Antalya Büyükşehir Belediyesi teslim oldu”
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, belgesel hakkında hiçbir yargı kararı ya da soruşturması yokken iktidarın baskılarına teslim olduğuna ve süreci yönetemeyerek festival için iptal kararı aldığını ifade eden Tuğcu, festivalin yeniden yapılma iddiaları için şunları söyledi: “Belediye başkanı Muhittin Böcek, iptal ettiği festivalin bu yıl içinde tekrar yapılacağını açıklamıştır. Buradan soruyoruz. Bu festivalde “kanun hükmü” yani “malum film” yer alacak mı? Yer almazsa eğer, iptal kararınız, yönetmenin belediyenizin sansür kararınıza karşı açtığı davadan, iktidarın baskılarından ve bu filmden kurtulmak için bir bahane olarak anlaşılacaktır. Karşımızdaki faşist iktidarın belediyenize, ülkemizin özgür sanatına, adalete yaptığı bu saldırının cevabı ancak bu filmi göstermekle verilebilir. Faşist baskılar karşısında atılan her geri adım halkın demokrasi özlemlerine bir darbedir.”
Açıklamanın devamında şunlara vurgu yapıldı: “Sinema emekçilerinin haklı direnişini ve toplumun her kesiminden gelen sanatta sansürü kabul etmiyoruz çığlığını büyüteceğiz. Altın portakal film festivali Antalya halkınındır. Bu festivalin düzenlenmesi ile ilgili bundan sonra aktif tavır alacağımızı da buradan duyuruyoruz.
Türkiye halklarının eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesine yapılan saldırılara karşı her zaman olduğu gibi omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz.”