10.7 C
İstanbul
29 Kasım Cuma, 2024
spot_img

Antakya Emek ve Demokrasi Güçleri: Umutlarımızı büyütmek için yan yanayız

Antakya Emek ve Demokrasi Güçleri, Doğuş Okulları önünde 1 Mayıs açıklaması yaptı. Açıklama öncesi polisin 1 Mayıs marşını çalarsanız saldırırız tehdidine rağmen 1 Mayıs marşı eşliğinde yürüyüş gerçekleştirildi

Antakya Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Özgür Tıraş, “On yıllardır dünya halklarına, sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik kriz, artan eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmayan bu düzen COVID-19 salgınıyla insanlığın geleceğini tehdit ettiğini belirtti. Tıraş, insanlık için yeni bir başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir yaşam istediklerini dile getirdi.

“Çarklar dursun, ölümler bitsin!”

Tıraş, “Yasaklara rağmen, baskılara rağmen umudu büyütüyoruz. Her gün 1 Mayıs her yer 1 Mayıs diyoruz. Şu çürümüş düzene karşı yeni bir düzen için, yeni bir başlangıç için yan yanayız. On yıllardır dünya halklarına, sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik kriz, artan eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmayan bu düzen COVID-19 salgınıyla insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık hizmetlerinin ve güncel olarak da COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır biçimde ödüyor. Bu koşullar altında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 1 Mayıs 2021’de “Yeni bir toplumsal sözleşme ve herkese aşı hakkı” mücadelesini büyütme çağırısı yapıyor. Bizler, bu topraklarda yaşayanlar, aklı, bilimi, emeği ve insan yaşamını öncelemeyen bir anlayışla yönetilenler, daha ağır bedeller ödüyoruz. COVID-19 salgınıyla mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sermayenin ve patronların çıkarları için, akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayılıyor. Buradan bir kere daha haykırıyoruz: Çarklar dursun, ölümler bitsin!” ifadelerini kullandı.

“Günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor”

Bugün“tam kapanma” diye sundukları önlem paketinde de işçi sınıfının ve halkın sağlığını ve gelirini değil sermayenin çıkarlarını korumaya çalıştığını dile getiren Tıraş, “Çarklar dönmeye, çalışanların çoğunluğunun işe gitmeye, insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeye devam ediyor. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz yokuz: Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor. Açık alanlarda nefes almamız yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Ne pahasına olursa olsun “çarklar dönecek” inadıyla, insan yaşamı piyasaya kurban ediliyor. Yeterli aşı tedarik edilemiyor. Göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve tükeniyoruz! “Böyle salgın mücadelesi olmaz” diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Pandemide yurttaşlarına en az nakdi destek veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Kod 29 ile tazminat bile alamadan işimizi kaybediyoruz. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle güvencesizlik yaygınlaşıyor” denildi.

“Umutlarımızı büyütmek için yan yanayız”

Salgın koşullarında bile ülkenin tüm kaynakları bir avuç şirkete peşkeş çekildiğine dikkat çeken Tıraş, “Halk yaşam mücadelesi verirken, şirketler pandemide kârlarını artırıyor. “Geçinemiyoruz” çığlıkları yükselen ülkemizde 26 dolar milyarderinin serveti son bir yılda 38 milyar dolardan 53 milyar dolara yükseliyor. Bir yanda açlık, yoksulluk ve işsizlik; diğer yanda servetler birikiyor. Ekonomik kriz ve pandemi koşullarında, adaletsizliğin en çirkin yüzü karşımıza çıkıyor. Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor. Bu koşullar altında işimiz, aşımız ve sağlığımız için söyleyecek çok şeyimiz var. Taleplerimiz ve öfkemiz var. Emekçilerin umutlarını ifade edeceğimiz 1 Mayısımız var. Sağlıklı, güvenceli ve insanca yaşama hakkımız için yan yanayız. Umutlarımızı büyütmek için bugün Türkiye’nin dört bir yanında mücadelemizle yan yanayız” dedi.

Taleplerimizi ve hedeflerimizi bir kere daha yan yana haykırıyoruz:

• Herkese aşı,

*Herkese gelir desteği sağlansın,

*Acil ve zorunlu işler dışında 4 hafta çarklar durdurulsun!

• Çalışırken hastalanan emekçiler için COVID-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin!

• Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin!

• İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere destek için kullanılsın!

• Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın!

• İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın,

*Hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu emekçileri işlerine iade edilsin,

*Çalışma süreleri azaltılsın.

• Doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, betona, savaşa, silahlanmaya, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere ayrılsın.

• Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın!

*Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın,

*Pandemi süresince fatura borçları hazine tarafından karşılansın, borçlar faizsiz ertelensin.

•Örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın!

• İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulansın,

*Uluslararası Çalışma Örgütü’nün İşyerinde Şiddete Karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın!

2020 1 Mayıs’ında ifade ettiğimiz gerçek, 2021’de çok daha net bir biçimde ortadadır.

Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür.

Felakete dönen bu düzen, baskılarla, yasaklarla, yalanlarla, sansürle, kışkırtılan ırkçılık ve ayrımcılıkla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, kısacası zulümle ayakta tutulmak istenmektedir.

Bu felakete son vermek, insanlık için yeni bir başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak ellerimizdedir.

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN KASIM SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol