Ankara’da “İnsanca ve onurlu bir yaşam için” işçi Kürsüsü etkinliği düzenlendi
Birleşik İşçi Kurultayı(BİK), Kaldıraç, EHP, Ankara İşçi Meclisi, BDSP ve Devrimci Parti’nin ortak örgütlediği panelde Ankara’nın birçok yerinde işçilere çağrı yapılarak direnen işçi ve emekçilerin de katıldığı etkinlik açılış konuşması ile başladı.
Konuşmada farklı iş kollarından park bahçe işçileri, jeoloji mühendisi, ev emekçisi, büro çalışanı, depo işçisi, özel güvenlik görevlisi, belediye işçisi işçilerin ve devrimci kurumların konuşması gerçekleştirildi.
YAYINEVİ; Kitapevi çalışanları kendilerini işçi olarak görmüyor bu bizim ilk sorunumuz
Birleşik İşçi Kurultayı’ndan yayınevi çalışanı olarak yapılan konuşmada , bizim sürecimize kadar yayın evi konusunda işçilerin yan yana gelişi olmamıştı. Pandemi dönemine yakın işçi arkadaşların işten atılmasıyla beraber böyle bir süreç oluştu. Uzun süre toplantı alıp bu süreçleri çözmek adına mücadele ettik. Sendikaya kızmak yerine işin çözümünü kendimiz kurmaya çalıştık. Kendi öz örgütlülüğümüzü sağlayıp kendi derneğimizi kurduk. Pandemi ve sosyal medya üzerinden satışlar yüzünden bu faaliyet biraz yavaşladı. Kitapevi yayınevi çalışanları kendilerini işçi olarak görmüyor bu bizim ilk sorunumuz. İkinci sorunumuz pandemiyle birlikte ekonomik talepler yüzünden kendi işinden çıkıp başka bir yerde çalışıyor
o yüzden temeli biraz kaypak bir yerde yürüyor. Başka bir sorunumuz daha önce böyle bir mücadele örneği olmadığı için sorun yaşıyoruz. Bizde sektör olarak uzun zamandır ankarada 1 Mayıs yapılmıyor. 1 Mayıs’ın çalışmalarına şimdiden yapılması gerekiyor diye düşünüyorum.
METAL İŞÇİSİ; İşçi sınıfının bizim kürsüden konuşup dertlerimizi aktarabileceğimiz bir çalışma gerekli.
Birleşik İşçi Kurultayı’ndan metal işcisi adına yapılan konuşmada “Bu etkinliği düzenleyen kurumlara teşekkür ediyorum uzun zamandır böyle bişeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yıllardır OSTİM’de çalışıyorum hiç olmadığı kadar işçilerin öfkelendiği ve örgütlenme durumlarının açığa çıktığı bir dönem içindeyiz. İşçilerin otobüslerde çay ocaklarında sürekli zamlara dönük hayat koşullarına dönük konuşmalarına tanık oluyorum. Tabi bilindiği gibi örgütsüz bir işçi sınıfı var OSTİM’dede. Bunu nasıl büyütebiliriz yan yana gelebiliriz bunu tartışmalıyız. Önümüzde 1 Mayıs var 1 Mayıs öncesinde sendikaların önden her şeyi konuşup ayarladığı bir miting olmasından öte oraya müdahale edebileceğimiz işçi sınıfının bizim kürsüden konuşup bilinci dertlerimizi aktarabileceğimiz bir çalışma gerekli. Zamlara dönük bir mücadele anlayışı gerekiyor. Cılız içe dönük bir mücadele anlayışı olmamalı yana yana gelişi büyütmek şeklinde mücadele etmeliyiz. Direnişlere gidip haber yapmak anlayışıyla değilde o direnişi büyütmek dayanışma sağlamak anlayışıyla çalışmak gerek. Bu direnişleri bir sınıf kazanımı olarak görüp mücadele etmeliyiz. Buradan etkinlik bittikten sonra bir komite veya bir dayanışma adı ne olursa olsun bir şey kurmalıyız. Burdan bu direnişleri büyütmek adına konuşmalıyız. İşçi emekçi mitingi, 1 Mayıs’ta işçi sınıfı ve devrimcilerin sözünü kürsüden söylenilmesi, ankaradaki direnişlere dönük bir mücadele hattı oluşturulması gerektiği konusunda vurgu yapıldı.
BİRLEŞİK İŞÇİ KURULTAYI; Direnişler bir öğretmen olarak önümüzde duruyor
BİK adına yapılan konuşmada ise şunlar ifade edildi: “İşçi sınıfı sendika örgütlemede epeyce geriye düşmüştür hem niteliksel hem niceliksel olarak bu böyle. Tabandan yaptığımız çalışmalarla kazanıcı bir mücadele yürütmemiz gerekiyor. Grev önemli bir silahtır. Ve son aylarda birçok direniş oldu. Direnişler aynı zamanda öğretmendir de. Bizim somut önerimiz, bu toplam birlikteliğin devamlılığıdır. İkincisi, taleplerimizin sokakta dillendirilmesidir. Ayrıca Devrimci 1 Mayıs Platformu ruhunun oluşturulması gerekiyor. Gücümüz birliğimizden gelir kurtarıcıya bir ihtiyacımız yok, kurtarıcı biziz üretken ellerimiz üretken aklımızdır. Bu anlamda direnişler bir öğretmen olarak önümüzde durmaktadır” diye vurgu yapıldı.
JEOLOJİ MÜHENDİSİ; Keşke mevcuttaki odalar bu konularda arkamızda durabilse
Birleşik İşçi Kurultayı’ndan jeoloji mühendisi olarak yapılan konuşmada , konuşan arkadaşlara katılarak kendim farklı bir sektörde çalışıyorum. Sorunları anlatmaktan öte kadın olarak çalışırken neler yaşadığımızı biliyoruz. Bu sektörde çalışırken insan olarakta sömürüldüğümüzü fark ediyorum. Evet kurtuluş örgütlenmekte kurtuluş sokakta kurtuluş sosyalizmde keşke mevcuttaki odalar bu konularda arkamızda durabilse keşke daha fazla arkadaşımız burada olsa daha iyi olurdu.
EV EMEKÇİSİ; Kazanacaksak sokakta ve bir arada kazanacağız
Birleşik İşçi Kurultayı’ndan ev emekçisi olarak yapılan konuşmada görünmeyen emeğin emekçisi ev emekçisi bir kadınım. Bütün bu krizden kadın olarak ev emekçisi olarak bizlerde etkileniyoruz. Ben şikayette bulunmayacağım. Tek başınaysak kaybedecek hep berabersek kazanacak çok şey var. Arkadaşların söylediği gibi kazanacaksak sokakta ve bir arada kazanacağız diye seslendi.
KHK-MAHMUT KONUK; Elimizi taşın altına koyarak mücadele etmemiz gerekiyor başka yolumuz yok.
Farklı politik grupların bir araya gelerek bu meclisi örgütlemesi çok değerli. Bunun her alanda geliştirilmesi ve büyütülmesi çok değerli ve önemlidir. Kendi meşruluk duygumuzu yitirmeden mücadele etmeye devam etmeli. Bunu kaybedersek direnemeyiz mücadele edemeyiz. Devletin baskılarına saldırılarına işkencelerine rağmen ayaktayız ve ayakta kalıp mücadele etmeye devam etmeliyiz. Mücadeleye çekebileceğimiz herkesi bi parça ucundan tutan herkesi bir araya getirmemiz gerekli diye vurgu yapıldı.
SAĞLIK EMEKÇİSİ; Direnişleri bir araya getirip buna birlikte çözüm bulmak zorundayız.
Yapılan konuşmada “Her kesime büyük bir baskı var ve herkesim ciddi bir şekilde dertli. Bu sorun devletin baskısına rağmen devlet terörüne rağmen sokağa yansıyor. Yeterli olarak görmüyoruz. Bir çok direniş var bunu nasıl yaparız bilmiyorum ama bu direnişleri bir araya getirip buna birlikte çözüm bulmak zorundayız.
BÜRO EMEKÇİSİ; sokak ayağını büyütüp taleplerimizi dile getirmemiz gerekiyor.
Birleşik İşçi Kurultayı’ndan büro emekçisi olarak yapılan konuşmada çalıştığım yerde iş tarifim dışında kadın olmamdan dolayı günümün çoğu çay getirmek hizmet etmek temizlik yapmakla geçiyor. Her soruna karşı kararlılıkla inançla bu sokak ayağını büyütüp taleplerimizi dile getirmemiz gerekiyor diye seslendi.
ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİSİ; Haklılığımı ve meşruluğumu belgelerle de kanıtlıyorum”
Çankaya Belediyesi’nde hukuksuz bir şekilde işten atılan Yasin Keskin konuşmasında “Üyesi olduğum Genel İş 1 No’lu şubeye gittim. Ama yeterli yanıtı alamadım. İşe iade davasını açmak çok kolay ama sendikanın sahiplenmesinin düzeyi bu olmamalı. Özel güvenlik kartım iptal edildi. Burada bir hak gaspı var. Buna karşı ben direnişe geçtim. İşçi arkadaşlarımızın, Yasin Keskin değil de işten çıkarılmaların önüne geçmeye karşı çıkması için direnişe geçtim. Direniş ile işverene de kararlı olduğumu gösteriyorum. Belediye önü direnişinin dışında Genel İş Genel Merkeze de gittim. Remzi Çalışkan ile görüştüm ve işveren ile bir şey yapamayacağını dile getirdi. Ve ‘işe iade davanı kazan öyle gel’ dedi. Hukukun kalmadığı bir durumla karşı karşıyayım. Kısacası Genel Merkezden de bir şey alamadım. Haklılığımı ve meşruluğumu belgelerle de kanıtlıyorum” diye seslendi.
Sincan İşçi Birliği’nden bir depo işçisi söz aldı ve şunları söyledi:
Yapılan konuşmada “Bu birlikteliğin çok anlamlı ve değerli olduğunu düşünüyorum. Yıllardır işçi sınıfı adına ve işçi sınıfı üzerinden sınıf mücadelesi sürdürüyoruz. Ayrıştığımız bir çok konu olabilir ama bu mücadeleyi büyütüp yan yana olmalıyız. Birbirimize güvenip bu birleşik hareketimizin ne kadar önemli ve değerli olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu birlikteliklerimizin daha somut daha ileri olması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin 1 mayıs önerisi çok değerli bi yerde duruyor. Sendikaların işçi sınıfına ihanete varan bu tavrına tutumuna karşı mücadele etmeliyiz diye düşünüyorum. 1 mayısta gerici bir sendikayı çıkartıp konuşturma yapacak kadar geri bir tutum içindeler. 1 mayısta kürsüyü işçi sınıfı kullanmalıdır. 1 mayıs alanında kendi kürsümüzü kurmalıyız. Birleşik bir işçi kortejinin oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Kürsüden olmasa bile alan içerisinde kendi kürsümüzü oluşturmalıyız. Bu işçi kürsüsünü bir işçi kurultayına dönüştürebileceğimizi düşünüyorum. Bunu yapmak için daha somut hareket etmemiz gerekiyor. Örneğin sanayide ostimde yada sağlık sektöründe bir araya gelip bunu büyütebilirsek böyle örgütlersek kazanabiliriz. Bu direnişleri birleşik bir mücadele hattına getirmenin önemli olduğunu düşünüyorum düzenin tüm siyasal çizgisine karşı işçi sınıfının bu mücadelesini büyütmeliyiz.” diye seslendi.
ANKARA İŞÇİ MECLİSİ; İşçi sınıfı yan yana getirebilmek gerek
Yapılan konuşmada “Çok boyutlu bir kriz süreci içerisindeyiz. Bu krizi detaylı tartışmak bi yana asıl mesele bu sorunu çözecek işçi sınıfının direnişlerini görüp çözüm yolunu burada aramalıyız. İhtiyacımız olan birleşik kitlesel militan birleşik bir işçi sınıfı hareketi. Bize düşen bu direnişlerin yayılması daha örgütlü bir hal alması gerekiyor burada biz bu direnişlerin sesini taşıyıp yükseltmeliyiz. 1 mayısı bu anlayışla örgütleyebilmek sendikaların küt anlayışına bırakmadan büyütebilmek işçi sınıfı yan yana getirebilmek gerek.” diye seslenildi.
BELEDİYESİ İŞÇİSİ; Birlik olalım omuz verelim destek olalım
Şişli belediye işçisi Turan Aktaş yaptığı konuşmada bugün direnişimizin 823. Günü. Geçen seferde burada konuştuğumuz zaman bir istekte bulunmuştum. Direnen arkadaşlara destek verilmesi gerek demiştim. Ama bunlar böyle kürsülerde konuşmayla kalıyor. Bu gün 6 benzemez gelmiş yan yana ülkeyi düzelteceklerini söylüyor. Hiçbirşey düzeltemez daha belediyelerini düzeltemiyorlar. Genel iş işçilerin taleplerini korumak yerine belediyeden taraf oldu. Ben direnişi seçtim kapının önüne kondum. Uzun zamandır direnişin içindeyim ama net bir destek göremedim. Sizden bir talebim var gelemiyorsanızda genel merkezi arayabilirsiniz. 130 gündür işçileri neden yerlerde sürüklüyorsunuz neden işten atıyorsunuz gibi bir baskı olabilir ama ne yazık ki böyle bir durum yok. İstanbuldan bile direnişe destek var ama ankarada böyle bir durum yok. Bizler bir yumruk olmazsak gelen giden bize vurur kazanamayıız. Bu gün sağlıkçının öğretmenin işçinin emekçinin yanında durmazsak burada konuştuklarımız burada kalır. Sizden ricam bu konuşmalar bu kürsüde kalınmasın birlik olalım omuz verelim destek olalım diye seslendi.
TÜKETİCİ HAKLARI DERNEĞİ; Beraber dayanışma içinde olmalıyız
Bu birlikteliğin ve dayanışmanın örgütlenmesini hızla büyütmemiz ve yaymamız gerekir. Toplumun içinde 51 milyon kişi yoksulluk sınırının altında 25 milyon kişi de açlık sınırının altında yaşıyor. Eylemimizi gerçekleştirdik sonra bi değerlendirme yaptık. Ordan kararla 10 martta toplanıp bir yönetme kurulu seçtik bu direnişlere bu eylemlere devam edeceğiz diye seslendi.
KALDIRAÇ; Bize düşen görev bu süreci aktif bir şekilde örgütlemek gerekiyor.
Yapılan konuşmada “İçinden geçtiğimiz ekonomik krizi kaptalizim tüm dünyada işçi sınıfına karşı yaşatıyor. Devlet baskısıyla bu durumu koruyor. Bu dönem işçi hareketi yükseliyor her gün yeni direnişlere gözümüzü açıyoruz. Bu direnişlerin bize gösterdiği kendi ellerimizden başka kurtarıcımız yoktur. Bize düşen görev bu süreci aktif bir şekilde örgütlemek gerekiyor. İşçilerin ve direnişlerin kendini yalnız hissetmesinin sebebi bu direnişlerin birbirinden ayrı geçmesi. Bizim önerimiz bu direnişleri yan yana getirmeyi birleştirmeyi hedefleyerek çalışmamız. Sokak sokak fabrika fabrika bunu örgütleyip bunu da 1 mayısa taşıyıp beraberliğimize devam etmeliyiz. Önümüzde 1 mayıs var bu direnişleri yan yana getirerek çok büyük bir başarı kazanacağımızı düşünüyoruz somut olarak önerimiz bu yönde.” diye seslendi.
EHP; İşçilerin söz yetki karar verdiği sendikalar var etmek olmalı hedefimiz.
Konuşmada “Grevler direnişlerle başlayan yeni yıl bize çok umut veriyor. Bunun nedeni ülkede emekçilerin yaşayabileceği bir ortam kalmadı. Tüm bu grevler direnişler bize umudun olduğunu gösteriyor. Bütün siyasal koşullara rağmen işçi emekçi hareketini büyütmek gerekiyor. Bu yana geliş çok kıymetli bizim bu tür birlikteliklere ihtiyacımız var. Burayı büyütmemiz gerekiyor bunu bütün ülkeye yaymamız gerekiyor.
1 mayısada buradan aldığımız güçle hep birlikte hazırlanıp işçi emekçi siyasetini orada büyütmeli yan yana getirmeliyiz. İşçilerin söz yeti karar verdiği sendikalar var etmek olmalı hedefimiz.” diye seslenildi.
EYT Emeklilikte yaşa takılanlar derneği başkanı:
Biz kendimiz süreci örgütlerken tabana indik. Meclisede ulaştık taleplerimizi götürdük meclistende dönüş oldu sesimizi her yere duyurmaya başladık. Eylemlerimizi yaptıktan sonra lk mitingimizde 1.5 milyon kişi yan yana geldik taleplerimizi haykırdık. Büyümek ve başarıyı elde etmek için bulunduğumuz her yerde siyasetimizi yapıp taban kitleye inmek birleşmek yan yana gelmek gerekiyor. 15 mayısta Maltepe de bir miting yapacağız bu mücadeleyi bilinçlendirip meclisede taşıdık. Daha önce bizi görüp kaçanlar yan yana gelmeye çalışıyor. Hep beraber kenetlenmeli örgütsel olarak bu adımı atmalıyız diye vurgu yapıldı.
DEVRİMCİ PARTİ; Birleşik emek mücadelesini sınıf mücadelesini birlikte örmek gerekiyor
İşçi direnişleri artmakta bu direnişleri büyütmek için hazırlıklı olmak örgütlü olmak gereklidir. Birleşik emek mücadelesini sınıf mücadelesini birlikte örmek gerekiyor. Ama biliyoruzki sadece bunu istemek yetmiyor. Bunu birlikte yapmak gerekiyor. Buradan tüm toplama 1 mayısta sendikaların örgütlendiği değil direnen işçilerin örgütlendiği bir mayıs olması gereklidir. Bu toplamın bir toplantı bir meclis tarifine gün kestiği bir şekilde bitirmek istiyoruz.
BDSP; İşçi sınıfının iktidarı gibi dünya görüşü gerekiyor
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor herkes burada kendi bulunduğu alandan sorunlarını, sıkıntılarını dile getirmiş oldu. Bugün çalışmalar birleştirilmeli direnişler birleştirilmeli ortaklaştırılmalı bu gün bu düzen zorlanmalı. Ama işçi sınıfının bunu belli bir dünya görüşüyle dile getirmesi gerekiyor. Bu direnişlerin ufak kollarında kazanımlar olunca direnişler diğer direnişleri unutuyor gibi oluyor. Ama işçi sınıfının iktidarı gibi dünya görüşü gerekiyor. Ama biz biliyoruz ki sokak ayağı çözülmedikçe iktidar perspektifi olmadıkça bu sorunların çözümü olmayacaktır. Bunun kısa özeti devrim ve sosyalizmdir.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ; Buradan 1 mayısı örgütlemek 1 mayısı da ilan etmektir.
Hepimiz geçinmenin zorluklarını yaşıyoruz bu konluarda ortağız. Bunlardan bahsedildi. Boğaziçi direnişinden bahsetmek istiyorum. Bu direnişleri devam ettirmeye çalışıyoruz. Enes kara arkadaşımızın derdiyle alakalı bir bildiri yayınladık 72 üniversiteden imza geldi. Biz birleştiğimiz zaman hareket edebildiğimizi fark ettik. Sadece politik kulüpler değil her konudan kulüplerle bir grup kuruldu haftalık düzenli toplantı alıyoruz. Haftalık düzenli toplantı alıyoruz derdimiz üniversitelerde söz yetki karar. Divana da önerimiz sürekliliktir. Bu toplamın devam etmesi gerek. Önümüzde 1 Mayıs var işçilerin öğrencilerin taleplerini söyleyebildiği bir 1 Mayıs geçirmek gerek. Buradan 1 Mayıs’ı örgütlemek 1 mayıs’ı da ilan etmektir.
Yapılan etkinliğin sonunda divan adına yapılan konuşmada “Tüm işçilerin yaşam alanlarında örgütlenmesiyle beraber bir şeyleri değiştirebileceğiz. 1 Mayıs konusunda salonun genel bir talebi var ve bu haklı bir talep. Sendikal bürokrasiye basınç uygulamak gerekiyor. İşçi emekçi toplantıları düzenleme görevi önümüzde duruyor” denildi. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” slogan ve alkışlarla ile etkinlik bitirildi.