24.9 C
İstanbul
16 Temmuz Çarşamba, 2025
spot_img

AKA-DER: Özgür günlerin tek yolu direnmek!

2017 yılının başından bugüne kadar, 338 kadın katledildi.
367 kadına cinsel şiddet uygulandı. 317 çocuk cinsel istismara uğradı.
Bunlar sadece resmi kayıtlardan ulaşabildiklerimiz.
Tüm bu kadın katliamlarının, tacizin, şiddetin, baskının karşısında, biz kadınlara susun diyorlar. Siz susun, fıtratınızda eşitlik yok deniliyor. Susun, evde börek açın ve doğurun. En güzel fikirler bulaşık yıkarken aklınıza gelir, evden çıkmayın diyorlar. Ülkenin refahı biz kadınların evlerimize hapsolmasıyla sağlanacak gibi kadınlara susun diyorlar.
Devletten yardım isteyen bir kadını korumaktan bile aciz olanlar, kendi söylemleri ile kadına yönelik şiddetin, tacizin, sömürünün her geçen gün artmasına neden oluyor hatta bunu körüklüyorlar.
Devletin denetimindeki kurumlarda çocuklara tecavüz edilirken, çocuklar cinsel istismara uğrarken ya da diri diri yanarken bu kurumlardan biri olan Ensar vakfı tüm okulların içine giriyor.
Devletin “en dini bütün kurumu” Diyanet İşleri Başkanlığı bir babanın öz kızına şehvet duyması haram değil, diyerek fetva veriyor.
Devletin gözetiminde olan mülteci kamplarında yaşayan Suriyeli kadınlar devlet görevlilerinin tecavüzüne uğruyor. Kendi varlığına kendisi son vermiş meclislerinde bizim nasıl evleneceğimize, boşanıp boşanamayacağımıza karar verecek yasalar çıkartıyorlar, itirazlarımızı duymazdan gelerek, isteseniz de, istemeseniz de bu yasa geçecek diye bağırıyorlar.
Başçobanın böyle buyurduğu ülkemizde, bir kadın boşandığı kocası tarafından namus meselesi diyerek öldürülüyor, sokakta şort giyen kadına tekme atılıyor, eteği uygun değildi diye kadın şiddet görüyor, sahilde alkol aldılar diye iki kadın gözaltına alınıyor, polis bir kadını sokak ortasında tekmeliyor. Ermeni bir kadın olduğu için Hatun Tuğluk’un cenazesine saldırılıyor, cenaze mezardan çıkartılıyor. Kadın işçiler ucuz işgücü olarak sömürülüyor, ilk işten çıkarılanlar oluyor.
Ve daha niceleri…
Bizim dışımızda bizim hayatımız, haklarımız hakkında herkes konuşurken biz kadınlara susun diyorlar. Kadınlar tarihler boyunca, toplumsal mücadelenin dinamiği oldular ve asla susmadılar. Dünyanın neresinde baskı, şiddet varsa kadınlar direnişin içinde yer aldılar. Tıpkı Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo karşı direnen ve bu direnişleriyle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele gününü tüm kadınlara miras bırakan Mirabal kardeşler gibi.
Bugün kadın düşmanı fetvalar veren müftülere evlendirme yetkisi tanıyanlara, kadınlara yasal koruma sağlayan 6284 sayılı Yasa’nın “yuva yıkıyor” diyerek kaldırmak isteyenlere karşı sesimizi büyütelim. Boşanmaları önlemek adına arabuluculuk düzenlemesine, kol kırılır yen içinde kalır mantığı ile ev içinde şiddetin gizlenmesine yönelik uygulamalara karşı sesimizi büyütelim.
Bir gecede çıkan KHK ile işimizden, ekmeğimizden olurken Yüksel Caddesi’nde bir mum yakan, direniş başlatan Nuriye Gülmen, bizlere direnmenin, nasıl onurlu olduğunu tekrar gösterirken, OHAL karanlığına karşı biz kadınlar sesimizi büyütelim.
Bunca, baskı, sömürü, katliam karşısında yolumuz mücadeleden yana olacak. Birlikte direneceğiz, bu karanlık günleri yırtıp atacak gücü yan yana durarak bulacağız.
Seslerimiz birlikte çoğalacak, korkuya teslim olmayacağız. 25 Kasım Cumartesi Günü Alanlara
“Sömürüye, baskıya, şiddete karşı seslerimizi birleştirmeye, direnişe, sokağa, eyleme, özgürleşmeye.’’
Yaşasın Örgütlü Kadın Mücadelesi Eylem Programları
İstanbul
25 Kasım Cumartesi Saat 18.00 Taksim
Ankara
25 Kasım Cumartesi Saat 15.00 Ziya Gökalp Caddesi Çankaya Belediyesi Önü
Mersin
25 Kasım Cumartesi Saat 15.00 Atatürk Parkı Saat Kulesi AKA-DER

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN ŞUBAT SAYISI ÇIKTIspot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 222. SAYISI ÇIKTI!spot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,960AboneAbone Ol