AKP’nin iktidara geldiği gün 1,67 TL olan dolar, 19 yılda 10 TL’ye çıktı. Bu duruma nasıl gelindi, dolardaki yükselişin etkisi ne oldu?
AKP’nin iktidara geldiği gün 1,67 TL olan dolar, 19 yılda 10 TL’ye çıktı.
İşte, 2002 – 2021 yılları arasında dolar kurundaki değişimler:
2002 – 2021 yılları arası dolar kuru değişimleri:
2002 1,50 dolar/TL
2003 1,49 dolar/TL
2004 1,42 dolar/TL
2005 1,34 dolar/TL
2006 1,43 dolar/TL
2007 1,30 dolar/TL
2008 1,29 dolar/TL
2009 1,54 dolar/TL
2010 1,50 dolar/TL
2011 1,67 dolar/TL
2012 1,79 dolar/TL
2013 1,90 dolar/TL
2014 2,18 dolar/TL
2015 2,72 dolar/TL
2016 3,02 dolar/TL
2017 3,64 dolar/TL
2018 4,81 dolar/TL
2019 5,67 dolar/TL
2020 7,01 dolar/TL
2021 10 dolar/TL
2002 – 2021 yılları arasında dolar kuru 6,6 katına çıktı.
Dolar, 1 liradan 5 liraya 17 yılda, 5 liradan 10 liraya sadece 3 yılda tırmandı!
Dolar/TL kuru 1 liradan 5 liraya 17 yılda yükselirken, 5 liradan 10 liraya sadece 3 yılda tırmandı.
3 Kasım 2002’de AKP’nin iktidara geldiği gün dolar 1,67 TL, avro 1,66 TL seviyesindeydi.
6 Nisan 2017 anayasa referandumunda dolar 3,68 TL, avro 3.90 TL’ydi.
17 Haziran 2018’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin erken seçim çağrısı yaptığı gün dolar 4,09 TL, avro 5,07’ydi.
19 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Yetkiyi verin; faizle, şununla bununla nasıl uğraşılır göreceksiniz” dediği gün dolar 4,75 TL, avro 5,49 TL oldu.
2021 başında dolar 7,34 TL, avro 9 TL seviyesini gördü.
19 Mart 2021’de Naci Ağbal’ın Merkez Bankası görevinden alınmasından bir gün önce dolar 7,26 TL, avro 8,65 TL seviyesindeydi.
Merkez Bankası 23 Eylül’deki toplantıda politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 19’dan yüzde 18’e indirdi. 24 Eylül itibarıyla dolar 8,82 TL, avro 10,34 TL oldu.
14 Ekim’de faiz kararlarında oy hakkı bulunan iki Merkez Başkanı Yardımcısı ile bir Para Politikaları Kurulu üyesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden alındı. Gelişmeler TL’deki değer kaybında yeni bir ivmeye neden oldu, dolar/TL kuru 9,15 TL’yi aşarak tarihi zirveye ulaştı.
21 Ekim’de Merkez Bankası’nın faizlerde 200 baz puan indirim yapmasının ardından da dolar kuru 9,49 TL’ye kadar çıktı.
O günden bu yana da ardı ardına rekor kıran dolar/TL kara paranın aklanması ve terörle mücadelede uluslararası standartlar kuran Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından Türkiye’nin gri listeye alınması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyükelçilere dair açıklamalarının siyasi tansiyonu yükseltmesiyle 9,84’e yükseldi.
Merkez Bankasının art arda gelen indirimlerinin ardından “faiz indirimi” beklentisiyle Türk lirasının dövizler karşısında yaşadığı erime büyüdü.
Doların yükselmesinin sonuçları
Kurlar enflasyonu artırıyor, yoksulluk derinleşiyor. Birileri altın-döviz üzerinden vurgun elde ederken ücret ve maaşlar eriyor. Kredi borçları tavan yapıyor.
4 Ocak’ta dolar 7,37 TL iken asgari ücretle çalışan 383 dolar alabiliyordu. 2 bin 825 TL olan asgari ücretlinin geliri, 10 TL’ye yükselen dolar kuruna göre artık sadece 282,5 dolar ediyor. Bu rakam, çok düşük ücretler verilmesi ile bilinen Çin’deki asgari ücretin bile altında. Pekin’de asgari ücret 360 dolara çıkmış durumda. Türkiye’deki asgari ücretliler Çin’dekinden bile ucuza çalışıyor.
Hem üretimde hem finansta dışa bağımlılığın sonucu olarak dış borç durduğu yerde artıyor, vergiler hizmet olarak dönmüyor, finans sermayeye akıyor, müteahhitler kurdaki artıştan daha fazla gelir elde ediyor. İhracat yapanlar, yüksek dövize sahip zümreler servetlerine servet katıyor.
TÜİK verilerine göre, enflasyon yüzde 19,89 olarak açıklansa da Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 49,87 seviyesinde. Türkiye, yüzde 49,87 enflasyon oranı ile dünyanın en yüksek 8. enflasyonuna sahip ülke. Dolardaki artışla TL’nin değer kaybetmesi de enflasyon artışı anlamına geldiği için fiyatlara peş peşe zam geliyor. Toplu iş sözleşmeleri sıfır ile TÜİK’in güven vermeyen enflasyon rakamı arasındaki bir makasta imzalanmak isteniyor, alım gücü düşüyor.