1 Mayıs 2022, iki yıllık pandemi sürecinin ardından, işçi ve emekçilerin alanlara çıktığı bir 1 Mayıs oldu. Bu açıdan, olumludur.
1 Mayıs 2022’ye giderken, birkaç etken, oldukça etkili idi. Bunların başında, savaş naralarının yükselmesi, TC devletinin “savaş ekonomisi”ni daha da büyütme isteği gelmektedir. Saray Rejimi, “yağma, rant ve savaş ekonomisi” üzerine yükselmektedir. Savaş, sadece Libya’da, sadece Suriye’de değil, sadece Kafkaslarda değil, bu kez Ukrayna’ya Rusya operasyonu ile de gündeme geldi.
İkincisi, pandemidir. Pandemi, uzun bir süredir, içeride işçi eylemlerinin yasaklanması ile gündemdedir. Pandemi bahane edilerek sadece iki yıl 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmemezlik yapılmadı, her türlü hak arama eylemi, her türlü yasal gösteri de pandemi bahanesiyle yasaklandı. Onlara her türlü toplantı ve gösteri serbest, ama işçi ve emekçilere, kadınlara ve gençlere yasak. Bu yasak artık sürdürülemezdi.
Üçüncüsü, ekonomik krizdir. Ekonomik kriz, işçi ve emekçilerin sömürüsünün artması, işçi ve emekçilerin daha da fakirleşmesi, onlardan çalınan gelirin patronlara aktarılması demektir. Kriz, daha kötü yaşam koşulları demektir. İşçi sınıfı, yoksulluğa, işsizliğe, artan sömürüye, daha kötüleşen çalışma şartlarına karşı, uzun süredir eylemlerini yükseltmektedir. Bunun 1 Mayıs 2022’de yansıması da olacaktı. Bu nedenle, 1 Mayıs 2022’nin alanının Taksim olması çok önemli idi.
Dördüncü etken, 1 Mayıs öncesinde, hemen 5 gün öncesinde Gezi Davası adı altında sergilenen tiyatro ile, cezalar kesilmesi idi. Mücella Yapıcı ve diğerleri tutuklandılar. 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldılar.
Alanda da yansımasını bulması gereken, en başta bu sorunlardı.
1 Mayıs 2022, birçok ilde, işçilerin meydanlara çıkması ile kutlandı. Bu illerin ya da kutlama yerlerinin arasında, epeyce yeni yer var. Bu açıdan çok önemlidir. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Kocaeli, Bursa, Antep, Van, Batman, Kars, Dersim, Siirt, Rize, Sinop, Mardin, Trabzon, Samsun, Ordu, Artvin, Giresun, Balıkesir, Denizli, Aydın, Muğla, Antalya, Edirne, Diyarbakır, Malatya, Şırnak, Adıyaman, Eskişehir vb. illerde kutlanması önemli bir gelişmedir.
1 Mayıs’ın işçilerin katılımı ile kutlanması da büyük bir gelişmedir.
Ancak, bunlara rağmen, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir 1 Mayıs kutlamalarına, sendikaların açık ve olumsuz müdahalesi çok kayda değerdir. Unutulmamalıdır. Ankara 1 Mayıs kutlamalarına dair, DİSK temsilcisi, gelen talepleri susturmak için, ki bu talepler soldan gelmekteydi, açıkça “zorlamayın, zorlarsanız, İstanbul’daki gibi yapar, sizi kaale almayız” demiştir.
İşte İstanbul 1 Mayıs’ının özeti de buradadır.
DİSK, devletle, işçi sınıfı arasına bir “arabulucu” görevini üstlenmiştir. İşçi sınıfının, devrimcilerin taleplerine karşı, devletin uzantısı olarak davranmıştır. DİSK, Çerkezoğlu, 2021 1 Mayıs’ında attığı geri adımlardan irkilip, kendini toparlamak yerine, daha da geri adım atmış, devlet ile sınıf ve devrimciler arasında bir arabuluculuğa soyunmuştur.
Alanda, kürsü ile kitle arasında açık bir kopukluk vardı.
İşte bunun nedeni budur. Kürsü, alanı hissetmekten çok uzaktı.
Kürsü, tertip komitesi, yürüyüş kollarının alana gelmelerini bile beklememiştir. Yürüyüş kolları, alana 4-5 saatte varabilmiştir. DİSK, bu gecikmeye rağmen, alandaki kitleyi tutamamıştır, onlara, bekleyin, bile dememiştir.
Kürsü, ne savaştan, ne ekonomik krize karşı yükselen direnişlerden, ne pandemi boyunca yaşananlardan, ne de Gezi Davası’na saldırılardan ciddi biçimde söz etmemiştir.
Kürsüden, direnişçi işçilerin konuşması talebi iletildiği hâlde, DİSK bunlara kapıları kapatmıştır.
Tertip komitesi, alana ses düzeni getirilmesi taleplerine karşı durmuştur.
Kısacası, alanda kürsü, tümü ile kitleden kopuktur.
Kürsü, mitingin bir an önce bitmesini istemektedir. Kürsü, adeta kitlelerden, direnişçilerden korkmaktadır.
1 Mayıs 2022 göstermiştir ki, CHP kuyruğuna takılmak, sendikalar için bir çıkış yolu hâline gelmiştir. CHP kuyruğuna, burjuva muhalefetin kuyruğuna takılmak, gerçekte, Saray Rejimi ile mücadele etmekten vazgeçmektir. Gerçekte CHP kuyruğuna takılmak, evde oturmaktır. Gerçekte CHP kuyruğuna takılmak, direnen işçilere, direnen kadınlara, direnen gençlere sırtını dönmektir.
Bu nedenle, DİSK, 1 Mayıs alanına 5-10 bin kişilik bir kitle ile gelebilmiştir. DİSK, işçileri 1 Mayıs alanına taşımak için adeta çaba harcamamıştır.
CHP’nin, burjuva muhalefetin, Saray Rejimi’nin her adımı, her saldırısı karşısında, “evde oturalım”, “bekleyelim”, “sandık gelecek”, “provokasyona gelmeyelim” tutumu, olduğu gibi sendikalara da sinmiştir.
Bu, CHP kuyrukçuluğudur. Bu, burjuva muhalefetin kuyruğuna takılmaktır. Bu, işçi sınıfının gücüne güvenmemektir. Bu, işçileri bir kere daha kandırmaktır.
Sol harekette “sağa kayış” eğilimleri ile sendikaların CHP kuyruğuna takılması, aynı sürecin parçalarıdır.
Saray Rejimi’nin savaş politikaları, Kürt halkına karşı yürütülen katliam politikaları, işçi ve emekçilere karşı azgınca saldırı politikaları, artan ekonomik krize karşı gelişen her türden direnişe karşı saldırıları, hepsi birbirinin devamıdır.
Bekleyelim seçimle gidecekler tutumu, sağ bir tutumdur.
Seçime bel bağlayarak hareket etmek, CHP’nin kuyruğuna takılmaktır.
CHP’nin başı, Saray Rejimi’nin içindedir. Kuyruğuna takılmak, Saray için hizmetçi olmaktır, köleleşmeyi kabul etmektir.
CHP kuyruğuna takılarak sendikacılık yapılamaz, işçi ve emekçilerin hakları savunulamaz.
Sendikalar, CHP kuyruğuna takıldıkça, esas önlemleri devrimcilere karşı almaya yönelmektedir. Saray Rejimi’ne karşı mücadele etmek yerine, devrimcilerin önünü kesmek, işçi sendikacılığı, solculuk vb. değildir.
1 Mayıs 2022, bunu açıkça göstermiştir.
1 Mayıs 2022 gösteriyor ki, devrimciler daha aktif olmalı, alanda kürsü ile kitle arasındaki bağın açıktan kurulmasını sağlamalı ve buna karşı tutum ve tavırları, işçiler nezdinde, anında deşifre etmelidir.
Anlaşılan, bazı sendikacılar, 2023 seçimlerinde CHP’den milletvekili olma geleneğine sadık kalmak istemektedirler. Oysa, CHP, başı Saray’a çıkan bir partidir ve asla sol bir tutum almaz. CHP tabanındaki devrimciler, kendini hâlâ devrimci diye görenler, CHP ile bir yere varılamayacağını artık anlamalıdır. Bunca deneyim göstermektedir ki, CHP; devlet adına işçileri, direnen herkesi tutmakla, sisteme yeniden bağlamakla görevlidir.
1 Mayıs 2022 gösteriyor ki, devrimci sosyalistler, işçi sınıfının gerçek temsilcileridir.
Devrimci sosyalizm bayrağı altında birleşmedikten sonra, işçi sınıfı sürekli aldatılmaya mahkûmdur. Buna son vermenin olanakları da açıkça ortadadır.
Her gün 1 Mayıs, her gün kavga!
Direneceğiz, örgütleneceğiz, Birleşik Emek Cephesi ile iktidara yürüyeceğiz!
Devrim için ileri, ya sosyalizm ya ölüm!