Veli Saçılık, “Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak” gerekçesiyle, 9 aydan bu yana tutuklu bulunan ve 3. duruşması 5 Eylül (yarın) Çağlayan Adliyesi’nde görülecek olan Berkay Ustabaş için bir yazı kaleme aldı.
Veli Saçılık, “Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak” gerekçesiyle 5 Ocak’tan beri tutuklu bulunan, Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş için, bir yazı kaleme aldı. “Biz suçumuzu iyi biliyoruz, bizim suçumuz yeterince güçlü olmamak. Haklı olduğumuz kadar güçlü olduğumuzda onlara nefes alan bütün insanların eşit haklara sahip olduğunu göstereceğiz!” ifadelerini kullanan Veli Saçılık’ın yazısının tamamı şu şekilde:
Bu ‘suça’ ortak olduğumuz için çok gururluyuz
Ilımsız Muhalif Berkay Ustabaş
Berkay Ustabaş aylardır tutuklu. “Tutuklu” sözünü bir mahkeme terimi olduğu için kullanıyorum, gerçeği tam olarak söze döktüğümüzde “esir” dememiz gerekir. Yandaş köşe yazarı Abdülkadir Selvi, “sembolik tutuklamalar gözden geçirilebilir” yazdı geçenlerde. “Sembolik” sözcüğünü A. Selvi durumu yumuşatmak için kullansa da tutuklamaların sembolik özelliklerinin olduğu bir gerçek. HDP’li vekil ve Belediye Başkanlarının tutukluğu halk iradesinin esir alındığının sembolü, gazetecilerin tutuklanması basının tamamen susturulduğunun sembolü, Berkay Ustabaşın da tutukluğu Berkin Elvan’a sahip çıkan gençliğin iradesinin esir alınmasının sembolü. Türkiye bir semboller ülkesidir! Tutuklamalar, cezalar ibret-i alem olsun diye gerçekleştirilir. 12 Eylülcüler’in “sallandıracaksın iki tane, bak bir daha yapıyorlar mı” kalıbı üzerinden kurulur mahkemeler. Berkay’ı tutuklatan savcının “Ahdımız var, tutuklayacağız”demesi bundandır. Suç nedir, delil nedir, hiçbir önemi yok. Berkay’ın sistemin sınırlarını zorlayan bir kararlılık içinde olması, çevresindeki gençleri toparlayıcı olması, cezalandırılması için yeterli sebeptir. Ne yapmıştır Berkay, suçu nedir? “Berkin Elvan’nın hesabı mahşere kalmayacak” pankartı taşımıştır. Berkin’i katledenler ve aynı zamanda yargıya hâkim olanlar hesap sorulacak diyenleri esir tutarak “sembolik” bir mesaj vermektedir topluma. Berkin’in cenaze törenine katılan herkesi tutuklayamayanlar Berkay’ı esir tutarak halka “subliminal mesaj” vermektedir, teslim olun yoksa ateş ederim demektedir bu mesajla. Mesajı aldık ama teslim olmuyoruz dediğimiz anda Berkay gibi birçok insanın tutukluluğu son bulabilir. Korkutma yöntemi işlevsizleştirildiği ölçüde yöntem olmaktan çıkar. Berkin’in cenaze töreninde buluşan bir milyonu aşkın insanın yarısı Berkay’a sahip çıktığı anda esirlik özgürlüğe dönüşecektir.
Anaokulu bombalayan, insan kafası kesen Cihatçı katillere “ılımlı muhalif” adını vererek silah ve para desteğinde bulunanların, Berkay Ustabaş gibi özgürlük ve sosyalizm mücadelesi içindeki insanlara azılı terörist demesi komik değil ama gülünçtür. Berkay hakkında hazırlan iddianame içler acısı bir içeriğe sahip. Koca koca terör, terörizm laf salatası arasında somut olarak Berkay’a yapılan tek suçlamanın “Berkin Elvan’ın cenaze törenine katılmak” olduğunu görüyoruz. Berkay’ın “terör örgütünün yaşam tarzını tam bir bağlılıkla” benimsediğini “örgüte ait renk, flama ve pankartlardan” anlamış (S)avcı. Örgüte ait dediği pankartta örgüte ait isim ya da sembol yok tabi. Sarı ve kırmızı renkten anlamış (S)avcı bütün bunları. Örgütün fikirleri dediği şeyse Berkay’ın KDV ödeyerek aldığı kitaplarmış. Ilımsız muhalif olduğu için asla tahliye edilmemeliymiş Berkay! AKP’nin “öfkeli çocuklarından” IŞİD üyesi Ahmet Güneş Suriye’de onlarca insanı kurşuna dizdikten sonra Türkiye’ye geliyor ve anlaşılamayan bir nedenle(!) gözaltına alınıyor. Suriye’de yaptığı katliam görüntüleri mahkeme kayıtlarına girmesine rağmen “Suriye’de bu konu ile ilgili dava açılmış olma ihtimalinden dolayı” serbest bırakılıyor. Polis takibi altındayken 10 Ekim Gar katliamının örgütçülerinden biri oluyor. On dört yaşında Berkin’in polis tarafından katledilmesinin acısını yüreğinde hisseden Berkay Ustabaş’ı “iflah olmaz terörist” ilan edenler cihatçı çeteler karşısında süt dökmüş kedi gibi oluyorlar. Sadece cihatçılara karşı müsamahalı değil tabiki mahkemeler. Parkta oynayan çocuklara ateş açıp, yedi yaşındaki kız çocuğunu sırtından vuran şahıs serbest bırakıldı geçen hafta. Karısını dövüp, bıçakladıktan sonra ikinci kattan atan herif serbest bırakıldı. Sosyal medya tepkileri nedeniyle gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Yani, Berkay Ustabaş’ın suçu büyük! Cihatçı olmak varken, kadına şiddet uygulamak varken, oyun oynayan çocuklara ateş açmak varken, sen git sosyalist ol, bir de üstüne üstlük sokak ortasında katledilen çocuk Berkin Elvan’a sahip çık! Bir ılımsız muhalif olarak Berkay’ın “suçu” çok büyük ve biz bu “suça” ortak olduğumuz için çok gururluyuz. Biz suçumuzu iyi biliyoruz, bizim suçumuz yeterince güçlü olmamak. Haklı olduğumuz kadar güçlü olduğumuzda onlara nefes alan bütün insanların eşit haklara sahip olduğunu göstereceğiz!
Gazete Yolculuk