Karaköprü Güllübağ Mahallesindeki bir inşaat alanında başlatılan kazı çalışmaları, iddiaya göre dün şikayet üzerine giden iki sivil polis tarafından durdurulmak istendi. Daha sonra müze müdürlüğü ekiplerinin de inşaat alanına giderek kazı çalışmalarının farklı bir bölgede yapılmasını istediği ancak polislerin buna da izin vermediği belirtildi. Çıkan gerginliğin ardından gözaltına alınan Ahmet, Mehmet ve Ramazan Pakır isimli kardeşler, polis merkezine götürüldükten sonra ‘darp gördükleri’ gerekçesiyle hastaneye kaldırıldı.
Urfa Valiliğinden olaya ilişkin yapılan açıklamada, işçilere şiddet uygulandığı yönündeki iddialar ilişkin inceleme başlatıldığı belirtilerek “26 Ekim 2024 Cumartesi günü Karaköprü ilçemize bağlı Güllübağ mahallesinde yapılan bir ihbar gereğince olay mahalline intikal eden polis ekiplerimize mukavemette bulunulması üzerine üç kişi orantılı güç kullanılarak etkisiz hale getirilmiş ve haklarında adli işlem yapılmıştır” denildi.
Artı Gerçek’e konuşan avukat Kenan Demir ise “Herhangi bir mukavemet durumu yok” dedi. Demir, şunları söyledi:
“Kepçe operatörleri yapı ruhsatı olan inşaat alanı içi izinli bir şekilde ücret karşılığı kazı çalışması yapıyor. Şikayet üzerine iki sivil polis gelerek kazının durdurulmasını istiyor. Bu sırada müze görevlileri de geliyor ve ‘Burada tarihi bir eser olabilir, siz burada çalışmayın. Aşağıdaki inşaatın kalan kısmında çalışın’ diyor. Bunun üzerine işçiler de aşağı kısımda çalışmaya devam ediyor. Sonra polisler tekrar kepçe operatörüne ‘dur’ işareti yapıyor ama işçi makine üzerinde çalıştığı için görmüyor. Polisler ‘Sen nasıl durmazsın’ diyor ve bir gerginlik yaşanıyor. Tabi herhangi bir fiziki temas yok, buna ilişkin video kayıtları da var. Herhangi bir mukavemet durumu yok.”
“Tutanaklar avukatsız şekilde zorla imzalatılmış”
İşçilerden polis merkezine götürüldükten sonra hastaneye kaldırıldığını söyleyen Demir, şöyle devam etti:
“Ondan sonra destek ekibi geliyor ve 3 kişi ekip aracına alınıyor ancak burada ilginç olan şey ise normalde CMK usulüne göre kişilerin önce darp raporu için hastaneye götürülmesi gerekirken bu yapılmadan doğrudan polis merkezine götürülüyorlar. Burada bir odaya alınıyorlar ve 15-20 kişi 3 kişinin üzerine çuvallanıyor. Polis merkezine gittiğimde işçilerin durumunun iyi olmadığını gördüm. Biri yarı baygın vaziyetteydi, ambulansla hastaneye götürüldüler. Daha sonra tekrardan polis merkezine geldiler ama gece ifade alınmadı ve ifade için sabaha kadar beklettiler. Sabah da tutanaklar avukatsız bir şekilde zorla imzalatılmış.”
“Polisler ve doktor hakkında suç duyurusunda bulunacağız”
Bir işçinin burnu kırılmasına rağmen herhangi bir doktor raporu düzenlenmediğini aktaran Demir, “Savcı üç kişinin tutuklanması istedi, sadece bir kişi tutuklandı. Acı bir durumdur ki, en çok dayak yiyen, yarı baygın vaziyette olan işçi tutuklandı. Tutanaklarda işçilerin darp edilmesiyle ilgili herhangi bir ifade yok. Burada tamamen polislerin keyfiliğiyle karşı karşıyayız. Biz buna ilişkin tutanaklarımızı tamamladıktan sonra ilgili kolluk kuvvetleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bir işçinin burnu kırık, buna ilişkin hiçbir doktor raporu düzenlenmemiş. Buna ilişkin doktor hakkında da suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.
Urfa Barosu: Süreç, tarafımızca takip edilecek
Bu arada işçileri polis şiddeti iddialarıyla ilgili harekete geçen Urfa Barosu da işçilerle görüştü. Görüşmenin ardından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yapılan görüşmede işkenceye maruz bırakılan kişilerin vücudunun çeşitli yerlerinde ekimozların ve değişik tip ve düzeyde lezyonların olduğu gözlemlenmiştir. İşkence iddialarına yönelik görevli polis memurları hakkında resen soruşturma başlatılması maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve faillerin belirlenmesi adına adil ve etkin bir adli ve idari soruşturmanın yürütülmesi hukukun bir gereği ve zorunluluktur. Şanlıurfa Barosu olarak; süreç tarafımızca takip edilecek olup işkence ve kötü muamelenin son bulması adına geçmişte olduğu gibi her zaman kararlılık ile mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygılarımızla belirtiriz.”