Hukukçuların dünya çapındaki demokratik kitle örgütü olan, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin de içinde bulunduğu Uluslararası Demokrat Avukatlar Derneği (International Association of Democratic Lawyers – IADL) Filistin halkıyla dayanışma çağrısı yayınladı. Filistin halkıyla tam bir dayanışma halinde olduğunu IADL, dünya halklarını kendi ülkelerinde İsrail’in cezasızlık halinin sona erdirilmesi ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutulması için çağrı yapmaya ve gerekirse bu konuda basınç uygulamaya çağırmaktadır.
Çağrı metninin tamamı şu şekilde:
Birleşmiş Milletler bünyesindeki Ekonomik ve Sosyal Konseyi bünyesinde (ECOSOC) danışman statüsüne sahip ve ilerici hukukçuların dünya çapındaki demokratik kitle örgütü olan Uluslararası Demokrat Avukatlar Derneği (International Association of Democratic Lawyers – IADL) olarak, Filistin halkını ve Filistin halkının işgal, saldırı, apartheid politikaları ve on yıllardır süregelen hak ihlalleri karşısında yürüttüğü meşru mücadeleyi sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha en yüksek sesle ifade ediyoruz.
IADL olarak, Filistin halkının, silahlı mücadele de dahil olmak üzere ellerindeki tüm araçlarla, işgale karşı direnme hakkını tanıyoruz.
Son dönemde ortaya çıkan direniş eylemlerinin bağlamı hakkında bütünsel sessizliğini koruyan Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği Hamas savaşçıları tarafından gerçekleştirilen eylemleri kınadı. Filistin savaşçılarınca gerçekleştirilen eylemleri anlamak ve doğru bir biçimde değerlendirmek için aslında bu tepkilerin İsrail’in on yıllardır işlediği ve cezasızlıkla ödüllendirildiği sayısız uluslararası hukuk ihlaline bakmak ve bunları anlamak gerekiyor.
Uluslararası hukuka göre bir saldırı suçuna dönüşmüş olan Gazze ablukası, Gazze de dahil olmak üzere Filistin’in İsrail tarafından sürekli işgali, Cenevre Sözleşmelerine göre bir savaş suçu olan sömürgeleştirme politikaları, İsrail’in Filistin nüfusuna uyguladığı Apartheid rejimi ki uluslararası hukukta Apartheid insanlığa karşı işlenen bir suç olarak kabul edilmektedir. Filistin halkına yönelik günlük hak ihlallerinin tamamı; çocuklar da dahil olmak üzere İsrail düşmanı olma şüphesiyle yargı süreçleri işletilmeden yapılan toplu idari tutuklamalar. Faşist partilerin önemli rol oynadığı bugünkü İsrail hükümeti iktidara geldiği günden bu yana Filistin nüfusuna yönelik suçlarını artırmıştır. Bunun bir sonucu olarak 2023 yılı başından beri 200’den fazla Filistinli yaşamını yitirmiştir.
Savaş suçlarını da içeren uluslararası hukukun ihlali, saldırı suçları ve İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçlar, silahlı direniş de dahil olmak üzere Filistin halkının işgale ve baskıya karşı direnişini meşrulaştırmaktadır.
IADL, kendisinin üyesi olan Filistin İnsan Hakları Merkezinin (PCHR) önde gelen diğer iki Filistin İnsan Hakları örgütü olan AL Haq ve Al Mezan’la birlikte imzaladığı ve uluslararası toplumun İsrail’in Filistinli sivillere karşı giriştiği misillemeyi durdurması için yaptığı girişimi desteklemektedir.
Adı geçen üç Filistin İnsan Hakları örgütü, açıklamalarında, çatışmanın kaynağının işgal, yerleşimci sömürgeciliği, Apartheid ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının sürekli bir biçimde reddedilmesi olduğunun altını çizmektedir.
Aynı zamanda, bu kurumlar Gazze’deki sivil nüfusa yönelik kasıtlı İsrail misillemelerini “İsrail ordusu tarafından Gazze, Cenin ve işgal altındaki tüm Filistin topraklarında rutin olarak gerçekleştirilen bir uygulama” olarak açıkça suçlamaktadır. Açıklamalarında sivillerin evlerine ve ambulanslara yapılan ve kendilerince kayıt altına alınmış saldırılara atıf yapmaktadırlar. Ek olarak, Gazze sivil halkını bizzat tehdit eden İsrail Bakanlar Kurulu ve başbakan Netanyahu’nun söylemlerine değinmektedirler.
IADL ileri gelen bu üç insan hakları örgütünün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve tüm BM’ye üye devletlere yönelik İsrail tarafından işlenen bu suçların durdurulması için gereken tüm önlemlerin acilen alınması ve İsrail devletine silah ambargosu ve yaptırım uygulanması çağrısına katılmaktadır.
Bu vesileyle, IADL dünya halklarını Filistin direnişiyle dayanışmaya ve kendi ülkelerindeki yetkililere, İsrail’in cezasızlık halinin sona erdirilmesi ve uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutulması için çağrı yapmaya ve gerekirse bu konuda basınç uygulamaya çağırmaktadır. Bunun için yapılacak olanlar da bellidir:
- Geçmişte Güney Afrika Apartheid rejimine yapıldığı gibi, İsrail’e de yaptırımlar uygulamak. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi aracılığıyla uluslararası toplum bunu başaramazsa IADL, aynen Güney Afrika Apartheid rejimine yapıldığı gibi, diğer DKÖ’lerle ortaklaşa çalışıp dünya çapında bir İsrail boykotu kampanyası örgütlemeye devam edecektir.
- İsrail’e derhal ve bütüncül bir silah ambargosunun uygulanması. Filistin halkına karşı işlenen uluslararası suçlarda İsrail liderlerinin ve ordu yetkililerinin sorumlu tutulabilmesi için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yanı sıra evrensel yargı yetkisi prensibi kapsamında ulusal yargı mekanizmaları da dahil tüm mümkün yasal mekanizmaların derhal işletilmesi
IADL Filistin halkıyla tam bir dayanışma halinde olduğunu bir kez daha ilan etmektedir. IADL dünya üzerinde barış ve adaletten yana olan tüm halkları Filistin halkının yanında olmaya, işgale karşı kendi kaderlerini tayin etme hakkını desteklemeye, İsrail tarafından işlenen ve cezasız bırakılan tüm suçlarla yüzleşmeye ve bunlara zemin oluşturan herkesten hesap sormaya çağırmaktadır. Dünya halkları Apartheid rejimini ve bu rejimi destekleyen Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ve Avrupa’daki yandaşlarını yıkarken el ele verdi ve başardı. Filistin özgür olana kadar Filistin halkını desteklemek için bu aynı görev bugün önümüzde duruyor.