4.9 C
İstanbul
11 Ocak Cumartesi, 2025
spot_img

TYH Tekstil’de işçi kıyımı: “İnsanlar servislerine bindiğinde ‘İş akdinize son verildi’ mesajları yağmaya başladı”

Manisa'da yer alan TYH Uluslararası Tekstil Pazarlama A.Ş'de yaşanan işten çıkarmalara karşı işçiler, fabrika önünde eylem yaparak "Mücadeleyi asla bırakmayacağız" dedi. İşten çıkarılan Berrin Çiçek, “Bize yalan söylediler. ‘İlaçlama yapacağız, dolaplarınızı boşaltın’ dediler. İnsanlar servislerine binip daha organize sanayiden çıkmadan mesajlar yağmaya başladı ‘İş akdinize son verildi’ diye” şeklinde konuştu.

Manisa’nın Akhisar ilçesinde faaliyet gösteren TYH Uluslararası Tekstil Pazarlama A.Ş’de işten çıkarmalara karşı işçiler fabrika önünde eylem yaptı.

DİSK’e bağlı Tekstil-İş Sendikası’nın yaklaşık 9 aydır örgütlenme faaliyeti yürüttüğü TYH Tekstil’de işçilerin sendikaya üye olmasıyla birlikte önce holdingin bazı fabrikaları kapatılmış, sonra 300, ardından 274 işçi “ekonomik sebepler” gerekçe gösterilerek işten çıkarılmış ve işten çıkarmalar ondan sonra da devam etmişti. Fabrika yönetimi yaklaşık 9 ayda 700’e yakın işçiyi çıkarırken DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası, fabrika önünde dün (10 Ocak) geniş katılımlı eylem düzenledi.

Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Danışmanı ve TYH Tekstil örgütlenmesi sorumlusu Bahadır Derin işçilerin üstleri tarafından mesaj yoluyla tacize uğradığını ve sendikal örgütlenmenin önüne geçilmeye çalışıldığını ifade etti.

“Mücadeleyi asla bırakmayacağız”

Derin süreci şöyle anlattı: “Bu süreçte TYH’nin yaklaşık 3 bin çalışanı vardı. Ordu’da, Kırklareli’nde, Lüleburgaz ve Akhisar’da dört tane lokasyonu vardı. Birisini 30 Eylül’de kapattı. 307 kişiyi işten attı. Gerekçesi de ekonomik kriz. Ekonomik kriz diyerek insanlara ocak ayına kadar 3 bin lira rüşvet vermeye kalktı. İşçilerimiz bunu yemedi. Daha çok sendika üyesi oldular. Bu süreçte, insanları teker teker işten atmaya başladılar. 19 Aralık’tan 7 Ocak’a kadar toplamda 288 işçimiz işsiz kaldı. Bir pantolon, bir tişört fiyatına insanlar burada bir ay boyunca emek mücadelesi veriyorlar. Buradaki zulüm, başka hiçbir fabrikada yok. TYH, Türkiye sorunudur. Bacağı ağrıyan insanlara ‘At bacağının fotoğrafını gönder öyle izin vereyim’ diyenler, burada yöneticilik yapıyorlar. Bunların hesabını mahkemelerde bize ödeyecekler. Bu insanların anayasal hakkını hiçe sayarak yaklaşık olarak 300 kişiyi çimlere su basarak ıslattılar. Zulümlerine bir dakika bile ara vermediler. Şimdi de ustabaşlarından 10-15 tanesini örgütlemişler. Sendikaya karşı harekete geçiriyorlar. Burada bizim insanlarımız ekmek kavgası veriyorlar. Bir kazağı mağazadan 10-15 bin liraya alırken buradaki işçileri düşünün. 3 bin kişilik merdiven altı fabrikası olmaz. Biz bu mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“Şimdi hak arama zamanı”

Hak mücadelesi verdiklerini vurgulayan Derin, “İnsanları işten çıkardılar. Telefonlarınıza mesajlar attılar, 17. maddeden diye. Sizler işsizlik ödeneğinden yararlanabilecektiniz. Ama dava edenlerin maddesini değiştirdiler. Böyle bir düzen olur mu. Sendika anayasal hakkını kullanıyor, yetkiye müracaat ediyor, işverenler iptal davası açıyor. Bizim için önemli olan hak mücadelesidir. Hepinizi bir mesajla kapının önüne koydular. Mehmet Kaya seni son kez uyarmış olalım. Gel masaya oturalım, bu insanların hakkını verelim. Bu kadar zulüm artık yeter. Binlerce üyemiz var burada. Bunların hesabını tek tek soracağız. Şimdi kavga zamanı, şimdi hak arama zamanı. Mehmet Kaya’nın zulmünü yıkacağız” dedi.

Demirbaş: “Kod4’ten çıkarılacağımız söylendi daha sonra değişiklik yapıldı”

İşsizlik maaşı almalarının engellendiğini ifade eden Firdevs Demirbaş, şunları söyledi:

“Sendikaya üye olduğumuz için işten çıkarıldık. Bizim isteğimiz sadece anayasal haklarımızı alabilmekti. Yaklaşık 280 kişi, tekstil sektöründe yaşanan durgunluk bahanesiyle 20 Aralık’ta işten çıkarıldık. Bizi buradan çıkarırken Kod4’ten çıkarılacağımız söylendi daha sonra değişiklik yapıldı ve Kod22’den çıkarıldık. Kod4’ten çıkarılmış olsaydık işsizlik maaşı alabilecektik. Kod22’den çıkarılınca işsizlik maaşı alamıyoruz. Biz burada sendikal eylemler yaptık. Ustalarımız bu konuda bize baskılar yaptılar. Ustalarımız tarafından mobbing yapıldı. Sonunda da işten çıkarıldık. Biz sendika buraya girsin istiyoruz. Biz çıkarıldık ama burada çalışan yüzlerce arkadaşımız var. Sendika buraya girebilsin ve herkes haklarını alabilsin.”

Çiçek: “9 yıl emek verdim ben. Bunun için mi emek verdim ben?”

Çalıştıkları süre boyunca baskı ve mobbinglere maruz kaldıklarını ifade eden ve fabrikada 9 yıl çalışan Berrin Çiçek, şunları anlattı:

“Burada güzel güzel çalışırken, full mesai çalışırken sırf sendika istediğimiz için, sadece sendikayı getirmemek için böyle bir şeye başvurdular. İçeride devamlı bir mobbing vardı. İçerideki en büyük sorunumuz izin almaktı. Ustabaşılarımız süründürüyorlardı. Biz ölü değiliz, android değiliz. Dışarıda da bir hayatımız var. Dışarıda işlerimiz oluyordu. İzni bile süründürerek veriyorlardı. Maaşlarımız asgari ücret. Ben 9 yıllık elemandım, asgari ücret alıyordum. 11 yıllık geçmişi olan bir fabrikada ben 9 yıllık mensubuyken artık sendikalı olmalıyız dedik. Anayasal hakkımızı kullanmak istediğimiz için bir gecede mesajlarla işten çıkarıldık. Ve bize yalan söylediler. ‘İlaçlama yapacağız, dolaplarınızı boşaltın’ dediler. İnsanlar servislerine binip daha organize sanayiden çıkmadan mesajlar yağmaya başladı ‘İş akdinize son verildi’ diye. Bizim firma yetkililerinden talebimiz, anayasal hakkımız. Başka hiçbir şey istemiyoruz. Biz Akhisar’da 11 yıldır Mehmet Kaya’ya elimizden gelen desteği verdik. Onun da bize anayasal hakkımızı vermesini istiyoruz. Kendisi bizi çıkarmış olmasına rağmen işsizlik maaşımızı dahi engellediler. 9 yıl emek verdim ben. Bunun için mi emek verdim? Sendikalı olmak da işsizlik maaşı almak da benim anayasal hakkım. Biz servet düşmanı değiliz. Sadece anayasal hakkımızı istedik.”

Dalbudak: “Hakkımızı aradık diye işten çıkarıldık”

TYH’de 7 yıl çalışan Fatma Dalbudak da çalıştıkları sürece baskılara maruz kaldıklarını söyleyerek, şöyle konuştu:

“Biz işe girdiğimizde çok mutluyduk. Son 2 yıldır bize çok baskı yapılıyor. Makinelerimizde ışıklar var. Kırmızı, mavi ve yeşil. Eğer kırmızı yanarsa hepsi başımıza üşüşüyor ‘Neden kırmızı’ diye. Bunlar hep mobbing. En düşük performans kırmızı oluyor. Sayı çıkartacaksınız diye başımızda dikiliyorlardı. ‘Şu kadar saniyede şu işi yapmak zorundasınız’ diyorlardı. İşten çıkarılma nedenimiz, sendikal mücadelemiz. Biz her akşam işten çıktıktan sonra eylem yapıyorduk ‘sendikal hakkımız engellenemez’ diye. Onlar çimlere su saldılar. Biz servislere binmedik, servisleri götürdüler, bizler burada kaldık. Sonra bizi odaya çağırdılar. Biz mesai saati bittikten sonra fabrikada kalmışız ve suçumuz buymuş. Tutanak tuttular. Biz imzalamadık. Ondan sonra bizi bellediler. Sonunda işten çıkarttılar. Hakkımızı aradık diye işten çıkarıldık. Biz mahkemeye verdik. Mahkemeye verenlerin kodlarını değiştirdiler ve işsizlik parası almamızı bile engellediler. Kod22 demek, biz kendimiz isteyerek işsizlik ve kıdem hakkımızdan vazgeçiyoruz demek. Devletin bize verdiği işsizlik parasını bile bize vermemek için direniyorlar. İnsanları iyice muhtaç ediyorlar. Yılbaşına 10 gün kala bizi işsiz bıraktılar.”

KaynakANKA

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN OCAK SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,950AboneAbone Ol