11.8 C
İstanbul
19 Ekim Cumartesi, 2024
spot_img

Tuzla’da ruhsatsız ve mühürlü fabrikada patlama: 3 işçi hayatını kaybetti, 9 kişi yaralandı

Tuzla’da Boya Vernikçiler Sanayi Sitesi’nde bulunan bir fabrikada yangın sonrası patlama meydana geldi, 3 işçi hayatını kaybetti. Fabrikanın, ruhsatsız olduğu için 2021’de mühürlediği ortaya çıktı

Tuzla Organize Sanayi Bölgesi Boya Vernikçiler Sanayi Sitesi’nde bulunan bir fabrikada yangın sonrası patlama meydana geldi. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada da 3 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin de yaralandığı belirtildi. Patlamanın ardından fabrikanın sahibi ve mesul müdürü gözaltına alındı. İş güvenliği uzmanı hakkında da yakalama kararı çıktı.

2021 YILINDA RUHSATSIZ OLDUĞU İÇİN MÜHÜRLENMİŞ

Fabrikanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) zabıta ekipleri tarafından 2021 yılı sonunda ruhsatı olmadığı için mühürlendiği öğrenildi.

Gazete Duvar’dan Hazal Ocak’ın haberine göre CHP’li Meclis Üyesi Düzgün Acar, fabrikanın ruhsatının olmadığına ilişkin iddialar olduğunu dile getirdi.

İBB Ruhsat Müdürlüğü tarafından yapılan kontrolde söz konusu fabrikanın çalışma ruhsatının olmadığı görüldü. İBB kaynaklarından edinilen bilgilere göre fabrikaya başvurusunun yapılması gerektiği söylendi ancak şirket başvuru yapmadı. Bunun üzerine İBB zabıta ekipleri 2021 yılı sonunda fabrikayı mühürledi.

FABRİKANIN SAHİBİ VE MESUL MÜDÜRÜ GÖZALTINA ALINDI

Patlamanın ardından fabrikanın sahibi ve mesul müdürü gözaltına alındı.

Gözaltına alınanların ifadelerinin ardından 30 Nisan’da adliyeye sevk edileceği öğrenildi.

Öte yandan, iş güvenliği uzmanı hakkında da yakalama kararı çıktı.

5 FABRİKAYA DAHA SIÇRADI

DHA’nın aktardığı bilgilere göre saat 13.00 sıralarında patlama sonrası yangın bitişikteki 5 fabrikaya daha sıçradı. Yangına müdahale için olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Zaman zaman patlamaların da meydana geldiği fabrikadaki yangına itfaiye müdahale etmekte zorlandı.

Tuzla Kaymakamı Ali Akça ise patlamada 3 kişinin öldüğünü açıkladı. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada da 3 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin de yaralandığı belirtildi.

Patlamada hayatını kaybeden işçilerin cenazeleri ambulansla adli tıp kurumuna sevk edildi. Cenazelerini görmek isteyen aile yakınları ile polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.

İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kontrol altına alınan yangında, müdahale sırasında yaralanan bir itfaiye erinin de hastaneye kaldırıldığı öğrenildi

İstanbul itfaiyesinden yapılan açıklamada “Bitişik nizam 6 iş yerindeki yangın yaklaşık 1 saatte kontrol altına alındı. İtfaiyenin soğutma çalışmaları devam ediyor” denildi.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca meydana gelen patlama ve yangınla ilgili soruşturma başlatIdı.

Soruşturma kapsamında, olay yerinde inceleme yapılması ve yaşamını yitiren 3 işçinin ölü muayene işlemleri için Cumhuriyet savcısı görevlendirildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da fabrikada çıkan yangına ilişkin inceleme yapmak üzere müfettiş görevlendirdi.

“200 METRE YARIÇAPLI ALANDA DA ŞU ANDA CİDDİ MADDİ HASARLAR VAR”

Olayla ilgili açıklama yapan Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, “200 metre yarıçaplı alanda da şu anda ciddi maddi hasarlar var. Camlar kırılmış. Bazı parçalar sağa sola savrulmuş ve binalara ve araçlara zarar vermiş” dedi.

GIDA-İŞ: SERMAYE BİRİKİM REJİMİNİN KANLI YÜZÜ TUZLA’DA

İstanbul Tuzla’da bir fabrikada meydana gelen patlamayla ilgili olarak DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan açıklama yaptı.

Açıklama şu şekilde:

“Nedenleri sonrasında netleşebilecek olan bu facianın, aslında bilinebilecek nedenlerle, yani işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin uygun biçimde alınmaması sonucu gerçekleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu facianın nedenleri, ilgili mevzuatlarda çok incelikli değişikliklerin yapıldığı torba yasalarda yatmaktadır. Yukardan aşağı işçi sağlığı ve iş
güvenliği alanını kuralsız hale getiren sermaye ve onların iktidarının bizzat kendisidir. İktidarın üzerinde yükseldiği sermayenin birikim
rejiminin karakteri temel olarak aşırı sömürü ve güvencesizlik üzerine kurulmuştur. Kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemini inşa etmek bu birikim rejimimin karakteriyle tamamen çelişmektedir.

Sermayenin aşırı üretimi ve kar için engel gördüğü her düzenleme iktidar tarafından ya gevşetilmiş, ya belirsiz hale getirilmiş ya da sürekli
ötelenmiştir. Bu çerçevede ele alındığında, yaşanan facianın ATEX (Patlamadan Korunma Dökümanı) direktifleriyle bağlantısı ele alınmak durumundadır. Çünkü işyerinde patlayıcı ortam oluşma ihtimali, kalıcılığı, statik, elektrik, diğer tutuşturucu kaynaklar ve bunların aktif hale gelme olasılıkları gözden kaçırılmaması gerekmektedir.

İşletme, yaptığı işin yarattığı tehlike ve risklere uygun alınması gereken ana önlemleri almış mıdır? “Patlamadan Korunma Dokümanı”nı gerçekten o fabrikanın gereklerine uygun olarak düzenlemiş midir? Bu önemli dokümana uygun tehlike ve risk değerlendirmelerini yapmış, çalışanlarını bu patlayıcı üretimine uygun eğitimden geçirmiş ve onlara patlayıcı ortamlarda alınması gereken önlemleri anlatmış ve özel kişisel koruyucu donanımı sağlamış mıdır?

Her kazadan sonra bu hayati dokümanlar değiştirilmiş ve geliştirilmiş, buna uygun tedbirler alınmış mıdır? Faciaya bakılınca alındığını söylemek çok zor: Gerekli tedbirler alınmış olsa zaten bu patlama olmazdı, bu katliam yaşanmazdı.

Sorun sadece teknik önlemlerin alınmaması sorunu değildir. Bu yaşananlar, açgözlü sermayenin çıkarları için siyasal iktidarın yaptığı değişiklerle, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini piyasanın gereklerine uydurmasının bir sonucudur. Bu yaşananlar işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatını piyasa aktörlerine( hizmet alan ve satan) açmalarının sonucudur

Siyasal müdahalelerin yarattığı değişiklikler, yetkili kurumların denetim ve yaptırımlarını sürekli gevşetmekte dolayısıyla engellemektedir.
Sermayenin taleplerine uygun düzenlemeler böylesi işletmelerde denetim ve yaptırımları işlevsiz kılmış, dizginsiz bir sömürü ilişkilerinin de önünü açmıştır.

Zaten çökmüş bir sistem üzerine oluşturulmuş işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı, sürekli sermaye lehine olacak şekilde değiştirildiğinde böylesi facialar kaçınılmaz hale gelmektedir.

Bu sermaye birikim rejimi işçileri öldürmektedir. Bu birikim rejiminin ortadan kaldırılması elzemdir. Kamusal bir işçi sağlığı iş güvenliği
anlayışı hızla yaşama geçirilmek durumundadır. Bunun için sendikaların, meslek oda ve birliklerinin bu politikalarda etkin rol alması olmazsa olmaz önemdedir. Ve son olarak, ülkemizde bir İSİG sisteminin kurulması için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversitelerin içinde olduğu özerk-demokratik bir kurumsal yapı oluşturulması konusunda etkili bir mücadele verilmesi kaçınılmazdır.

DİSK yaşanan bu faciaların ve katliamların peşini asla bırakmayacak ve kamusal işçi sağlığı iş güvenliği için mücadelesini sürdürecektir.”

Kaynakevrensel

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol