Türkiye, 12 ‘askeri gözlem noktası’ bulundurduğu ve himayesindeki çetelere yönelik açık bir şekilde yardım yaptığı İdlib’de zor durumda. Xan Şeyxun’un çetelerden temizlenmesinin ardından Morek’teki Türk noktası, Suriye ordusunun ablukasında kaldı.
Suriye ordusu ve Rus güçleri İdlib’in güneyindeki stratejik Xan Şeyxun (Han Şeyhun) kentine girerek, Nisan sonunda başlattıkları İdlib operayonunu yeni bir aşamaya ulaştırdı.
Xan Şeyxun’un düşmesiyle birlikte, Türkiye’nin 12 ‘askeri gözlem noktası’ndan biri olan Morek, Suriye ordusunun ablukası altında kaldı. Xan Şeyxun ile birlikte kentin daha da güneyinde kalan Latamina, Kefer Zita, Morek, Lahaya ve Merkaba gibi yerleşim birimlerinden çeteler çekildi.
Türkiye’nin himayesindeki El Kaide kökenli eski adı El Nusra olan Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), Hurras Din, Doğu Türkistan İslam Partisi ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin işgali altında olan İdlib’de, AKP-MHP rejimi tam bir çıkmazda olmasına rağmen Rusya ve diğer yandan da Uluslararası Koalisyon ile pazarlıkta olduğu belirtiliyor.
Xan Şeyxun düştü, çeteler çekildi
Ele geçirilen Xan Şeyxun hem Suriye-Rusya-İran cephesi hem de Türkiye ve çeteler açından son derece stratejik bir kent. Kentin çetelerden alınmasıyla birlikte, silahlı çete grupları daha çok İdlib kent merkezine yakın alanlara sıkışacak, Hama’nın kırsalındaki çeteler de büyük darbe almış olacak.
Suriye ordusu kuzeyden Xan Şeyxun’a girerek, kentin büyük bölümünü ve otobanı denetime aldı. Kentin güneyindeki çete grupları geri çekilirken, Türkiye İdlib’e çevreleyen 12 ‘gözlem noktası’ndan biri olan Morek’teki 9 nolu gözlem noktası rejimin çemberinde kaldı.
Rusya, İran ve Türkiye arasında başlatılan Astana görüşme dizilerinin 12 Ekim 2017 tarihi görüşmesi sonucu İdlib ile Hama’nın kuzeyinde 12 Türk gözlem noktası kurulmuş ve Türkiye söz konusu noktalara çok sayıda asker ve ağır silah sevk etmişti.
Erdoğan verdiği sözü yerine getirmedi
17 Eylül’de Soçi’de Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İdlib vilayetinin çevresinde 15-20 kilometre derinlikli ‘silahtan arındırılmış bölge-tampon bölge’ konusunda anlaşmaya varmış, anlaşma kapsamında Türkiye, 10 Ekim 2018’e kadar çeteler ve onlara ait ağır silahların çekilmesi konusunda taahütte bulunmuştu.
Soçi’de Erdoğan ve Putin “M4 ile M5 ticaret yollarının açılması” gibi 10 maddelik bir mutabakata varmıştı. Ancak, Türkiye verdiği sözü yerine getirmediği gibi, sürekli çete gruplarına insan ve silah takviyesinde bulunmuştu.
Erdoğan’ın verdiği taahütleri yerine getirmemesi ve çetelerin artan saldırılarından dolayı da Nisan ayı sonunda Rusya ve Suriye, İdlib’in güneyi ve Hama’nın kuzeyinde bombardımana başlamıştı. Yani Rusya-Suriye bombardımanı ve İdlib’de çatışmaların yol açtığı kaos, bir garantör ülke olan Türkiye’nin taahüt ettiği yükümlülükleri yerine getirmemesine dayanıyor.
Türkiye imdada yetişmek istedi ama…
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türk devletine bağlı çete gruplarının İdlib’in güneyinde bulunan Xan Şeyxun’dan ve Hama’nın kuzey kırsalından çekildiklerini duyurdu. Çetelerin çekildiği diğer yerleşim birimleri de şunlar: Latamina, Kefer Zîta, Morek, Lahaya ve Merkaba.
Pazartesi günü Türk devletinin “Gözlem noktasına takviye” adı altında, Xan Şeyxun’da zor durumda olan çetelere insan ve silah sevkiyatında bulunması, Suriye uçakları tarafından engellenmişti. Seyir halinde olan Türk konvoyuna eskortluk eden çete araçları vurulmuştu.
Türk Savunma Bakanlığı konvoyun vurulması konusunda “3 sivil öldü, 12 sivil de yaralandı ifadesini kullanmış, ölen çeteler ‘sivil’ olarak lanse edilmişti.
Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynak ise Türkiye’nin çetelere silah taşıdığını belirterek bu duruma izin vermeyeceklerini açık bir şekilde beyan etmişti. Görüntüler de Suriye’nin açıklamasını doğrular nitelikteydi. Zira, konvoyda en az 5 tank ve çoğu zırhlı olmak üzere 50 araç bulunuyordu. Statüsü ‘askeri gözlem noktası’ olan alana bu kadar ağır silahın taşınması, Türkiye’ye dönük şüpheleri daha da arttırıyor.
Olay Maare’at Numan kasabasının güneyindeki Hiş köyü civarında meydana gelmişti. 5 Ağustos’tan beri devam eden çatışmalar sonucu Suriye ordusu, Türkiye çetelerin elinden birçok bölgeyi alarak Pazartesi akşamı Xan Şeyxun’un kuzeyinden M5 otobanına ulaşmıştı.
Ablukada kalan ‘gözlem noktaları’ için iddialar
Çetelerin çekilmesiyle birlikte Suriye’nin ablukasında kalan Morek’teki askeri üs konusunda farklı iddialar bulunuyor. Kimi kaynaklar, Türk askerlerinin çekildikleri yönünde iddialar da ortaya attı.
ANF’nin haberinde ise iki iddiaya yer verildi.
Birinci iddiaya göre, Türkiye Soçi anlaşmasında varılan “çatışmasızlık bölgesi” maddesine dayanarak, HTŞ’nin çekildiği yerlere kendisine yakın Ulusal Ordu ismi verilen çete gruplarının hafif silahlarla yerleşmesini isteyecek. Bunun olmaması durumunda ise gözlem noktasını Maare’at Numan ilçesinin güneyine çekmeyi planlıyor.
İkinci iddiaya göre ise Türkiye, Rusya’nın da arabuluculuğuyla Suriye rejimiyle görüşerek, gözlem noktasının bölgede kalmasına devam etmesini sağlamaya çalışıyor.
Rusya ‘çıkın’ diyor
Türkiye gözlem noktasının akibeti konusunda farklı iddialar da dün gündeme geldi.
BBC Suriye muhabiri Riam Dalati, Rusya’nın Türkiye’ye Morek’te kuşatma altında kalan TSK ‘gözlem noktası’nı ‘Fırat Kalkanı’ adıyla Türkiye’nin işgal ettiği bölgeye çekmesi teklifinde bulunduğunu bildirdi. Dalati’ye göre Rusya geri çekilme aşamasında eskortluk yapma önerisinde de bulundu.
Rusya’dan Türkiye’ye dönük daha sert ve adeta bir ültimatomu andıran bir talebi ise gündeme getiren Rus internet haber sitesi “Avia.Pro” oldu. Sitenin haberinde “Rusya Federasyonu Türk ordusuna İdlib’in güneyi ve Hama’nın kuzeyindeki bütün gözlem noktalarının 24 saat içinde terketmesi için ültimatom verdi. Aksi durumda güvenliğinin garanti edilemeyeceğini bildirdi” ifadesini kullandı.
Aynı site bir başka haberinde ise Türk uçaklarının Suriye bombardıman uçaklarına karşı Suriye hava sahasına girdiği ancak buna karşı Rus uçaklarının devreye girdiği bilgisini paylaştı. Yine Türkiye’nin bir provokasyon peşinde olduğu ancak Suriye askeri hava sistemlerinin teyakkuzda olduğu bilgisi de sitenin haberinde yer alıyor.
Çavuşoğlu’ndan tehdit
Öte yandan Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pazartesi sabahı İdlib’de Türk konvoyuna yönelik Suriye bombardımanına ilişkin “Rejimin ateşle oynamaması gerekiyor. Askerimizin güvenliği için ne gerekiyorsa yaparız” tehdidinde bulundu.
Çavuşoğlu bu açıklamayı dün El Salvador Dışişleri Bakanı Alexandra Hill ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptı.
Putin’den tam destek
Bu arada Pazartesi günü gerçekleşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron görüşmesi de İdlib konusunda önemli bir gelişme niteliğinde.
İki lider Pazartesi bir araya geldi ve Putin, Suriye ordusunun İdlib’de yürüttüğü operasyonlara tam destek verdi.
Putin, Macron ile yaptığı görüşme sonrası, “Rusya, Suriye ordusunun İdlib’deki teröristlere karşı çabalarını destekliyor” dedi.
Türkiye yeni bir oyunun peşinde mi?
ANF’nin dün haberini dayandırdığı siyasi gözlemciler, sahada ABD ile Rusya arasındaki çelişkilerden bir süre daha faydalanmak isteyen Türkiye’nin an Şeyxun’un düşmesine göz yumarak, 7 Eylül 2019’da Ankara’da yapılması planlanan üçlü zirve (Rusya, İran ve Türkiye) öncesi Rusya’ya taahhütlerine bağlı olduğu mesajı vermeye çalıştığını belirtiyor.
Öte yandan Türkiye’nin bu görüşmede, Til Rifat’ın işgali için Rusya’dan icazet de isteyebileceğini belirten gözlemciler, an Şeyxun hamlesiyle ABD ve NATO’ya da “Fırat’ın doğusunda istediğimi kabul etmezseniz, İdlib’i Rusya ve rejime bırakırım” şantajı yapmaya çalıştığını yorumunda bulunuyor.