Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Satiye Ok, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi Muhammet Altınkaya, Serhat Eren ve Heja Kayan ev baskınıyla gözaltına alındı.
Konuya ilişkin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Amed il binasında açıklama yapıldı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve HEDEP yöneticileri ile gözaltına alınan kişilerin aileleri de katıldı.
Yerine kayyım atanan Dersim Peri (Akpazar) Belediye Eşbakanı Orhan Çelebi, avukatların gözaltına alınan 8 isimle görüştüğünü ve tamamının açlık grevinde olduğunu aktardı. Çelebi, açlık grevinde olan isimlere yeterince şeker ve su temin edilmediğini belirtti.
HEDEP Amed İl Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin, konuşmasına saldırıları kınayarak başladı. “Faşizmin uykularını kaçıran kadınlar sistem tarafından hedef haline getirilmiştir” diyen Tekin, kadın ve gençlere dönük bu saldırılarla toplumun sindirilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Tekin, saldırılara karşı alanlarda mücadeleyi yükselteceklerini söyledi.
“Faşist saldırılara karşı mücadele edeceğiz”
DBP Amed Eşbaşkanı Sultan Yaray ise AKP’nin 23 yıldır aynı politikayı yürüttüğünü belirterek, “Yıllardır büyük saldırılar var. Yüzlerce, yazar, siyasetçi, gazeteci sadece fikirlerinden kaynaklı hapiste. O yüzden bu ülkede barıştan, demokrasiden bahsedilemez. Ama gözaltına alınan arkadaşlarımız gibi bu mazlum halkın üzerindeki faşist saldırılara karşı mücadele edeceğiz. Faşizme karşı direnişimiz sürecek” dedi.
“Mücadelemizde haklı olduğumuzu görüyoruz”
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, rejimin bu saldırılarla mücadeleyi sınırlandırmaya, etkisizleştirmeye çalıştığını belirterek, “Biz ESP olarak, Kürt özgürlük mücadelesinden Alevi yurttaşların eşitlik ve özgürlük mücadelesine, kadın özgürlük mücadelesinden işçi sınıfının örgütlenme mücadelesine, gençliğin gelecek mücadelesinden emekçi köylünün ekoloji mücadelense kadar bu mücadeleyi büyütmeyi kendimize görev sayıyoruz. Bugün karşı karşıya kaldığımız saldırılarla mücadelemizin ne kadar haklı olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Tümüklü, kayyımlara, tecride karşı çıktıkları eylemelere katılmayı, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmeyi, devrimci sosyalistler olarak benimsediklerini kaydederek, “25 Kasım, 8 Mart’ı örgütlemeyi, kadın özgürlük mücadelesini erkek egemen devlete karşı mücadelesinde temel bir görev olarak görüyoruz. Aynı şekilde yerlerinden edilen, doğası yağmalanan köylülerin yanında mücadeleyi yükseltiyoruz. Gençliğin gelecek mücadelesini büyütmeye, işçi sınıfının asgari düzeyde yaşamını sürdürme yönündeki mücadelesinin yanındayız” diyerek, bu mücadele sonucu işkenceyle gözaltına alındıklarını kaydetti.
“Baskılar bizi yıldıramaz”
Bu saldırılara karşı iktidara her seferinde aynı yanıtı verdiklerini belirten Tümüklü, “Bu kavganın tarafı olduğumuzu pratiğimizle ortaya koyuyoruz. Yoldaşlarımız çıktığında bu bayrağı tekrardan devam ettirecek. Bu bizim için bir yaşam biçimi” diyerek, iktidarın baskı ve tutuklamalarla kendilerini yıldıramayacağını kaydetti. Kürt özgürlük mücadelesi ve sosyalizm için direnişi sürdüreceklerini vurgulayan Tümüklü, “Bu baskılar bizi yıldıramaz. Bu umut her daim var. Umut sokakta, barikatta, okulda, fabrikada, köyde ayakta durmaya devam edecek” dedi.