TTB 73. Büyük Kongresi’nde “Toplumsal sağlık mücadelesi” vurgusu yapıldı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın açılış konuşması ile başlayan kongrede DİSK, TMMOB, KESK, SES, TEB ve Devrimci Sağlık-İş temsilcileri de söz aldı. TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut’un çalışma raporunu sunmasının ardından öğle arası verildi. Bu sırada basın açıklaması yapıldı. Kolların, çalışma gruplarının ve Tabip Odalarının konuşmaları sonrasında verilen önergelerin oylanmasıyla kongre sona erdi
TTB 73. Büyük Kongresi, 09.30-17.00 saatleri arasında Ankara’da CerModern’de yapıldı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, açılış konuşması yaptı.
Fincancı, konuşmasını toplumsal sağlık mücadelesi vurgusuyla bitirdi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Eczacıları Birliği (TEB) ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) temsilcileri de söz alarak kongreyi selamladı.
TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut’un çalışma raporunu sunmasından sonra öğle arası verildi.
Kongre’de verilen öğle arasında basın açıklaması okundu.
“Pandemiye zemin hazırlayan koşullar salgın kontrolünü de zora sokuyor”
“Pandemi devam ediyor, hakikatler gizlenmeye devam ediyor” denilen açıklamada rehavet zamanı olmadığı söylendi. Fincancı’nın okuduğu metinde, “Ne küresel düzeyde ne de ülkemizde pandemi henüz kontrol altında” denilerek şunlar söylendi:
Merkezi kapitalist ülkelerde salgının kontrol altına alındığı haberleri bilimsel gerçeklikten uzaktır. Önceki yıldan da biliyoruz ki, her ne kadar gerçek vaka ve ölüm sayıları paylaşılmasa da, yaz ayları düşüşe karşın eş zamanlı farklı coğrafyalarda artış söz konusu oldu. Benzer durum ülkemizde de gözlendi, metropollerde ve batıda düşüşe geçen vaka ve ölüm sayısı kısa süre içinde doğuda ise artışa geçti. Oysa gerçek kamuoyu ile paylaşılmayan seroprevalans çalışmasında gizliydi ve hakikat karartılmıştı. Devam eden salgın gerçeğine sırt çeviren hükümet politikalarının bedelini işçiler, yoksullar, mülteciler, evsizler, ötekileştirilenler, kırılgan nüfuslar ve sağlık emekçileri ödedi. Alınmayan toplumsal önlemler, verilmeyen ekonomik ve sosyal destek nedeniyle koronavirüs, dolaşımını sürdürdü. 2020 yılı sonbaharından 2021 Ocak sonlarına kadar ağır bedeller ödetmeye devam etti. Önlenebilir ölümler, sosyal cinayete ve sosyal kırıma dönüştü.
“Pandemiye zemin hazırlayan koşullar salgın kontrolünü de zora sokuyor” diye belirtilen metinde Bilim Kurulu’nun toplumla gerçeği paylaşmadığı söylendi. Ayrıca sağlıktaki meslek örgütlerinin, sendikaların, muhalefetteki partilerin, akademisyenlerin önerileri dikkate alınmadığı hatırlatıldı.
“TTB hakikatin peşindedir, peşinde olmaya devam edecektir”
TTB’nin hakikatin peşinde olmaya devam edeceği vurgulanırken şunlar söylendi:
Güvenilir olmayan verilerle dahi ödenen bedel oldukça büyük. Herhangi bir bilimsel kritere uymayan, aç-kapa politikaları ile her geçen gün artan önlenebilir ölümlerle karşı karşıya kalıyoruz.
Tüm bunlara karşı sağlık emekçileri olarak gerçekleri paylaşmaya, hakikati ortaya koyma geleneğimizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Hem TTB hem de tabip odaları olarak her dönem için toplumu bilgilendirmeyi sürekli kıldık; değerlendirmelerde bulunduk ve önerilerimizi paylaştık. Kamuya sorumluluklarını hatırlattık. Ekonomik ve sosyal desteklerin zorunluluğunu hep dile getirdik. Toplumun salgın kontrolünde özsavunmasını güçlendirilmesine emek harcadık. Benzer çabayı devam eden pandemi ile mücadele ve kritik önemdeki aşı uygulamaları için de yapmaya devam ediyoruz. Salgın daha fazla sosyal cinayete/sosyal kırıma dönmeden toplumsal dayanışmayı büyütmemiz gereklidir.
Aşı olmanın kritik olduğu belirtildi:
En kritik toplumsal korunma önleminin aşı olduğunu biliyoruz, unutturmuyoruz. Eşit ve ayrımsız, herkese ve hızla, etkili ve güvenli aşı yapılması için kamunun tüm olanaklarını harekete geçirmesi gerektiğini söylemeye devam edeceğiz. Aşının sadece kendimiz için değil, yakınlarımız; yerleşim yerlerimizdeki ve çalışma yaşamımızdaki tüm yurttaşlar için koruyucu olduğunu biliyoruz. Aşının LGBTİ+’lar, mülteciler, evsizler, işsizler vb. ötekileştirilen toplum kesimleri için çok önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Aşının sadece ülkemiz değil yakın komşularımız ve dünya için kritik önemde olduğunun bilinci ile hareket ediyoruz. Herkes güvende değil ise hiçbirimiz güvende değiliz. Aşı için toplumsal dayanışmayı, küresel dayanışmayı artırma hepimizin sorumluluğudur.
“Söz veriyoruz: Toplumsal sağlık mücadelemizi örgütleyeceğiz”
Aşıda patentin kaldırılmasına da değinildi. Toplumsal sağlık mücadelesine vurgu yapılan açıklamada şunlara yer verildi:
- Önlemlerin tamamen kaldırıldığı bu dönemde bir kez daha hatırlatıyoruz: Pandemi devam ediyor.
- Rehavete düşürmeye çalışanlara, algı yöneticilerine toplum aldanmamalıdır.
- Sağlık Bakanlığı’na gerçekle yüzleşmeden; salgın kontrolünde sağlık emekçileri ve örgütleri ile birlikte hareket etmeden, başaramayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz.
- Önlemleri almaya devam etmenin, toplumsal önlemlerin yaşama geçirilmesi için baskı oluşturmanın ve bu konuda sesimizi yükseltmenin önemli olduğunu biliyoruz.
- Fiziksel mesafe, havalandırma ve maske önlemlerinin yaşama geçirilmesi için ekonomik ve sosyal desteğin sağlanması gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.
- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden (TMMOB) havalandırmayla ilgili etkin denetimlerin yaşama geçirilmesinin kritik önemde olduğunu hatırlatıyoruz.
- Aşı toplumsal dayanışmadır, bir kişiyi dahi aşısız bırakmamak için tüm toplumu, emek ve demokrasi güçlerini harekete geçmeye davet ediyoruz.
- Salgının en az kayıp ile kontrol edildikten sonra pandemiye zemin hazırlayan koşulları ve salgın kontrolünü zora sokan neolibaeral sağlık reformlarını ortadan kaldırma çabalarımıza hız vereceğimize söz veriyoruz.
Cinsel Şiddeti Önleme ve Toplumsal Cinsiyeti Destekleme Yönergesi kabul edildi
Öğle arasının ardından kongre, kolların, çalışma gruplarının ve Tabip Odalarının konuşmaları ile devam etti. Verilen önergelerin oylanmasıyla kongre sona erdi.
TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu’nun önerdiği Cinsel Şiddeti Önleme ve Toplumsal Cinsiyeti Destekleme Yönergesi oybirliği ile kabul edildi.
Kongrede asistan ve genç uzman hekimlerin, çalışma koşullarındaki eşitsizliklere karşı yaptığı konuşması da büyük destek aldı.