HDP Milletvekillerinin tecridin kaldırılması başlattığı Adalet Nöbeti devam ediyor. Meclis önünde açıklama yapan milletvekilleri taleplerinin ve çağrılarının net olduğunu kaydetti ve avukatların derhal İmralı’ya gitmesini, CPT’nin açıklama yapmasını istedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Abdullah Koç, Kemal Peköz, Muazzez Orhan, Celadet Gaydalı, tecride karşı Adalet Bakanlığı önünde başlattığı adalet nöbetinin engellenmesini protesto etmek için Meclis’te açıklama yaptı.
“Tecrit insanlık suçudur”, “İmralı’da hukuk uygulansın”, “Savaşa ve tecride son” ve “İmralı’ya avukatlar gitsin” yazılı dövizlerin taşındığı eylemde yaklaşık bir haftadır Türkiye’deki hukuksuzluğu ve keyfiliği anlatmak için Adalet Bakanlığını adalete ve hukuka uymaya çağırdıklarını dile getiren Temel, “İmralı’daki tecridin aslında Türkiye’deki yönetim şekline dönüştüğünü bugün tekrar anladık. Bu ülkede çözüm, diyalog, demokratik yollarla sorunların çözülmesi gerektiğini uzun süredir vurguluyoruz. Ancak 2 yıldır bu konuda en önemli rolü oynayacak olan aktör tecrit altında. Yani 2 yıldır bizler, Türkiye’deki bütün halklar, Sayın Öcalan’ın ve diğer mahpusların ailesi İmralı’da ne olup bittiğini bilmiyor. 21 aydır ne olup bittiğini bilmediğimiz bir adadan bahsediyoruz. İşte bu hukuksuzluk Türkiye’de savaş politikalarının büyümesine, darbe zihniyetinin mevcut iktidar şahsında bütün topluma dayatılmasına, savaş politikasının içeride ve dışarıda toplumun bütün mekanizmalarını esir almasına sebep oldu” dedi.
AKP-MHP iktidarının tek sığınağı savaş politikasını neredeyse tüm toplumsal kesimlere, tüm komşu ülkelere yansıttığını kaydeden Temelli, bu yüzden savaş politikalarına karşı öncelikle tecridin kalkması, çözüm projesi olan aktörlerin konuşmasının koşullarının sağlanması gerektiğini dile getirdi. Bu tecridin bütün halka, topluma ve özellikle Kürt halkına Kürt düşmanlığı olarak döndüğünü her an yaşadıklarını söyleyen Temel, “İşte Fransa’daki katliam, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar ve Semra Güzel arkadaşımızın vekilliğinin düşürülmesinin tümü, uzun yıllardır Kürt sorununu bastırma ve inkar denkleminden çıkmama politikasının sonucudur” ifadelerini kullandı.
“Tecrit politikası Türkiye’yi esir almış durumda”
Temelli, şöyle devam etti: “Buradan tekrar çağrımızı net bir şekilde yapıyoruz. HDP olarak bütün engellemelere rağmen bizler bu çağrılarımızı sürdüreceğiz. İmralı’da Sayın Öcalan ve diğer mahpuslara Türkiye’nin kanunları, bu devletin hukuku uygulansın. Görüşmeler gerçekleşsin, avukat görüşmeleri gerçekleşsin. Ayrıca CPT’nin birkaç gün önce İmralı’ya gitmiş olması ve oradakilerin CPT görüşmesine çıkmamış olması endişe ve şüpheleri derinleştiriyor. Hem aile hem Kürt halkı hem demokratik ve sivil toplum kuruluşları hem de demokratik siyaset yapan HDP olarak durumdan son derece endişeliyiz. Avukatların İmralı’ya gidişini engelleyen Türkiye’de herhangi bir yasa yok. Aile görüşünün olmasının önünde herhangi bir engel yok. Bugün keyfi olarak engellendiğimiz gibi İmralı’da da bir tecrit sürüyor. Tecrit politikası Türkiye’yi esir almış durumda.
Biz açıklamamızı burada yapmak zorunda kaldık. Nöbetimizi sürdürmeye kararlıyız. Bu ülkenin yasaları uygulanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Çağrımız nettir: Avukatlar İmralı’ya gitmelidir. Herkesin ‘durum kritiktir’ dediği bir dönemde siyasal çözümün öncülüğünü yapacak aktörlerin önü açılmalıdır. CPT’nin ziyaretinden sonra başlayan kaygılar ve şüpheler bir an önce giderilmelidir. Bunun sorumlusu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve iktidarın ilgili kurumlarıdır. Buradan çağrımızı Sayın Bozdağ’a tekrar yapıyoruz. İmralı’da avukat görüşüne ilişkin Sayın Bozdağ açıklama yapmalıdır, gereğini yapmalıdır. Avukat görüşünün önünü açmalıdır.”