Suruç davasının 23. duruşmasında söz alanlar mahkeme heyetinin yukarıdan aldığı talimatla hareket ettiğinin altını çizdi. Dönemin başkanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi talebini yineleyen davaya katılanlar, karşılarında hesap soracakları bir sanık olmasını istedi.
Suruç katliamının firari sanıkları İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin yargılandığı davanın 2. duruşması Urfa’nın Hilvan ilçesindeki hapishane kampüsünde görülüyor.
Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ayşe Sürücü, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Okan Danacı’nın da olduğu TMMOB, TİP, EMEP, DBP, ÇMO temsilcileri, Suruç tanıkları, yaralıları ve ailelerin de olduğu çok sayıda kişi sabahın erken saatlerinde hapishane kampüsünde bir araya geldi.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada çok sayıda kurum müdahillik talebinde bulundu. TMMOB, TİP, EMEP, ÖHD, Urfa Barosu, ÇMO, DBP Bağlar İlçe Örgütü ve HDP Milletvekili Ayşe Sürücü ile Suruç tanıkları Yalçın Demir ve Metaye Demir davaya müdahil olmak istedi.
Ardından Suruç aileleri, yaralıları ve tanıkları söz aldı.
Şeker: “Ahmet Davutoğlu buraya gelip hesap versin”
Babası İsmet Şeker’i katliamda yitiren Yağmur Şeker, katliama dair bildikleri olduğunu söyleyen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun mahkeme salonuna gelmesini ve hesap vermesini istedi. Şeker, “İlhami Bali hakkında birçok haber çıkıyor buraya gelip hesap versinler. Suruç için adalet mücadelesi yürütüyor buraya gelenler. Bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi.
Yıldız: “Bu sanık koltukları artık boş kalmasın”
Katliamda Cemil Yıldız’ı kaybeden Sultan Yıldız, 23 duruşmadır faillerin hiçbirinin yargılanmadığının altını çizdi. Dönemin başbakanı Davutoğlu’nun, 7 Haziran-1Kasım arasında yaşananlara ilişkin söylediklerini hatırlatan Yıldız, “Hiç kimse gelmedi. Ömer Aslan IŞİD bayrağı açıyor. Ama sonuç yok. Biz aileler katillerin yargılanmasını istiyoruz. Bu sanık koltuklarında katillerin olmasını istiyoruz, avukatlarımızın sorgulamasını istiyoruz. Bugüne kadar bunları konuşuyoruz. Bu nasıl bir adalet nasıl bir vicdan artık bu mahkemenin adaletin yerini bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Aydın: “Avukatlarımız kazıya kazıya belgeleri çıkardı”
Katliamda oğlu Çağdaş’ı kaybeden kendi de yaralanan Feti Aydın ise katledilen 33 düş yolcusunu anarak sözlerine başladı. Katledilenlerin devlet tarafından suçlu gösterilmesine tepki gösteren Aydın, “Onların suçu bir halka el uzatmaktı. Bizleri yüzde 50 suçlu görenler daha fazla suçlu. Biz halklara yardım etmeye devam edeceğiz. Diğer sanıklar göz göre göre ortada geziyor. Avukatlarımız kazıya kazıya belgeleri ortaya çıkardı. Bunların sanık sandalyesinde oturmasını istiyorum. Bir katliam olmuş 33 kişi katledilmiş, yüzlerce insan yaralanmış. Bunca mahkemedir hiçbir şey yok. Ankara, Suruç, Amed katliamına ilişkin kamera görüntülerini neden siliyorlar. Suçlu kim artık ortaya çıkarsınlar. Adalet size de lazım olacak. Adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Dönemin başbakanı Davutoğlu katliamlardan sonra oylarımız arttı dedi. O da suçlu. Ellerimiz yakasında olacak” dedi.
Türkay: “Somut deliller ortaya kondu ama dikkate alınmadı”
Suruç yaralısı HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Koray Türkay, katledilen 33’leri andı. Kendisinin de ağır yaralandığını hatırlatan Türkay, tedavi sürecini ve maruz kaldığı psikolojik, fiziksel işkenceleri anlattı. “Bizler bu davanın siyasi bir dava olduğunu biliyoruz” diyen Türkay’a mahkeme heyeti “somut konuşursanız iyi olur” uyarısı yaparak sözünü kesti.
Türkay, şöyle devam etti: “Bu davanın içerisindeki en önemli tanık iki ifadede gizlidir. Birincisi, ‘400 sandalye verin bu iş çözülsün’ diyen, ikincisi Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım’a ilişkin sözleri. Avukatlarımız somut deliller ortaya koydu ama hiçbiri dikkate alınmadı. Bu katliam dönemin belli siyasi çıkarları açısından tetiğe basılmıştır. Biz aileler, yaralılar, tanıklar ve tüm demokratik kitleler bakımından katiller ve işbirlikçiler yargılanmadan bu dava kapanmayacak. Bu davanın bütün siyasi uzantılarını araştırarak bu davada adalet ve hukuk nezdinde bir adım atılır.”
Danacı: “Bu dava bizim mücadelemiz sayesinde buraya geldi”
SDGF Eşbaşkanı Okan Danacı katliamın üzerinden geçen yedi yıla rağmen sözlerinin mahkemede tükendiğini kaydetti. Davada herkesin talebinin Davutoğlu’nun dinlenmesi olduğunu hatırlatan Danacı, “Biz o dönemi her davada anlatıyoruz. Mahkeme heyetinin artık Davutoğlu’nu dinlemek için peşine düşmesi gerek. İlhami Bali’nin her yerde arandığı söyleniyordu. Üzerine ifadeler veriliyordu. Halbuki devlet tarafından korunduğunu öğrendik. Konya’da nasıl tedavi gördü, adaletin tesisi söz konusu ise mahkeme heyetinin araştırması gerek. 7 yıldır taleplerimiz karşılanmıyor. Biz üzerimize düşeni yaptığımızı biliyoruz. Yedi yıldır mahkeme heyetinin duruşu değil bizim, gençlik örgütlerinin, kurumların, emek örgütleri ile adalet mücadelesi vererek bu dava buraya geldi” ifadelerini kullandı.
Seven: “Bu mahkeme yaralarımızı daha da kanattı”
Katliamda ağır yaralanan Çağla Seven de şöyle konuştu: “Suruç katliamı burada olan ailelere, tanıklara değil ülkeye yapılan bir katliam.” SGDF öncülüğünde düzenlenen Kobanê’yi Yeniden İnşa Kampanyası’nın barış ve kardeşlik ile örgütlendiğini hatırlatan Seven, “Burada sizin göreviniz adalettir. Tek sanık olmaması utanç vericidir. Ben hala ameliyat oluyorum ama katil ortada yok. Bir katliam yaşanıyor ama katiller ne hikmetse yok. Üzerimize gaz atanlar nerede? Hiçbiri ortada yok ben ağır yaralandım, koltukta götürüldüm ambulans neden engellendi? Belki de ölmeyeceklerdi. Beni GBT’ye tutanlar beni suçlu gördüler katili değil. Yakup Şahin getirilsin. Davutoğlu sağda, solda, Meclis’te bir yerlerde konuşacağına gelsin burada konuşsun. İçişleri Bakanlığı sayfasında dosyalar yayınlanıyor ama avukatlar ulaşamıyor sırf bunları talep ettiğimiz için biz yargılanıyoruz. 33’leri anmaya, onlar için burada olmaya devam edeceğiz. Yaralarımızı daha fazla kanattı bu mahkeme” dedi.
Özkan: “Asıl terörist geziyor”
Suruç şehidi Uğur Özkan’ın babası Mehmet Özkan, mahkeme heyetine görevini yapması konusunda uyarıda bulundu. 23 duruşmada katillerin yargılanması gerekeceğine katliamın üstünün örtbas edilmek istendiğini anımsatan Özkan, “Yıllardır bize işkence uyguluyorsunuz, avukatlarımıza dava açıyorsunuz. Bu savaştan mağdur olan çocuklara yardım etmeye çalışıyordu oğlum ama ‘terörist’ olarak görülüyor. Teröristler ise Konya’da başka yerlerde geziyor. Sizde baskı altındasınız biliyoruz ama görevinizi yapmanız gerek. Adalet mülkün temelidir yazıyor bizde adalet istiyoruz. Bastonla da gelsem bırakmayacağım peşini” dedi.
Yurtgül: “Talimat yukarıdan geliyor””
Suruç’ta ölümsüzleşen Emrullah Yurtgül’ün babası Yusuf Yurtgül ise “Mahkeme ne karar verirse versin yukarıdan talimat geliyor” ifadelerin kullandı.
Mahkeme müdahillik talebinde bulunanların konuşmasıyla devam ediyor.