Notice: Array to string conversion in /home/runcloud/webapps/app-direnisteyiz29/wp-content/plugins/td-cloud-library/includes/tdb_functions.php on line 459
20.7 C
İstanbul
19 Eylül Perşembe, 2024
spot_img

Suriye’de herkes kozunu oynadı: Sırada Kürtlerin hamlesi var – Nazım Daştan

ABD ve Rusya oyun kuruculuğunda Suriye’nin toprak bütünlüğü koruma adına parçalanırken, Türkiye, Kürt karşıtlığıyla rejimle pazarlığa oturdu. Rol kaybeden Almanya ve Avrupa ülkeleri son çıkışlarıyla masada yer isterken, İran şimdilik “bekle gör” pozisyonunda. Herkesin çıkarını korumaya çalıştığı ve parçaladığı Suriye’de hamle sırası Kürtlerde… 

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik başlattığı saldırılar 14’üncü gününe girdi. Türkiye’nin adına “Suriye Milli Ordusu” (SMO) dediği paramiliter gruplar, “ateşkese” rağmen Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) mevzileri ve sivil yaşam alanlarını hedef almaya devam ediyor. Paramiliter gruplar, Girê Spî’nin güney kırsalında bulunan köylere saldırılarını ağırlaştırırken TSK’ye bağlı keşif uçakları da havadan destek veriyor.  QSD güçleri ise, meşru müdafaa temelinde savunma yapıyor.

Yağma ve talan başladı 

Yapılan ateşkes kapsamında QSD güçleri Girê Spî ve Serêkanîyê kent merkezlerinden çekildiğini duyurdu. Türkiye, ABD’den sonra Rusya ile Soçi’de mutabakata vardı. Türkiye’nin uluslararası güçlerin izniyle Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırması, bölgedeki tüm denge, politika ve ittifakları değiştirdi. SMO çatısı altında bir araya getirilen selefi paramiliter gruplar daha önceden çıkarıldıkları yerlere tekrar sokulması, Suriye’de yaşanan savaşı farklı bir mecraya sürükledi. Katliam, tecavüz, talan, insan kaçırma, işkence ve demografik yapıyı değiştirmekle bilinen gruplar, girdikleri her yerde aynı uygulamaları yapıyor. Girê Spî’de, DAİŞ uygulamaları olan kadınların kara çarşaf giymesi zorunluluğu getirilirken, Serêkanîyê’de siviller kaçırılmaya başlandı. Her iki kentte de Kürtlerin evleri yağmalanıp, talan ediliyor.

Rejimin gelişi

Uluslararası koalisyonun bölgeden çekilmesiyle artan saldırılar, Suriye iç savaşında başka bir noktaya işaret ederken, 9 yıl aradan sonra Suriye rejimi Fırat Nehri’nin doğusuna yerleşti. QSD’nin Rusya arabuluculuğu ile Suriye rejimiyle vardığı anlaşma kapsamında, rejim güçleri Kuzey ve Doğu Suriye’nin çeşitli kentlerine geldi. Türkiye’nin denetime almaya  çalıştığı Girê Spî ve çevresine de yerleşen rejim güçleri, uluslararası yol olarak bilinen M4 yoluna da konuşlandı. Yer yer Türkiye’nin paramiliter grupları, rejim güçlerine saldırıda bulunurken, rejim karşılık vermekten kaçınıyor.

Suriye anlaşması mı?

ABD’nin Türkiye ile vardığı anlaşma sonrası Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara Rusya’nın da sürece katıldığını göstermekte. Bu durum “Suriye’yi paylaşım anlaşması” olarak da ele alınırken, hemen akabinde Rusya’ya ait güçlerin bölgeye gelip özellikle ABD ve koalisyonun yerleri ve çevresine girmesi buna işaret ediyor. Rusya’nın hızlı hareket etmesi ABD ile bir anlaşmanın sonucunda oldu. ABD ve Rusya arasındaki anlaşmasının diğer bir önemli konusu ise İran’ın uzun vadede bölgeden çıkarılması olarak değerlendiriliyor. Söz konusu paylaşım ve etkisizleştirme politikasına ABD Başkanı Donald Trump’un “Petrol bölgesini güvenceye aldım” sözüyle somutluk kazandı.

Rusya meşrulaştırmaya çalışıyor

Rusya, yeni dengeler üzerinde sahada etkisini artırırken, hem Türkiye, hem de özerk yönetimle farklı bir iletişim halinde. Son olarak dün Soçi’de Türkiye ile yapılan mutabakatın Kuzey ve Doğu Suriye’yi parça parça birbirinden koparma planının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Adına Suriye’nin toprak bütünlüğü denilse de Türkiye’nin Girê Spî ve Serêkanîyê’de kalmasına onay verildiği belirtiliyor. Bu duruma ABD’nin de itirazı olmadığı görülmekte.

Almanya’nın çıkışı

Türkiye’nin saldırılarına karşılık son anda “rahatsızlıklarını” dile getiren bazı güçlerin başında ise Almanya geliyor. Almanya, Fransa ve İngiltere ağırlıklı Avrupa’nın çıkışı, kafalarda soru işareti yarattı. Özellikle Almanya’nın Kuzey ve Doğu Suriye ile Türkiye arasında bağımsız bir gücün bulunması ve bunun için de rol alabilecekleri yönündeki çıkışları her kesim tarafından dikkatle izleniyor. NATO’nun önemli bir müttefiki olan Almanya, Suriye savaşının başlarında Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’in finanse ettiği ve muhalifler olarak adlandırılan “Özgür Suriye Ordusu”nun (ÖSO) destekçisi olarak biliniyor. Kürtlerin öncülük ettiği sistem karşısında ÖSO ve türevleri yenilgiye uğratılırken, Almanya o günden bu güne Rojava devrimine karşı durdu. 8 yıllık süre zarfında neredeyse tüm Avrupalı güçler devlet düzeyinde ilişkilenirken, Almanya bu durumdan kaçındı. Şimdi ise bölgenin korunmasına dönük söylemler, Almanya ve diğer Avrupalı güçlerin bu süreçte oyun dışına bırakılmasından kaynaklı olduğu düşünülüyor. Avrupa devletleri, bu yeni söylemle masaya oturmak ve kazanım elde etmek istiyor.

İran bırakıldı mı?

Bölgede yaşanan son gelişmeler için İran’ın tavrı henüz yansımadı. İran, ABD ve Türkiye’nin bölgede geliştirmek istedikleri plana karşı rahatsızlığını ifade etse de Rusya’nın sahada ilişkileri soğutmasından kaynaklı Dêra Zor etrafındaki güçlerini azaltıyor.

QSD planları bozuyor

Suriye’de geliştirilmeye çalışılan son planlar ve pazarlıklarda Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yok etme siyaseti hayata geçirilmeye çalışılıyor. Buna karşı özerk yönetim ve QSD güçleri, tarihi bir direniş sergileyerek planları bozuyor. Yeni dengeler ve ittifaklar içinde gelişen siyasi ve politik duruma cevap olmaya çalışan QSD güçlerinin elinde büyük fırsatlar bulunurken, oyun kurucular ilişkilerini sürdürüyor. Kartların yeniden karıldığı sahada eli güçlü olan tek güç QSD yeni hamlelere hazırlanıyor.

Kaynak: M.A

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol