11.8 C
İstanbul
19 Ekim Cumartesi, 2024
spot_img

Sosyalist hareket 1 Mayıs 2022’yi nasıl değerlendiriyor?

1 Mayıs’a giderken sosyalistler 1 Mayıs 2022’nin politik anlamı, çalışmaları ve 1 Mayıs sonrası siyasal atmosfere yönelik Sendika.Org’un sorularını yanıtladı.

Kaldıraç: “Egemenlerin arayışlarına, restorasyon çabalarına karşı, işçi sınıfının alternatifi Birleşik Emek Cephesi’dir”

Savaşa, açlığa, işsizliğe, sömürüye, katliamlara, doğanın yağmalanmasına, yağma-rant ve savaş ekonomisine karşı, Saray Rejimi’ne karşı gelişmekte olan direniş, bir adım daha yükseltilmelidir. 1 Mayıs 2022, direnişin gelişiminin bir basamağı olmalıdır

Ülke seçim sathı mailine girdi. İktidar baskı politikaları ile muhalefeti etkisizleştirmeye çalışıyor. Bir yandan da sokak yeni tipte işçi direnişleriyle, 8 Mart ve Newroz’da görüldüğü gibi sokağı boş bırakmayan bir kitle militanlığıyla ısınıyor.

Peki bu koşullarda 1 Mayıs 2022’nin anlamı nedir? Toplumsal muhalefet ne yapıyor? Öncelik ne olmalı? Sosyalist hareketin özneleri Sendika.Org’un sorularını yanıtladı.

Sendika.Org: 1 Mayıs 2022’nin politik anlamı sizce nedir? Nasıl bir politik süreçte, nasıl bir önem taşıyor?

Kaldıraç: Bugün, tereddüt etmeden söyleyebiliriz ki, ülkenin her alanından, her yanından, her fabrikadan, işyerinden, okuldan, işçilerden, kadınlardan, gençlerden direniş haberleri geliyor. Gezi Direnişi ile başlayan bir süreçtir bu ve bugün, Gezi’den daha örgütlü, ama o kadar kitlesel olmayan bir tarzda, direniş yayılıyor.

Saray Rejimi, ekonomik krizin faturasını işçi ve emekçilere, halka yıkmak istiyor. Bu konuda da oldukça saldırgandır. Baskı ve yalan, her türlü hile ve manipülasyon, Saray Rejimi’nin ayakta durmasının yolu olarak devrededir. Muhalefet, burjuva muhalefet ise, tüm ciddi konularda Saray Rejimi’nin açık destekçisidir.

Burjuva muhalefet, işçi sınıfını evine tıkmak, direnişten ve sokaklardan uzak tutmak için uğraşmaktadır. Bu da devletin görevlerinden biridir. Baskı ve şiddetle önleyemiyorsan, o zaman oyla, seçime kadar susun çağrısını yap. CHP eli ile yapılmak istenen budur.

Sendikaların çok büyük bir kısmı da bu konuda görevlidir. Sendika mafyası, işçi sınıfını kontrol edebilmek için, işçi sınıfının biriken öfkesini boşaltmak için devrededir. Birçok sendika, doğrudan devlete ve patrona, aynı anda ikisine birden çalışmaktadır. Ve tüm bunlara rağmen, direniş gelişmektedir. Direniş durmuyor.

İşte bu koşullarda, işçi sınıfının kendi çözümünü ortaya koyması bir zorunluluktur. Bu en başta devrimci işçilerin, devrimci sosyalist işçilerin görevidir. İşçi sınıfı, hiçbir burjuva partinin ardına takılmak, onun peşinde yürümek zorunda değildir. İşçi sınıfının kendi yolu vardır. İşçi sınıfı, Saray Rejimi’ne karşı, şu ya da bu burjuva muhalefete güvenerek iş yapmak zorunda değildir. İşçi sınıfı, Saray Rejimi’nin saldırılarını eleştirerek, “ama devlet bu değil” diyen liberallerin, CHP muhalefetinin peşinden gitmek zorunda değildir.

Tüm bunlar, işçi sınıfının kendi gücü ile, bağımsız bir güç olarak sahneye çıkmasını önlemek içindir. Tüm bunlar, işçi sınıfının devrimcileşmesini önlemek içindir. Tüm bunlar işçi sınıfının, kadın ve gençlik eylemlerini de içine alacak şekilde devrimci sınıf politikasını ortaya koymasını engellemek içindir.

Bu direnişi geliştirmek, daha örgütlü hâle getirmek, kök salmasını sağlamak mümkündür. İşçi sınıfı ve emekçiler, kadınlar ve gençler, kendi cephelerini örgütlemek zorundadırlar. 1 Mayıs 2022, bunun için iyi bir fırsata dönüştürülebilir.

Sarı sendikacıların, sendika mafyasının denetimindeki unsurların, korkakların, işçi sınıfını “sokaklardan uzak tutmak isteyen” CHP’li sendikacıların, devletçi sendikacıların sözlerini dinlememe dönemidir. İşçiler, gerçek işçi sendikacılarının sözlerini dinlemeli, diğerleri ile, aralarına kalın bir çizgi çekmelidirler. Ne onlar bize, ne biz onlara, herkes kendi yoluna, demenin zamanıdır.

Kadınlar ve gençler, işçi sınıfının direnişi ile kendi direnişlerini birleştirmelidirler. Kendi direnişini önemli, diğer direnişleri önemsiz görme, aslında sınıf bilincinden uzak olma hâlidir. Buna son vermek gerekir. Her direniş odağı, her direniş yeri, her yerel direnişçi grup, 1 Mayıs’ta toplanmalıdır.

Savaşa, açlığa, işsizliğe, sömürüye, katliamlara, doğanın yağmalanmasına, yağma-rant ve savaş ekonomisine karşı, Saray Rejimi’ne karşı gelişmekte olan direniş, bir adım daha yükseltilmelidir. 1 Mayıs 2022, direnişin gelişiminin bir basamağı olmalıdır.

Siz bu 1 Mayıs’a özel olarak hangi politik mesajı taşıyacaksınız? 1 Mayıs çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Gezi Direnişi’ni, davanın başladığı günden bu yana her 1 Mayıs’ta önemli bir gündemimiz olarak 1 Mayıs alanına taşıyorduk. Bu yılki 1 Mayıs’ta Gezi Direnişi’ne açılan üçüncü davada verilen karar ve arkadaşlarımızın hapsedilmesi ile tüm 1 Mayıs bileşenlerinin de gündemi olacak.

Biz, toplumsal direniş odaklarının örgütlü bir hedefe kitlenmesiyle beraber, bugün işçi sınıfı iktidarının mümkün olduğunu düşünüyoruz ve bunun için tüm direniş odaklarının yer aldığı, işçi sınıfının merkezinde bir araya geldiği Birleşik Emek Cephesi’ne vurgu yapıyoruz.

Elbette kapitalist-emperyalizmin savaş kundakçısı NATO-ABD’nin savaş politikaları da gündemlerimizden biri olacak.

Saray Rejimi-Parlamenter Demokrasi sahte ikiliğine karşı işçi sınıfının kendi kurtuluş yolunu örgütlemesi gerektiği de ana gündemlerimizden biri.

Biz aynı zamanda, kısa bir süre önce kurulan İşçi Emekçi Birliği’nin bir bileşeniyiz. Bu sene 1 Mayıs çalışmalarında hem birliğin materyallerini hem de kendimizinkileri kullanıyoruz.

İşçi Emekçi Birliği olarak, metrobüs hattında eş zamanlı bildiri dağıtımları, işçi servis güzergahlarına pankart asımı, ve bir çok bölgede afişlerle işçi ve emekçileri “Düşük ücretler, büyük zamlar ve sendikal engellere karşı” 1 Mayıs’a çağırdık ve çalışmalara devam ediyoruz. 1 Mayıs günü de direnişçi işçilerin, kadınların, öğrencilerin kendi sözünü söylediği bir kürsü kuracağız.

Öte yandan kendi çalışmalarımızda ise, üniversitelerde, mahallelerde, işyerlerinde, “Ne yaparsak o olacak, bizleri kurtaracak olan kendi kollarımızdır” diyerek, direniş çizgisinin 1 Mayıs’a akmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Bir yandan ülke seçim sathı mailinde ilerliyor, bir yandan savaş ve baskı politikaları ile iktidar muhalefeti etkisizleştirmek istiyor, bir yandan da sokak yeni tipte işçi direnişleriyle, 8 Mart ve Newroz’da görüldüğü gibi sokağı boş bırakmayan bir kitle militanlığıyla ısınıyor. Sosyalist hareketin önceliği ne olmalı?

Biz biliyoruz ki, devrim örgütlenir. Yani toplumsal olayların, sosyal patlamaların yanı sıra, devrimci eylem ve örgütlenme vardır. Esas olan da budur.

Var olan ve durdurulamayan direnişlerin daha örgütlü, daha bilinçli, daha yaygın hâle gelmesini sağlama gereği, bir Birleşik Emek Cephesi kurulması ihtiyacını günden güne arttırıyor.

Bu, sadece işçi sınıfı için değil, işçi sınıfı öncülüğünde, tüm toplumsal direnişin bir adresi olmayı sağlayacak, kadın direnişinin, gençlik direnişinin, işçi direnişinin bir yerde toplanmasının olanaklarını ortaya çıkaracaktır

İşçi sınıfının bağımsız yolunu, sosyalizm ve devrim yolunu, devletin ürettiği alternatiflerden birinin seçmenin bir seçim olmadığını işçi ve emekçilerin önüne koyacaktır.

Bu, tüm toplumsal muhalefete, işçi sınıfının çıkış yolunu, bir yol olarak ortaya koymak demektir.

Devrimci işçilerin, devrimcilerin, farklı örgütsel yapılardaki devrimcilerin, kendi yapılarını korumalarına olanak vererek bir savaş ve mücadele arkadaşlığının geliştirilmesinin önünü açacaktır.

Egemenlerin arayışlarına, restorasyon çabalarına karşı, işçi sınıfının alternatifi Birleşik Emek Cephesi’dir.

diğer röportajlara ulaşmak için aşağıdaki linklere tıklayınız:


 

Son Haberler

ÇOK OKUNANLAR

ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN!

KALDIRAÇ DERGİSİ'NİN EYLÜL SAYISI ÇIKTIspot_img

ARTIK TELEGRAM'DAYIZ!

spot_img

DÜNYAYI İSTİYORUZ!

İŞÇİ GAZETESİ'NİN 218. SAYISI ÇIKTI!spot_img

Bizi takip edebilirsiniz

369BeğenenlerBeğen
851TakipçilerTakip Et
14,108TakipçilerTakip Et
1,920AboneAbone Ol