Siyonist İsrail’in Gazze’de El-Ehli Baptist Hastanesi’ne gerçekleştirdiği bombalı saldırının ardından İstanbul, İzmir, Ankara, Hatay ve Denizli’de siyasi partiler, sendikalar ve emek meslek örgütleri bir araya gelerek yürüyüşler ve basın açıklamaları gerçekleştirdi.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bir araya gelen kitle “Gazze’de katliam var! İsrail’i durdurun” ve “İsrail ile tüm ilişkiler kesilsin” pankartı açtı.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri işgalci siyonist israil'in Filistin halkına dönük soykırım ve katliam saldırılarını protesto etti.
Siyonist İsrail konsolosluğuna yürüyüş gerçekleştiren demokratik kitle örgütleri, Saray Rejimi'nin kınama… pic.twitter.com/95ftHF49sJ— Direnişteyiz.org (@direnisteyizorg) October 18, 2023
Kitle yürüyüş boyunca sık sık “Kınamak yetmez İsrail’e boykot”, “Emperyalizm yenilecek, direnen haklar kazanacak”, “Katil İsrail Filistin’den defol”, “Filistin’de düşene dövüşüne bin selam”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Kahrolsun İsrail, kahrolsun ABD” sloganları attı.
“Kadınlar Filistin Halkının Yanında, Nehirden Denize Özgür Filistin” pankartıyla eyleme katılan Kadınlar Birlikte Güçlü hareketi katliama direnen kadınları “Jin, Jiyan, Azadi”, “Filistin’de işgale, katliama son” sloganlarıyla selamladı.
“Beyaz önlüklerimiz kana bulanmıştır”
Gazze’de hayatını kaybedenler adına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından söz alan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, “Dün gece Gazze’de bir hastane bombalandı. Bu vahşeti yaşatanlara karşı bu alana İstanbul Tabip Odası olarak beyaz önlüklerimizle katıldık. Dün yaşanan bu vahşi katliam sonrası bütün Filistin halkının yanındayız. Beyaz önlüklerimiz kana bulanmıştır” dedi. Oruç daha sonra DİSK, KESK, TTB ve TMMOB adına ortak açıklama okudu.
Gazze’de katliam var! İsrail’i durdurun!
Oruç’un okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İsrail, Filistinlileri bilerek ve isteyerek katletti”
“Değerli basın emekçileri, Filistin halkının sevgili dostları, İsrail, dün akşam saatlerinde, içerisinde yüzlerce hasta, sivil ve sağlık çalışanının bulunduğu Gazze’deki El-Ehli Hastanesi’ni bilerek ve hedef alarak bombalamış, yüzlerce (bazı kaynaklara göre binden fazla) insan hayatını kaybetmiştir. İsrail, yaklaşık 75 yıldır pek çok Filistinli sivili bilerek ve isteyerek katletmiştir. İsrail’in sağlık merkezlerini hedef alarak bombalaması da ilk değildir. Emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan, siyonizmi kendisine düstur edinmiş İsrail, Filistin ve bölgedeki diğer halkların yaşam hakkını hiçe saymış, katliamlar yapmış ve yapmaya da devam etmektedir.”
“İsrail uluslararası mahkemelerde cezalandırılmalı”
“Evet, bizler, Filistin halkının meşru ve haklı mücadelesinin yanında olan örgütler olarak, İsrail’in bu bozuk sicilini gayet iyi biliyorduk. Ancak, bizce, dün yaşanan hastane katliamı her türlü başka silahlı eylemden çok başka bir yerde konumlanmaktadır. Hastaneyi bombalamak çok başka bir seviyeyi temsil eder. İnsanlığın düşeceği en alt, en iğrenç ve en barbarca düzeydir. Bu seviye Nazi Almanyası, Mussolini İtalyası ve IŞİD ile aynı kategoridedir. İsrail giriştiği bu eylemle katliamcı, barbar karakterini bir kez daha kanıtlamış, adeta altına imzasını atmıştır. İsrail’in gerçekleştirdiği bu katliamı en üst perdeden lanetliyoruz. Filistin halkına baş sağlığı diliyor, en içten dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. İsrail, tüm uluslararası sözleşmelere aykırı biçimde, savaşta dahi dokunulamayacak yerler olan hastaneyi bilerek ve isteyerek bombalayarak açıkça bu hukuku çiğnemiştir. Dolayısıyla İsrail uluslararası mahkemelerde en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.”
“Boykot çağrısı desteklenmeli, ilişkiler kesilmelidir”
“Ne yazık ki Gazze’de insanlık dramı artarak devam etmektedir. Hastanelerdeki tıbbi ilaçlar ve malzemeler tükenmiş, temiz su ve gıdaya erişim her geçen gün zorlaşmaktadır. Başta Türkiye olmak üzere dünya ülkeleri Filistin halkının boykot çağrısını desteklemeli, İsrail ile tüm ilişkileri kesmeli, Gazze’ye bir insani koridor açılması ve saldırıların son bulması için İsrail’e baskı uygulamalıdır.”
“Meselenin kaynağı emperyalist paylaşım ve çıkarlardır”
“Filistin halkının yaşadığı katliamlar, yalnızca Filistin halkının meselesi değildir. Meselenin kaynağı emperyalist paylaşım ve çıkarlardır. Bunun adı Ortadoğu’da İsrail, başka coğrafyalarda ABD, NATO vb.dir. Aktörler değişse de mağdur olanlar ezilen halklardır, emekçilerdir. Bugünden tezi yok İsrail, Gazze’ye dönük tüm operasyonlarını sonlandırmalı, Gazze’ye bir insani koridor açılmasına müsaade etmeli, son giriştiği katliam da dâhil olmak üzere tüm katliamlarının hesabını vermelidir. Bizler, Filistin halkının dost örgütleri olarak her fırsatta Filistin halkıyla dayanışmamızı gösterecek, İsrail’i katliamlarını sonlandırıncaya kadar her fırsatta protesto etmeye devam edeceğiz. Yaşasın halkların kardeşliği! Yaşasın özgür Filistin!”
“İsrail ile askeri, ekonomik, diplomatik tüm ilişkileri kesilmelidir!”
Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ise açıklamayı Deniz Demirdöven okudu.
Demirdöğen konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Siyonist İsrail, dün Gazze’de hastaneye yönelik gerçekleştirdiği bombalı saldırıyla yüzlerce Filistinliyi katletti. İsrail yürüttüğü işgali, katliamla ve soykırımla sürdürüyor. Günlerdir İsrail’i destekleyenler, başta ABD ve tüm emperyalist güçler işgalin, katliamın ve soykırımın suç ortağıdır. Yüzyılı aşkın süredir Filistin’de yürütülen emperyalist, Siyonist işgal, günlerdir bir katliam ve etnik temizlik savaşı olarak sürdürülüyor. Bu acımasız savaşa sessiz kalanlar, İsrail’in işgalini meşru görenler katliamların da ortaklarıdır. Filistin halkı tüm güçleriyle geçmişte olduğu gibi bugünde emperyalist, Siyonist işgale karşı direniyor. Haklı olan Filistin halkının meşru direnişidir. Siyonist İsrail kirli işgal yürütmektedir. ABD, bütün Ortadoğu’da yürüttüğü emperyalist işgal politikalarıyla akan gözyaşının ve kanın sorumlusudur. Afganistan’da, Irak’ta olduğu gibi Filistin’de de akan kanın sorumlusu ABD emperyalizmidir. Filistin halkının ve tüm bölge halklarının kurtuluşu emperyalizme karşı ortak mücadeleyle mümkündür. Günlerdir süren işgale ve katliama karşı AKP iktidarı kınama açıklamaları dışında hiçbir adım atılmamıştır. Türkiye ile İsrail arasındaki tüm askeri, ekonomik, diplomatik ilişkiler devam etmektedir. İsrail’in yürüttüğü işgali, katliamı ve soykırımı durdurmak için; Filistin halkının haklı direnişine sahip çıkmak için somut adımlar atılmalıdır. İsrail ile askeri, ekonomik, diplomatik tüm ilişkileri kesilmelidir! İkil anlaşmalar iptal edilmelidir! Amerikan üsleri derhal kapatılmalıdır! Bizler bu ülkenin emekçileri, ilericileri, devrimcileri, yurtseverleri olarak, Deniz’lerin Mahir’lerin yürüyüşünün takipçisiyiz, Filistin halkının onurlu mücadelesinin yanındayız. Filistin halkının onurlu mücadelesine ses vermek insanlığa sahip çıkmak demektir. Tüm halkımızı Filistin halkının direnişine sahip çıkmaya; İsrail’in yürüttüğü işgale ve katliama karşı mücadele etmeye çağırıyoruz. Emperyalist ve Siyonist İşgale Son Yaşasın Bağımsız ve Özgür Filistin.”
İZMİR
İzmir’de emek meslek örgütleri, siyasi partiler, dernekler ve kitlesel örgütleri yaptıkları basın açıklamalarıyla İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etti.
İzmir Barosu’nun çağrısıyla Alsancak’ta yer alan baro binası önünde toplanan kitle, baro tarafından başlatılan barış nöbetine katılırken, İzmir Barosu konuya ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi.
“Uluslararası örgütler ve dünya sessiz”
Baro adına basın metnini okuyan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Günlerdir Filistin halkı, dünyanın gözü önünde soykırıma uğrarken savaş ahlakının ve asgari harp kurallarının sistematik olarak tanıklık ediyoruz. Tüm bunlar olurken evrensel insan haklarını tesisle görevli uluslararası örgütler ve dünya ne yazık ki sessiz. Mevcut ortamda sessizliği seçmek işlenen suça ortak olmaktır” diye konuştu.
Açıklama akabinde Çağdaş Hukukçular Derneği, İzmir Barosu, Emek Demokrasi Güçleri ve siyasi partiler, baro binası önünden sloganlar eşliğinde Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyüş gerçekleştirdi.
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde ise öncelikle Emek ve Demokrasi Güçleri, sonrasında Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın metnini ise İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu.
“Devasa bir hapishane haline getirilen Gazze’de Filistinliler ölüme mahkum ediliyor”
Filistin’de yıllardır devam eden İsrail işgaline ve orantısız, ağır şiddetine karşı Hamas önderliğindeki silahlı grupların başlattığı saldırıların ve İsrail’in buna yanıtının, on yıllardır kan ve gözyaşının hakim olduğu coğrafyada yeni kıyımların yaşanmasına neden olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yılmaz, “İki milyon kişinin yaşadığı ve her türlü şiddetin yaşandığı, Filistin’in kalan toprakları ve komşularıyla bağı kesilmiş, geçişler engellenmiş devasa bir hapishane haline getirilen Gazze’de, halkın tüm yaşam alanları topluca hedefe konularak elektrik, su kesintileriyle, gıda ambargosuyla, çocuklar dahil yüzbinlerce Filistinli ölüme mahkum edildi. Filistinli yaralıların tedavi edilmeyeceği açıklandı. Gazze’den çıkmak isteyenler Refah sınır kapısında bombalandı. Filistin Barosu binası, altyapı tesisleri, sağlık kuruluşları bombalarla yok edildi. Daha dün, yapılan bombalı saldırının hedef alındığı hastanede 500’e yakın kişinin öldürüldüğü, bir o kadar kişinin de yaralandığı ortadadır. Bugün, İsrail’in kara harekatına başladığına ilişkin haberleri alıyoruz” diye konuştu.
“Sürecin temel sebebi kural tanımaz İsrail devletinin politikalarıdır”
Başlatıcısı ve uygulayıcısı kim olursa olsun, çatışma bölgelerinde sivil halka yönelik saldırıların hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Kuralsızlığın egemen olduğu ve kanla biçimlenen bu sürecin temel sebebi, İsrail Devletinin uluslararası hukuku tanımazlığı ile yürüttüğü işgal ve yok etme politikalarıdır. İsrail Devleti, kuruluşundan bu yana kadar, uluslararası antlaşmalara ve Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen sınırlarını genişletmiş ve kendi vatandaşlarına yeni yerleşim alanları açmıştır, bu toprakların asıl sahibi olan Filistinlileri göçe zorlamış, evlerini ve yaşam alanlarını yıkmıştır” şeklinde konuştu.
“Gerekli adımlar derhal atılmalıdır”
Filistin’de yaşanan güncel çatışma sürecinin barışçıl çözümü için İsrail saldırılarının derhal son bulması gerektiğini belirten Yılmaz, “Taraflar ateşkes ilan etmelidir. Emperyalist işgal ve sömürge düzeninin faili olan devletler, egemenlik ve paylaşım hesapları içinde, Ortadoğu’yu bir bölgesel savaşın eşiğine getirecek silah yığınağına son vermeli, İsrail saldırganlığını destekleyen çifte standartlı tutumdan vazgeçmeli, İsrail’in BM kararlarına uyması ve müzakerelerin başlaması için çaba göstermelidir” dedi.
“Uluslararası hukuk savunma hakkını tanımaktadır”
Emek Demokrasi Güçleri’nin açıklaması sonrasında bir basın açıklaması da Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından gerçekleştirildi. ÇHD adına metni okuyan Erdoğan Akdoğdu, “Ezilen halkların haklarına öncelik veren ve zulme karşı adaleti ve kurtuluşu destekleyen bir hukuk örgütü olarak, dayanışmamızda kararlıyız. Bu nedenle; Gazze’den Kudüs’e, Batı Şeria’dan tarihi Filistin’e kadar İsrail devletinin sömürgeci şiddeti karşısında net ve kararlı bir şekilde Filistin halkının yanındayız” dedi. Son olarak bin bir bilgi kirliliği ve manipülasyonla İsrail’in Gazze’de arka arkaya işlediği insanlık suçları meşrulaştırılmaya çalışıldığını aktaran Akdoğdu, “Bir kez daha hatırlatıyoruz: Uluslararası hukuk, Filistin halkının kendi evlerine ve mülklerine dönme hakkını korumaktadır. BM Genel Kurulu 1974 tarih ve 3236 sayılı Kararı, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını, milli bağımsızlığı ve egemenliğini, ayrıca Filistinlilerin evlerine ve mülklerine dönme hakkını tanımakta ve teyit etmektedir. Yine uluslararası hukuk, sömürgecilik ve yabancı hakimiyet ve tahakküm altındaki halklar için öz savunma hakkını korumaktadır. Bu hali ile bugün Filistin halkını kınama yarışına girişmiş olan uluslararası kurumlara kendi karar ve düzenlemelerini hatırlatmayı da bir borç biliyoruz” diye konuştu.
HATAY
İHD, Halkevi, Kaldıraç, KESK, Mücadele Birliği, Sol Parti, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Türkiye İşçi Partisi, Toplumsal Özgürlük Partisi’nin örgütlediği eylem Defne Sümerler Sevsen Şahin Anadolu Lisesi önünde gerçekleştirildi.
Açıklama öncesinde Gazze’de saldırılar sonucu hayatını kaybedenlerin anısına saygı duruşu gerçekleştirildi. Eylemde “Katil İsrail Filistin’den Defol”, “Nehirden Denize Özgür Filistin”, “Emperyalistler Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak” sloganları atılırken, “Direnen Filistin Halkının Yanındayız” ve “Katil İsrail, Filistin’den Defol!” pankartları taşındı.
Basın metninde şu ifadelere yer verildi:
Filistin halkı yalnız değildir!
İşgalci ve soykırımcı İsrail’e karşı Filistin direnişinin yanındayız!
“Filistin topraklarında 75 yıldır süren İsrail işgali dün itibariyle soykırımcı yüzündeki bütün maskeleri indirdi. Gazze’de El Ahli hastanesini vuran İsrail, bine yakın hastayı ve sağlık emekçisini katletti. İsrail, 75 yıldır topraklarından süre süre Gazze Şeridi’ne hapsettiği, kendi yurdunda mülteci haline getirdiği milyonlarca Filistinliye şimdi “Burayı da terk edin!” diyor. Yıllardır abluka altında tutulan Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline gelmiş durumda. İsrail şimdi de buraya sıkıştırdığı insanları günlerdir bombalıyor. Evlerini başlarına yıkıyor, elektriklerini ve sularını kesiyor, gıda ve ilaç tedariğini engelliyor, hastaneleri vuruyor.
75 yıllık savaşın bu yeni evresinde ölen Filistinli sivillerin sayısı her gün artık biner biner artıyor. İsrailli bakanlar Filistinlilere “insansı hayvanlar” diyerek her türlü saldırıya başvuracaklarını gizlemiyor. Açıktır ki 21. yüzyılın en büyük soykırım operasyonu ile karşı karşıyayız.
Bu, eşit iki taraf arasında süren bir savaş değildir. Bir misilleme ya da savunma hamlesi değildir. Bir kaza değildir. Bu açıkça bir halkı kendi yurdundan silmeye, yok etmeye yönelik bir soykırım hamlesidir. Bir yanda 75 yıldır onuru ve yaşam hakkı çiğnenen bir halkın kendi yurdunda eşit ve özgürce yaşamak için verdiği bir işgal karşıtı direniş, bir yanda da en ufak bir insani değeri ya da uluslararası hukuku tanımadan saldıran, işgalci, ırkçı, soykırım bir devlet vardır.
Bu soykırım operasyonu ABD ve Avrupa emperyalizminin ve işbirlikçilerinin açık desteğiyle sürüyor. Sözde Filistin’i savunan AKP gibi iktidarlar ise İsrail ile askeri, ekonomik ve diplomatik ilişkileri sürdürerek işgal devletine kan taşıyor. Gazze açlıktan kırılırken tam da şu anda 4800 ton gıda taşıyan dev bir Türk gemisi İsrail limanına gidiyor. İsrail-Türkiye ticareti AKP iktidarı döneminde yüzde 500-600 oranlarında arttı. İsrail soykırım planları yaparken, bu hukuk tanımaz işgalci devletle normalleşme anlaşmaları yapanların başında AKP iktidarı vardı. Biliyoruz ki emperyalizm ve onun AKP dahil her türlü işbirlikçisi bir yanda, dünya halkları bir başka yanda saf tutmaktadır.
Bugün halklar dünyanın dört bir yanında Filistin halkının yanında olduğunu göstermek için ayakta. Biz de Hatay’dan işgalci İsrail’e karşı Filistin halkının yanında olduğumuzu dile getirmek, bu saldırganlığı durdurmak için buradayız.
Hatay halkı ne bu yıkım manzarasının ne savaşın ne de Filistin halkının yabancısıdır. 8 ay önce bir deprem felaketiyle enkaz altında kalan bizler şimdi de İsrail’in bombalarının altında evleri başına yıkılan Filistinlileri görünce ne yaşadıklarını herkesten iyi anlıyoruz. Savaşın kimlerin eseri olduğunu çok iyi biliyor, işgalcilere karşı çıkarken direnen Filistin halkından yana olduğumuzu gizlemiyoruz.
Filistin halkının yanında olmanın sözle değil eylemle mümkün olduğunu söylüyoruz. Suriye savaşına karşı yıllar önce barış için sokaklara dökülen Hatay halkının Filistin için de yapacakları vardır. Biz İsrail işgaline karşı Filistin’e gidip omuz omuza dövüşen Denizlerin, ilhamını Filistin direnişinden alan ve bunu eylemiyle de gösteren Mahirlerin takipçileriyiz. Dünümüzü unutmuş değiliz, bugünün sorumluluğunu da omuzlarımız da taşıyoruz.
Bugün dili Filistin söyleyip eli İsrail’le iş tutan hükümetin boş sözleri bir kenara bırakmasını, işgal ve soykırım saldırıları durana kadar İsrail’le bütün ikili ilişkileri kesmesi gerektiğini söylüyoruz.
İsrail’le askeri, ekonomik, diplomatik ve kültürel bütün ikili ilişkiler kesilsin!
Filistin’e özgürlük, İsrail’e boykot!
Filistin halkı yalnız değildir!”