Şırnak’ta “Ölüm kuyuları” olarak adlandırılan ve geçtiğimiz günlerde 8 madencinin öldüğü kömür ocakları, kentteki tek istihdam alanı. İlkel yöntemlerle 120 metre yerin derinliklerini oyan işçiler, ölüm tehlikesine rağmen çalışmaya mecbur olduklarını dile getirdi.
Şırnak’ta bulunan 1 No’lu Kömür Ocağı’nda 8 işçinin yaşamını yitirdiği göçükten sonra da maden çıkarılmaya devam edildi. “Ölüm kuyuları” olarak adlandırılan ocaklar aynı zamanda kentteki yüzlerce insan için tek ekmek kapısı. Her gün 8 saat yerin 100 ile 120 metre derinliklerine kazma sallayan işçiler, zor ve tehlikenin farkında olmalarına rağmen çalışmak zorunda olduklarını dile getirdi.
KILINÇ: TEHLİKELİ AMA MECBURUZ
16 yaşında ocağa inen 43 yaşındaki Hekim Kılınç, her türlü riski alarak yaptığı işten kazandığı uç kuruş ile 11 kişilik ailesini geçindiriyor. Büyük kömür kütlesini parçalamakla görevli Kılınç, yeraltında en az 7 saat geçiriyor. Hava sıcaklığından kaynaklı atletle çalışan Kılınç, başka bir iş bulamadığı için yeraltına mecbur olduğunu anlattı. Yeraltında kan ter içinde sorularımızı cevaplayan Kılınç, “Burada çalışmaya mecburuz. Bu işi yapmazsak geçinemeyiz. Buralar havasız ve karanlık. Tehlikeli ama ne yapalım? Ölümü göze alıp bu işi yapıyoruz. Mecburuz” dedi.
‘MECBUR BIRAKILDIK’
Kırılan kömürü çıkış noktasına taşımakla görevli Mehmet İbrem (32) de, çocuk yaşlarda yeraltına inenlerden. İbrem, yüzünde eksik olmayan tebessümü, “Burada çocuklarımın ekmeğini çıkarıyorum. Evime helal ekmek götüreceğim. Neden gülmeyeyim ki” diye açıklıyor. Kazandığı parayla 7 kişilik ailesine baktığını vurgulayan İbrem, işsizlik ile tehlike arasındaki tercihini tehlikeden yana koymaya mecbur olduğunu söylüyor.
Kimseye muhtaç olmamanın gururunu dillendiren İbrem, “Tehlikeli olmasına rağmen buna mecbur bırakılmışız. Emeğimiz helaldir. Keyfimiz ve gülmemiz bundandır” diye konuştu.
‘BAŞKA YOL YOK’
Hastalık ve taziye ziyaretleri dışında her gün ocakta olduğunu kaydeden İbrem, 1 No’lu Kömür Ocağı’nda yaşamını yitiren 8 kişiyi hatırlatarak, şöyle devam etti: “Burada herkes birbirin tanır ve akrabadırlar. Bir felaket başımızdan geldi. Ocaklarda çalışan tüm işçilerin aileleri bundan dolayı üzgün. Sonuçta yaptığımız iş tehlikeli. Her an ölme veya yaralanma riskiyle karşı karşıyayız. Acaba bugün başlarına bir şey gelecek mi? diye soran aileler sürekli tedirgin. Ama başka bir yol yok.”
‘DENEYİMLİ OLMAK GEREKİYOR’
Birçok tehlike ile karşılaştığını da anlatan İbrem, 6 yıl önce göçük altından kalan 2 arkadaşlarını nasıl kurtardıklarını ise şu sözler ile anlattı: “Arkadaşlarımızı göçük altında çıkarmak için kazı yaptık. Deneyimsizdik. Yanımıza, 30-40 yıldır ocakta çalışan arkadaşlarımız geldi. Yanlış yeri kazdığımızı söylediler. Bize ‘kazmaya devam edersiniz işçiler havasızlıktan ölür’ dedi. Daha sonra bize kazmamız gereken noktayı gösterdiler. Bir saatlik kazıdan sonra arkadaşlarımız sağ bir şekilde kurtarıldı. Kömür ocaklarında olası bir kazayı önlemek için deneyimli olmak gerekir.”
‘ZENGİN DE MEMUR DA DEĞİLİZ’
İşçilerden Serdar Ölgen (30) de benzer zorluklara dikkat çekerek, 5 kişilik ailesine baktığını söylüyor. Eşinin bu işi yapmasını istemediğini fakat başka çaresinin olmadığını ifade eden Ölgen, şunları söyledi: “Zengin değiliz, memur değiliz. Buradan başka herhangi bir yerden gelirimiz yok. En azından başka bölgelerde çalışmıyoruz. Kendi topraklarımızda ekmeğimizi kazanıyoruz.” Kentteki işsizliği de hatırlatan Ölgen, “Şırnak zaten yıkıldı. İnsanlar, artık işi bırakmış sağlam olan evlerinin yıkılıp yıkılmayacağını düşünüyor. Hayvancılık yapmak isteseniz de hayvanı nerede besleyeceksiniz? Her yer yasaklı” diye konuştu.
Kaynak: MA / Mehmet Şah Oruç – Cihan Ölmez